Newroz kutlamaları geride kaldı. Bu yılki Newroz kutlamalarının temelde üç ayrı biçim altında gerçekleştiği söylenebilir. Bunlardan birincisi devletin Newroz kutlamalarına izin vermediği kentlerde gerçekleştirilen, gerçekleştirilmeye çalışılan militan Newroz kutlamalarıydı. İkincisi, devletin izin verdiği kentlerde, ağırlıklı olarak teslimiyetçi çizginin denetiminde gerçekleştirilen ve devletle karşı karşıya gelmemek için çok büyük özen gösterilen, adeta artık Kürtlerin uslu çocuk olduğunu kanıtlamak üzere organize edilmiş kutlamalardı. Üçüncüsü ise her zamankinden daha yaygın olarak devletin, özel savaşın bir parçası olarak geliştirdiği sahte Nevruzlardı. Devlet terörüne karşı militan direniş çizgisi Devlet bazı kentlerde HADEPin Newrozu mitinglerle kutlama isteğini reddetti. Newrozu yasakladı. Kendi cephesinden bir kararlılık gösterisine girişen devlet, bir bakıma Kürt halkının coşku ve öfkesini HADEPin temsil ettiği teslimiyetçi çizginin denetiminden kurtarmış oldu. HADEPin kutlamalar üzerindeki denetiminin farklı amaçla da olsa kırıldığı bu kentlerde Newrozu kutlamak için sokağa çıkanlar yoğun bir polis ablukasıyla karşılaştılar. Özellikle Mersin ve İstanbulda kitleler devlet güçlerinin gözü dönmüş terörüne maruz kaldılar. Ancak Newrozu kutlamak isteyenler de en az polisler kadar kararlıydı. Yüzlerce gözaltıya, gaz bombalarına, panzerlerle üzerlerine yürünmesine rağmen, insanlar saatlerce Newrozu sahiplendiler, onu devlete terketmemek için çatıştılar. Hele Mersinde sergilenen ısrarlı, militan sokak direnişleri devlet güçlerini çoğu zaman çaresiz bıraktı. Mersinde öğleden sonra, İstanbulda ise akşam saatlerinden itibaren devlet pes etmişti. Emekçi semtlerinde yakılan Newroz ateşlerine müdahale etmeyi bıraktılar. Gerçek Newroz koparılıp alınmıştı. Kürdistandaki kutlamaları devlet değil teslimiyetçiler denetledi Kürdistanın hemen bütün illerinde izinli kutlamalar yapıldı. Geçen yıl çıkan w krizinden ders almış olmalılar ki, HADEPliler bu kez, birçok ilde valiliklere verdikleri izin dilekçelerine Nevruz yazmayı tercih ettiler. Bunun ne kadar etkisi oldu bilinmez, ama başta Diyarbakır olmak üzere birçok ilde kutlamalar için izinler alındı. Diyarbakırdaki Newroz kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişilik büyük bir kitle katıldı. Avrupa Parlementosu Milletvekillieri Feleknaz Uca ile Helin Baba da kutlamaları izlediler. Başta Sezen Aksu olmak üzere bir dizi sanatçı da alanda konser verdi. Siirtteki kutlamalarda konuşan HADEP Genel Başkan Yardımcısı Kemal Peköz, parti olarak Türkiyenin ABye girmesi için her türlü katkıyı yaptıklarını söyledi. Elazığda ise HADEP İl Başkanı, Emniyet Müdür Yardımcısına çiçek vererek onun ve polislerin Nevruz Bayramını kutladı, böylelikle de barış sürecine güya katkı yapmış oldu. Bu kadarı bile gösteriyor ki HADEP, kendi denetiminde geçen Newroz kutlamalarını emperyalistlere ve sermaye devletine şirinlik gösterisine dönüştürmeye çalışmış, bunda da belli ölçüde başarılı olmuştur. Devletten yaygın sahte Nevruz kutlamaları Devletin bu yıl sahte Nevruz kutlamalarını bir hayli yaygın yaptığı gözlenmektedir. İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerin yanı sıra Trabzon, Kayseri vb. birçok kentte resmi kutlamaları gerçekleştirildi. Özel savaşın en yoğun yıllarında dahi devlet biri Ankarada bir diğeri Diyarbakırda iki resmi kutlamayla yetiniyordu, daha doğrusu yetinmek durumunda kalıyordu. Çünkü devletin tüm baskısına ve propagandasına rağmen meşru olan Nevruz değil Newrozdu. Resmi kutlamalardan sermayenin kiralık kalemleri dahi çoğu kez gizli bir alayla sözediyordu. Fakat son yıllarda yaşanan gelişmeler Kürt halkına ait pek çok değerin olduğu gibi Newrozun da içinin boşaltılması, anlamsızlaştırılması noktasında devlete büyük imkanlar sağladı. Nevruzla Newroz arasındaki fark silinmeye yüz tuttu. Bugün HADEPlilerin izin almak için dilekçelere Nevruz yazabilmelerinin de, resmi kutlamaların bu denli meşrulaşmasının da gerisinde bu aynı olgu yatmaktadır. Newrozu sahiplenmek ihanet ve Sömürgeci ve sömürücü düzenin sahipleri sevinmekte o kadar acele etmesinler. Bugün teslimiyetçi ihanet platformu sayesinde içini bir ölçüde boşaltmayı başardıkları Newroz asla ve asla istedikleri türden bir Nevruza dönüşmeyecektir. Newroz ve onunla birlikte birçok ilerici, devrimci değer Kürt emekçilerinin mücadele hafızasına kazınmıştır. Bugünkü durum geçicidir. Kürt emekçilerinin beynine ve yüreğine kök salmış bu değerler aynı zamanda yeni bir devrimci uyanışın da güvencesidir. Türkiyenin, Kürdistanın ve Ortadoğunun her yerinde, Newroz ateşlerinin gerçek sahipleri tarafından tutuşturulduğunu görmek için çok fazla beklemek gerekmeyecektir. |
|||||