Çorlu’da linç girişimi
Vicdani retçi Halil Savda’nın 15 Mart günü Çorlu’da gerçekleşen duruşması öncesi sabah saatlerinde yürüyüş sonrası basın açıklaması eylemi yapmak isteyen 30 kişi polis tarafından engellendi. Daha sonra mahkeme salonunun önünde bekleyen 15 kişilik grup, polisin kordonu altında olmasına rağmen, bozkurt işareti yapan “Kahrolsun PKK!” sloganları atan 50 kişilik faşist güruhun saldırısına uğradı.
Polis, saldırıya uğrayanlara göz yaşartıcı sprey ile müdahale etti. Olay sonrasında vicdani retçi Halil Savda’nın avukatı Suna Coşkun bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Faşist güruh basın açıklamasına da saldırı girişiminde bulundu. Vicdani retçilerin otobüsleri taşlandı, eylemcilerden yaralananlar oldu. Olayların ardından faşistlerin sırtını sıvazlayan kolluk güçleri saldırganları olay yerinden uzaklaştırdı.
Kurtuluşumuz örgütlü birliğimizde!
Merhaba emeği ve alınteriyle yaşamını devam ettiren işçi dostlar. Merhaba dünyayı üretenler. Bizler tarihten beri hep ezilen, sömürülen, insani duyguları yıpratılan, yaralı yürekli fakat dili olmayan, daha doğrusu dili kesilen ve gözü kör edilen bir kitleyiz. Geniş ve çok güçlü bir kitle olmamıza rağmen çok azımız sesimizi çıkarıyor ve bu zulme son vermek için çaba harcıyoruz. Haykırışımızın ve kavgamızın sebebi isteklerimizin karşılanabileceği ve hayat döngümüzü kendimizin kurabilecegi insanca yaşam ve özgür bir gelecektir. Artık sorunlarımıza karşı “biz de varız” diyebilme cesaretini bütün işçiler gösterebilmeli. “Biz de varız” diyen güçlü bireylerle donatılmış, sonuca ulaşmak isteyen, umut kapılarını ardına kadar açmış, kendini tanımak isteyen, düşüncelerini özgürce ifade etmekten çekinmeyen insanlar olmalıyız.
Eğer bugünden böyle olmazsak yarın her şey için çok geç olabilir. Bizler tarihi aydınlatacak ve yeniden yazacak işçi sınıfıyız. Bu gücümüzü görelim ve GOP İşçi Platformu’nun çağrısına kulak verelim. Tek yumruk ve tek yürek olalım. O zaman önümüzde hiçbir güç duramayacaktır.
GOP’tan bir işçi
Dr. Füsun Sayek Tıp Eğitimi Buluşması
TTB 30-31 Mart tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Abdulkadir Noyan Salonu’nda “Sağlıkta Değişimin Anahtarı, Dr. Füsun Sayek Tıp Eğitimi Buluşması” gerçekleştirecek.
Sağlıklı bir topluma ulaşmanın koşulları arasında toplumu tanıyan, toplumun sorunlarına duyarlılık gösteren, akıl ve bilimsellikle yaklaşan hekimlere sahip olunması gerektiğini ifade eden TTB, bu tür hekimlerin yetiştirilmesi için toplumun tüm kesimlerinin ilgi göstermesi gerektiğini dile getirdi. Hekimlerin meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği’nin de yıllardır, tıp eğitimi konusunda çaba gösterdiğini vurguladı. TTB’nin tıp fakültelerinin altyapı sorunları; öğrenci sayısı/eğitim ilişkisini, tıp eğitiminde değişimi, tıp eğitiminin sürekliliği ya da sürekli mesleki gelişim konularını gündemine alarak tartıştığını ve katkıda bulunduğunu söyledi. 30-31 Mart 2007 tarihleri arasında Ankara’da Füsun Sayek Tıp Eğitimi Buluşması-II’nin bu konuları bir kez daha tartışmak ve bir “Kararlılık Bildirgesi” çıkarmak üzere düzenlendiğini ifade etti.
Antakya’da sağlıkçı eylemi
Antakya Devlet Hastanesi önünde, 14 Mart günü saat 12.30’da yapılan basın açıklamasında; Aile Hekimliği uygulaması ile sağlık ocaklarının kapatılmasına, ‘özerkleştirme’ adı altında hastanelerin ticari işletmelere dönüştürülmesine ve sağlıkta yıkım yasası olan SSGSS Yasası’na karşı seyirci kalınmayacağı vurgulandı.
Eylemde ‘Sağlık haktır satılamaz!”, “Sağlık ocakları kapatılamaz, hastanemizi kapattırmayacağız!” sloganları atıldı
Kızıl Bayrak/Antakya
27-28 Eylül’de özelleştir(me) sempozyumu
TMMOB Yönetim Kurulu, Özelleştirmelerin ve Sonuçlarının Takibi Çalışma Grubu’nun önerisi üzerine Ankara’da iki gün sürecek bir sempozyum düzenlenme kararı aldı. Sempozyum 27-28 Eylül ‘07 tarihleri arasında Ankara’da yapılacak.
“Türkiye’de Özelleştir(me) Gerçeği Sempozyumu”nun ana teması “özelleştirmeler karşısında neler yapılabileceği ve neler yapılması gerektiği” olacak. Sempozyumun bir oturumunda dünyada yaşanan özelleştirme saldırısı incelenecek. Türkiye dışından davet edilecek kurum ve kişiler de konuşmacı olarak sempozyuma katılarak dünyada özelleştirme uygulamalarına karşı geliştirilen mücadeleler ele alınacak.
Sonuncusu, forum olmak üzere toplam 5 oturum olarak düzenlenecek sempozyuma akademik çevrelerden de katılım sağlanmaya çalışılacak.
|