09 Temmuz 2010
Sayı: SİKB 2010/27

 Kızıl Bayrak'tan
İşbirlikçi rejimler için
esas olan uşaklıktır!
Kirli savaş tırmandırılıyor!
Düzen güçleri Kürt halkına karşı
tam siper aldı!
Başbuğ’dan Kürt sorunuyla ilgili
“şanslı” açıklamalar!
GOP BDSP’den zorunlu açıklama
Sivas katliamı eylemlerle
lanetlendi
UPS’de patron-polis
saldırılarına geçit yok!
TEKEL işçisi hesap soruyor!
İşçi ve emekçi hareketinden.
Toplu Sözleşme Sempozyumu’nun ardından
Sempozyum üzerine düşünceler.
Metal patronlarının saldırılarına karşı direniş!
BMİS Gebze Şube Başkanı’yla konuştuk
Rize Belediye Başkanı’ndan ırkçı, cinsiyetçi açıklama.
6. Avrupa Sosyal Forumu gerçekleşti.
Yunanistan mali krizi ve AB’nin yeniden dizaynı.- Volkan Yaraşır
Katastrofik sarmal - Volkan Yaraşır
Obama yönetimi işgalci orduların şefini kovdu.
“Kürtler ne istiyor?” - M.Can Yüce
Kapitalizmin vazgeçemediği
oyuncağı nükleer!
Çevre katliamına HES’lerle devam!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çevre katliamına HES’lerle devam!

Sermayenin çıkarları doğrultusunda Karadeniz’de çevre, insan ve toplumsal fayda gözetilmeden yapılan Hidro Elektrik Santralleri’nin son kurbanı Rize’nin ünlü İkizdere Vadisi oldu. Doğa harikası olarak nitelendirilen, endemik bitki ve canlı çeşidi açısından dünyanın en önemli 200 vadisi arasında yer alan Rize’nin İkizdere Vadisi’ndeki ilk HES denemesi olan Cevizlik Hidroelektrik Santrali’nin üretime geçmesinin ardından derenin 8.5 kilometrelik kısmı kurudu.

Sermaye devleti tarafından elektrik üretiminin ucuz bir biçimde karşılandığı demagojisiyle özellikle Karadeniz’de ihaleye sunulan HES projeleriyle, Karadeniz halkının yaşam alanları, geçim kaynakları yağmalanıyor ve çevre katliamları yaşanıyor.

Bölgede daha önce deneme üretimine geçen HES nedeniyle Güneysu Gürgen Deresi’nin kuruması yöre halkının ihtiyatlı davranmasına neden oluyor. 64 kilometrelik vadide 20’yi aşkın HES’in daha yapılmasının planlandığını, bu olduğunda suyun 55 kilometre boyunca tünele alınacağını belirten yöre halkı, İkizdere’nin tamamen kurumasından endişe ediyor.

Sanko firması vadide yaklaşık dört yıl önce 95 megavat kurulu gücünde HES yapımı için çalışma başlattı. HES inşaatının durdurulması istemiyle İkizdere Derneği öncülüğünde 2007 yılı Mart ayında Rize İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Dava süreci çeşitli aşamalardan geçtikten sonra dereye 2.8 metreküp/saniye su bırakılması karara bağlandı. Bu sürede HES inşaatı tamamlandı ve 2 Temmuz Cuma günü deneme üretimine geçildi. İkizdere ilçesi Cevizlik Köyü ile Soğuksu Köyü arasında kalan bölümde su, tünele alınınca İkizdere Deresi 8.5 kilometre boyunca kurudu.

Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan, dereye firmanın taahhüt ettiği gibi saniyede 2.8 metreküp su bırakılmadığını, bırakılan suyun en fazla 500 ya da 600 litre olduğunu belirtiyor. “Derenin kuruması, yaşamı ve bölge iklimini de olumsuz etkiliyor. Bu suda balığın veya diğer canlıların yaşaması mümkün değil.” diyen Şan, yapılması planlanan diğer HES’ler hakkında da bilgi veriyor. Şan, İkizdere Vadisi’nde yapılacak ve sayıları 26’yı bulması beklenen santraller sonrası suyun 55 kilometre boyunca tünellere alınacağını ve İkizdere’nin tamamen kuruyacağını belirtiyor.


 

 

Samandağ’da santrallere karşı miting...

RES’lere karşı mücadeleye!

Uzun zamandır, yaşam alanları olan tarım arazilerini hoyratça işgal ederek rüzgar enerjisi santralleri kurmak isteyen sermayedarlara karşı militan mücadele yürüten Samandağ’a bağlı Tekebaşı Beldesi emekçileri 4 Temmuz günü Samandağ’da bir miting düzenlediler. Mitingde başta Tekebaşı, Mızraklı, Koyunoğlu, Kuşalanı’nın yanısıra Samandağ’ın birçok köyünden emekçiler bir araya gelerek yaşam alanlarında santralleri istemediklerini haykırdılar.

Miting programında ilk olarak “Yaşam Alanlarına Sahip Çık Platformu” adına Behzet Can bir konuşma yaptı. Daha sonra platformun bir başka aktivisti olan Ata Durgun söz aldı. Durgun, RES’lerin bugüne kadar kurulamamış olmasının halkın fiil-meşru mücadelesi sayesinde olduğunu söyleyerek, birleşik mücadeleyle kazanacaklarını ifade etti. Devrimci Samandağ halkını da bu mücadelelerinde yanlarında olmaya çağıran Durgun’dan sonra Çetin Sakallı söz aldı.

RES’lere karşı açılan davada yöre halkını temsil eden Sakallı, şirketlerin hiçbir devlet kurumundan izin almayarak başına buyruk davrandığını ve yasadışı bir işe giriştiğini ifade etti. Ayrıca sermayenin sayısız RES kurma girişimini yüzlerce jandarma ve polis eşliğinde gerçekleştirmesinin de devletin kimden yana olduğunu açıkça gösterdiğini söyleyen Sakallı’nın konuşmasından sonra miting coşkulu bir atmosferde ilerledi.

Tekebaşı’ndan bir emekçi ise kitleye Arapça konuşarak seslendi. Mitinge yaklaşık 1500 emekçi katıldı.

Kızıl Bayrak / Antakya



Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!

“Kelepçelere boyun eğmeyeceğiz!”

Devrimci ve ilerici kurumların her hafta cuma günü yaptıkları, “Hasta Tutsaklara Özgürlük” eylemi 2 Temmuz Cuma günü devam etti.

Taksim Tramvay Durağı’nda biraraya gelen kurumlar eylemde, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” yazılı İngilizce ve Türkçe pankartlar arkasında İstiklal Caddesi boyunca Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüdüler.

Yürüyüş boyunca, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!” sloganları atıldı. Galatasaray Lisesi önüne gelindiğinde, basın metnini TAYAD’tan Nagehan Kurt okudu.

Açıklamada Sivas katliamını hatırlatan Kurt şunları söyledi: “Hasta tutsakların tabutunu birer birer kaldırmaktansa, vicdanımızı öldürmektense; kelepçelerin kollarımıza takılmasından çekinmeyeceğiz. Demokrasi mücadelesine kelepçe takanlara boyun eğmeyeceğiz.”


Adana’da hasta tutsaklar için eylem

Adana’da hasta tutsaklar için her hafta gerçekleştirilen eylemlerden biri de 3 Temmuz günü yapıldı.

İnönü Parkı’nda yapılan açıklamada her fırsatta demokratikleşmeden bahseden AKP ve onun sözcülerinin Güler Zere örneğinde olduğu gibi hasta tutsakları sessizce öldürmeye devam ettiği ifade edildi. Hükümetin 86 yeni cezaevi yapacağının ve bunların maliyetinin 1 milyar 796 milyon TL olacağının belirtildiği açıklamada bunun daha fazla açlık yoksulluk ve zulüm anlamına geldiği söylendi.

İHD, Emek ve Özgürlük Cephesi, Devrimci Proletarya, ESP, BDSP, Halk Cephesi ve ODAK tarafından gerçekleştirilen açıklamanın ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul - Adana