Kızıl Bayrak'tan Türk-İş bölge toplantıları sürüyor. Son olarak, teftiş için geldiklerinde tekrarladıkları direktif yine KİTlerden işçi tasfiyesi konusunda oldu. Bunun üzerine İMF uşağı hükümet 40 bin civarında işçinin daha Hazirana kadar işten çıkarılmasını karara bağladı. Türk-İş ise hala salon toplantılarıyla işçileri oyalama görevini sürdürüyor. Oysa toplantıların İstanbulda gerçekleştirilen ilk ayağında işçiler Meralden eylem sözü alıncaya kadar sürdürdükleri protesto ile mücadele istek ve kararlılıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardı. Ne var ki bunun yeterli olmadığı görülüyor. Eğer farklı bir tutum geliştirilemezse, Türk-İş toplantıları bitirip eylem kararı alıncaya kadar tasfiyeler büyük oranda tamamlanacak. Sendikaların ağırlıklı olarak KİTlerde örgütlü olduğu hesaba katılırsa, emekliye ayrılan veya sevkedilenlerle birlikte 60-70 bini bulacak tasfiyeler sonucunda buralarda örgütlü sendikaların da, hala yetkisi düşmezse, iyice güçten düşeceği açık. Farklı bir tutum, şimdilik İstanbulda Bakırköy Sümer Holding işçileri tarafından geliştirilmeye çalışılıyor. Bu sayımızda açıklamalarına da yer verdiğimiz Sümer Holding işçilerinin birlik ve mücadele çağrısının yanıt bulabilmesi, yukarıdaki tablonun değiştirilebilmesinde kuşkusuz etkili olacaktır. Yaklaşan 1 Mayıs ise, yoğunlaşan saldırılar ve sorunlar karşısında ve sınıf mücadelesinin yükseltilebilmesi için yine en büyük fırsatların başında geliyor. Bu fırsatı değerlendirebilmek, kalan zamanı en verimli biçimde kullanılmasından geçiyor. Sınıfın ve emekçilerin temel talepleri ve genel siyasal talepler, bu süreç boyunca en etkin ve yaygın bir faaliyetle kitlelere maledilmeye çalışılmalı, süreç içinde gerçekleşecek her yerel eylem veya etkinlik bu amaçla değerlendirilebilmelidir. Bu yılki 1 Mayısta, sınıf ve emekçi kitlelerin iktisadi, sosyal, siyasal taleplerinin yanı sıra, tüm toplumun temel bir talebi olarak emperyalist savaşa karşı mücadelenin ve halkların kardeşliği talebinin de öne çıkarılması gerekiyor. Özellikle ABD destekli siyonist saldırılarla günübirlik katliamdan geçirilen Filistin halkıyla dayanışma, konunun öne çıkarılması gereken yanlarının başında geliyor. Bürolarımıza ve çeşitli çalışma alanlarımıza yönelik saldırılara verilecek en iyi yanıtın, daha aktif, daha yoğun bir devrimci faaliyet olduğu bilinciyle davranılmalı, bu saldırıların faaliyeti zayıflatmasına asla izin verilmemelidir. |
|||||