23 Mart 2007 Sayı: 2007/11(11)

  Kızıl Bayrak'tan
   Emperyalist işgalin dördüncü yılında Irak…
  Newroz’un gösterdikleri
Newroz Türkiye’nin dört bir yanında coşkuyla kutlandı
Emperyalist saldırganlık ülkenin dört bir yanında protesto edildi...
“Beyazıt ve Halepçe katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız!”
 Eğitim-Sen alanlara çıkmaya hazırlanıyor!
  Tarımda yoksulluk, kentte yoksulluk -
Yüksel Akkaya
  Parti programımızda ulusal sorun / 2
II. Bölüm
  ABD taşeronlarının Filistin sorununa “çözüm” arayışı
  ABD ve İsrail’in İran ve Suriye’ye yönelik tehditleri - Abu Şehmuz Demir
  Kapkaç, hırsızlık, çetecilik, fuhuş, uyuşturucu, yolsuzluk ve çürüme...
  “Dünyanın Bütün Dillerini Konuşuyoruz!”
çağrısı İstanbul’un dört bir yanına yayılıyor!
  Sermayenin kölesi, diplomalı işsiz olmamak için birleşik devrimci mücadeleye!
  Devrimci Yurtsever Gençlik, durumu,
görev ve sorumlulukları / III
  Bültenlerden...
  Pusulanız neyi işaret ediyor?
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Newroz’un gösterdikleri

Newroz başta Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana ve Van olmak üzere birçok kent merkezinde kitlesel gösterilerle kutlandı. Böylelikle devletin günler öncesinden baskı ve terör kampanyasıyla oluşturduğu kuşatma, Kürt halkı tarafından boşa çıkarıldı. Ne baskılar, ne yasaklamalar ve tutuklamalar, ne de tehdit ve şantaj işe yaradı. Kürt halkı militan bir ruhla, engelleri bir bir yıkarak alanları doldurdu. Büyük bir mücadele coşkusu ve kararlılığıyla düzen güçlerine teslim olmayacağını ve ulusal özgürlük taleplerine sahip çıktığını gösterdi. Bu haliyle Kürt halkı sermaye iktidarı karşısında bir Newroz’u daha kazanmış oldu.

Oysa devlet Newroz öncesinde son yıllarda görülmemiş bir hazırlık yapmıştı. Öyle ki, günler öncesinden üst düzey askeri yetkililerin katıldığı güvenlik zirvelerinde konu tartışıldı. Hassas bölgelere büyük bir askeri yığınak yapıldı. En önemlisi üst perdeden tehditler savruldu, halk Newroz alanlarından uzak durması konusunda uyarıldı. Yetmedi, her yıl hafta sonu yapılan Newroz mitinglerine bu kez hafta sonları yasaklandı. Bitmedi Mersin gibi kent merkezlerinde, belediyenin ulaşım araçları seferden kaldırılarak katılım engellenmeye çalışıldı. Bazı merkezlerde ise tutulan otobüslerin hareket etmesine engel olundu. Yetmedi, halkın önü birçok noktada kesilerek bitmek bilmeyen arama-tarama prosedürleri uygulandı. Miting alanlarının girişlerinde ise insanlar didik didik arandı, taciz edildi. Yasaklanan döviz, pankart ve flamalara el kondu. Birçok kişi gözaltına alındı. Direnenler dayaktan geçirildi, bazı yerlerde ise kurşunlandı. Devletin müdahalesi alan ve kürsülere kadar uzandı. Polis helikopterleriyle alanı taciz etmekten kitlenin açtığı döviz ve flamalar gerekçe gösterilerek kürsüye yapılan anlık müdahalelere kadar oldukça provokatif davranışlarda bulunuldu. Fakat tüm bu saldırgan ve provokatif tavırlara karşın ne Newroz’un kitleselliği ve coşkusu baltanabildi, ne de Kürt halkının kendisini ifade etmesine engel olunabildi. Newroz her yıl olduğu gibi, militan bir ruh ve coşkulu bir atmosferde kutlandı.

Newroz gösterilerini örgütleyen DTP yönetimi bu yıl, alanlarda herhangi bir çatışmalı durumun çıkmasını engellemek ve olası provokasyonları önlemek üzere özel bir hassasiyet gösterdi. Bunun için “belirlenen slogan ve pankartlar dışında pankart ve slogan kullanılmaması” yönünde sık sık uyarılarda bulunuldu. Kolluk güçlerinin saldırgan tutumlarına karşı öfkesini haykıran halk sakinleştirildi, militan ve coşkulu çıkışların önü baştan alındı vb. DTP yönetimi bu hassasiyetine gerekçe olarak, ordu merkezli devlet güçlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimi ekseninde yaşanan çatışmada Newroz’u kullanma ihtimalini gösterdi. DTP yönetimine göre, Cumhurbaşkanlığı konusunda çatışan güçler, Newroz’u bahane ederek ellerini güçlendirmeye, kendi lehlerine avantaj sağlamaya çalışacaklardı. Ordu merkezli düzen güçlerinin hazırlığı bu yöndeydi, bunun için günlerdir ortamı gerecek biçimde davranmakta, sınır ötesi operasyon ve Öcalan’ı zehirleme gibi provokasyonlara imza atmaktaydılar. Bundan dolayı Newroz bu güçlerin emellerini boşa çıkaracak biçimde sükunet içinde olaysız ve barışçıl geçmeliydi. İşte DTP yönetiminin Newroz’a hazırlığı ve Newroz programına esas oluşturan değerlendirme bu biçimdeydi. Bundan dolayı DTP yönetimi Newroz alanlarında herşeyden önce bunun gereklerini yapmaya çalıştı. Dolayısıyla kürsü ve organizasyon bakımından Newroz’a damgasını vuran bu hassasiyet ve bunun ürünü tutumlar oldu. İşte DTP’nin bu sıkı denetimi ve müdahaleleri olmasaydı, Newroz alanlarına bugün olandan çok daha mücadeleci ve militan bir ruh egemen olabilirdi. Zira gözlemlenebildiği ölçüde Kürt halkının mücadele azmi ve enerjisi, özellikle son yaşanan saldırılarla birlikte oldukça artmıştır.

DTP’nin Kürt halkı üzerinde uyguladığı bu denetim, her ne kadar Kürt halkının mücadele enerjisinin açığa çıkmasına mani olmuşsa da, bir başka yönden bu enerjinin ve mücadele dinamiklerinin boyutlarının test edilmesine de yardım etmiştir. Öyle ki alan, kürsünün düzen güçlerine barışçıl mesajlar gönderen ifadeleri karşısında oldukça tepkisiz kalırken, Kürt ulusal davası ve Güney Kürdistan konusundan bahsedildiğinde alabildiğine canlanmış, gerilim yükselmiştir. Diğer taraftan DTP yönetiminin denetiminin zayıfladığı her durumda halk kolluk güçleriyle karşı karşıya gelmiş ve uzun süreli çatışmalar yaşanmıştır. Örneğin Diyarbakır’da polisin bazı insanları gözaltına almak istemesi üzerine halk polisi ve polisin sığındığı binayı taşlamıştır. İstanbul’da, Siirt’te, Mersin’de, Adana ve İzmir’de de benzer görüntüler yaşanmıştır. Tüm bunlar Kürt halkının düzenle bağlarının son derece zayıf, mücadele isteğinin ise son derece güçlü olduğunu teyit etmektedir. Bu halkın bugün ihtiyacı net hedefler ve doğru bir mücadele perspektifidir.

DTP yönetiminin bugün bu halka gösterdiği tek somut hedef seçimlerdir, seçimler yoluyla halkın iradesinin meclise taşınmasıdır. Newroz alanında her şeyi getirip bu noktaya bağlamışlardır. Fakat karşılarında duran halkın ufku, hiç de mecliste temsil edilmekle sınırlı değildir. Newroz alanlarındaki politik ve moral atmosfer halkın ufkunun ve umudunun bunun çok daha ötesinde olduğunu göstermektedir. Bundan dolayı düzen küçük kırıntılar vermeyi ve bir takım düzen içi kanallar yaratmayı bir politika olarak benimsese dahi Kürt halkı bu kadarıyla yetinmeyecek, daha ötesini isteyecektir. İşte düzenin çok yönlü kuşatması ile birlikte DTP’nin dizginleyici tutumuna karşın Newroz’un bu denli militan ve görkemli bir biçimde kutlanıyor olmasının sırrı buradadır. Kürt halkının hareketini belirleyen o denli çok faktör vardır ki, ne düzenin ne de DTP ve PKK’nin bu hareketi tam olarak denetleme ve yönetme imkanı bulunmamaktadır. İşte bu yılın Newroz’unun en önemli sonuçlarından biri de bu olmuştur.

Bir yıl öncesinin Newroz’u ile karşılaştırıldığında bu yılın Newrozu’nu ayırt eden en dikkat çekici olgu, alana hakim ruh halidir. Öyle ki, bu yılın Newroz’unda kopması beklenen bir fırtınanın öncesinde olabilecek nitelikte, endişe ile dinginliğin iç içe geçtiği bir ruhhali gözlemlenmekteydi. Emperyalist savaş hazırlıklarının gizli kapılar ardında sürdüğü, buna bağlı olarak Ortadoğu’yu karanlık bulutların kapladığı bir dönemde bölgenin kadim haklarından Kürt halkının bu tepkisi boşuna değil.

Son olarak belirtmek gerekirse, 2007 Newroz’unda Kürt halkı bir kez daha mücadele enerjisini ve gücünü ortaya koymuştur. Fakat bu güç ve enerjinin düzeni temellerinden sarsması için “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” ekseninde diğer milliyetlerden işçi ve emekçilerle devrimci bir çizgide buluşması zorunludur. Maalesef Kürt halkı 2007 Newroz’unda devrimci güçlerin sınırlı desteği bir yana bırakılırsa, büyük ölçüde yalnız kalmıştır. Bu yalnızlığı ortadan kaldırmak bugünün en önemli görevidir ve Newroz’da olmadıysa 1 Mayıs bu buluşma için bir zemin olarak değerlendirilebilir. Bunun için Newroz ruhunu 1 Mayıs’a taşıyacak bir bakışla hareket etmek büyük önem taşımaktadır.