İçindekiler:

14 Temmuz 2023
Sayı: KB 2023/11

Gerici-faşist rejimin "saldırı dalgaları" kabarıyor...
Düzen partileri demokrasinin neresinde!
"İşkenceye karşı mücadeleyi büyütüyoruz!"
NATO masasında kirli pazarlıklar
İktidarın yolsuzlukları sınırları aştı
Torba yasadan zam, rant, gasp çıktı!
Şirket kârlarının ardında işçilerin sefaleti var!
"İstikrarlı sefalet" koşulları kabul edilemez...
İşçi sınıfı prangalarını parçalayacaktır!
"Eşitlik ve insanca yaşanacak bir ücret"
Sefalet ücretine de sendikal bürokrasiye de hayır!
"Ya hep barabar ya hiç barabar"
Emperyalist saldırganlık ve savaşa devam!
Cenin direndi, işgalciler geri çekildi
Emperyalist haydutlar dünyayı yıkıma sürüklüyor!
Fransa'da öfkenin nedenleri ve görevler...
Nahel'in ardından bir hafta!
Ukrayna Savaşı'ndan çıkış arayışları...
Suriye'de gerilimi tırmandırıyor
SYRIZA'nın seçim yenilgisi
Kadın hakları tehlike altında!
Katliam da çıplak arama da insanlık suçudur!
Evvel Temmuz Festivali devam ediyor!
Sınıfın ozanı Rıfat Ilgaz
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İktidarın yolsuzlukları sınırları aştı

K. Düşgör

 

“Yoksulluk, yasak ve yolsuzluğu” yok edeceğini iddia ederek işbaşına getirilen AKP, iktidarı boyunca bu alanlarda işlediği suçlarla kendinden öncekileri fersah fersah geride bıraktı. AKP ile suç ortakları iktidarları boyunca çoklu maaşlar, adresi belli ihaleler, kara para aklama, rüşvet, devlet bütçesinin yağması vb. türlü yol ve yöntemlerle servetlerine servet kattı. Suç ortakları ile çıkarları ters düştüğünde ise tüm kirli işleri ortalığa saçıldı.

17-25 Aralık operasyonu ile ortaya çıkan tapeler ve belgeler, kirli para aklayan Reza Zarrab’ın yargılanma süreci, Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi şirketinden bakanlığa daha pahalıya dezenfektan satması, Sedat Peker’in ifşaatları AKP ile suç ortaklarının nasıl bir yolsuzluk ve talan düzeni kurduğunun bazı örnekleridir. Suça bulanmış mafyatik rejimin kirli siciline son olarak AKP şefi Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın adının karıştığı rüşvet olayı eklendi. Londra merkezli haber ajansı Reuters’ın haberine göre; İsveçli şirket Dignita, Türkiye’de piyasaya süreceği bir ürünün satışlarını artıracak düzenlemelerin yasalaşmasını ve ürünlerin satışında 10 yıllık ticari ayrıcalık istedi. Haberde, firmanın ürünlerinin satışı için alacağı ticari ayrıcalık karşılığında Bilal Erdoğan‘ın sahibi olduğu İbn Haldun Üniversitesi ile TÜGVA Vakfı’na paravan bir şirket aracılığıyla on milyonlarca dolar lobi ücreti ödeneceğini taahhüt ettiği ileri sürüldü. Reuters, belgeleri bizzat incelediklerini ayrıca ABD ve İsveç savcılarının konuyla ilgili inceleme başlattığını yazdı. Gerici-faşist iktidarın sözcüleri peş peşe yaptıkları açıklamalarla iddiaları reddetti ve Reuters haber ajansını suçladılar. Konuyla ilgili çıkan haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına Türkiye’den erişim engeli getirdi. Reuters, haberinin arkasında durduklarını açıklayarak erişim engeline itiraz etti.

Yolsuzlukta da zirvede!

Burjuva düzen siyasetinde yerel yönetimlerden milletvekillerine, bakanlardan bürokratlara kadar hemen herkes pastadan daha fazla pay kapmak için yarışırlar. Burjuvazi adına devleti yöneten tüm iktidarlar yolsuzluk suçuna bulaşmıştır. Ancak AKP; iş cinayetleri, kadın cinayetleri, sömürü, siyasal hak ve özgürlüklerin gaspı alanlarında olduğu gibi yolsuzluk alanında da zirveye yerleşmeyi başardı. Ortaya çıkan yolsuzlukların üstü örtülüyor, suça bulaşanlar yargı tarafından korunup kollanıyor. AKP’li Galip Ensarioğlu; ‘tek adam rejimi’ne ilişkin tartışmalar sırasında sarf ettiği “Yasama bizde, yürütme bizde, yargı bizde, her şey bizde” sözleriyle yolsuzluk ve talan çarkını nasıl döndürdüklerini pişkince itiraf etmişti.

Gerici-faşist iktidarın içinde bulunduğu yolsuzluk batağı uluslararası raporlara da yansıyor.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün son açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 101’inci sırada yer alıyor. Yolsuzluğun en az olduğu ülkelere 100 puan verilen endekse göre, Türkiye 2013 yılından beri 42 basamak gerileyerek son 10 yılın en düşük puanını almış. Yani uluslararası raporlara da yansıdığı üzere gerici-faşist iktidarın işbaşında olduğu Türkiye, yolsuzluk batağına battıkça batıyor.  Gerici-faşist iktidarın yolsuzluklarına paravan olan vakıflar aynı zamanda kirliliklerini dinle örtmenin aparatları olarak kullanılıyor. Son rüşvet olayında da Bilal Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve on milyonlarca lira rüşvet ödenecek TÜGVA; MEB ile yaptığı protokoller, çocuk istismarı ve devlet bütçesinden kaynak aktarımı ile sık sık gündeme geliyor.

Öte yandan habere erişim engeli getirilmesi söz, basın, ifade özgürlüğüne yönelik tahammülsüzlüğün bir başka örneği. İddia sınırlarında yapılan bir habere erişim engeli getirilerek kirli suçlarını emekçilerden gizleyebileceklerini sanıyorlar. AKP ve yandaşlarının sınırları aşan suçları yasak, baskı, engelleme ve manipülasyona rağmen ortadadır.

Gerici-faşist iktidarın yağma, talan, hırsızlık, yolsuzluk, lüks ve şatafat üzerine kurulu düzenleri emekçilerden çaldıklarıdır. Onların servetleri büyürken, emekçilerin yaşadığı sefalet koşulları ağırlaşmaktadır. Emekçiler kendilerinden çalınan tek bir kuruşun bile hesabını sormadıkça ne yazık ki yolsuzluk düzeni hüküm sürmeye devam edecektir.

 

Moloz yığınına karşı tepkiler

 

Samandağ Deniz Mahallesi’nde oturan bir emekçi ile yaşanan sorunlar ve çözüm yolları üzerine konuştuk…

“Sağlımız tehlike altında!”

- Merhabalar, öncelikle geçmiş olsun. Depremin 5. ayındayız. 5 ayda sizin sorunlarınız çözüldü mü? Burada moloz döküm işleminin yapıldığı yer sizin işyerinizin hemen karşısında, bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mediha: Merhaba, bizim burada 1995 senesinden beri işletmemiz var. Deprem nedeniyle işlerimiz tabii ki çok bozuldu. Depremle birlikte burada herkesin bir kaybı oldu, yakınını kaybetmeyen zaten kalmadı. Giden gitti kalan kaldı. Söylenecek çok şey var ama konuşamıyoruz. Gittik halk ile beraber yürüdük, molozlara karşı konuşmalar yapıldı ama yine de fayda etmedi. Neden? Bize dediler ki “yanınızda belediye başkanı, kaymakam, milletvekili olmadan sizin sorununuz çözülemez.” Ama bize bu moloz yıkım yerini zaten belediye başkanı gösterdi. Gösterince halk ayaklandı, ayaklanınca bu adam bir gitti, belediye başkanı 3 aydır ortada yok. Bana diyorlar ki “Neden işletmenizi açmıyorsunuz, illaki gelen giden olur.” Yok açamıyoruz ki molozlar yüzünden toz-toprak, haşere, sivrisinek doldu her yer. Haftanın iki günü kendimiz ilaçlama yapıyoruz. Belediye bu konuda da yardım etmiyor. Bir haftadır su kesintisi oldu, bir daha da gelmedi. Belediye başkanına gittik, dediler ki “belediye başkanı yurtdışına gitti, depremle ilgili oralarda konuşmalar yapacakmış...” Tamam, içme suyumuz var ama duş almayacak mıyız? Yüzümüze su serpmeyecek miyiz? Bu toz-topraktan öldük, nefes alamıyoruz. Sağlımız tehlike altında. Yaşlılarımız var... bu moloz yüzünden kimse gelemiyor.

“Herkes yapacak bir şey yok diyor”

- Birçok ev yıkıldı ve ev yapımına halen daha başlanmadı. Devletin bu konuda da yaptığı hiçbir şey yok. Bu konu hakkında söylemek istedikleriniz var mıdır?

Mediha: 5 evimiz gitti bizim. Dediler ki e-devletten bir şeyler yapın. Yaptık, hatta dün yaptık, yine hep bir sorun gözüküyor. Sistem çöküyor diyorlar, internet yavaş diyorlar... Ben bugün AFAD’a gittim, dediler ki: “Yapacak bir şey yok bu konuda, bir şey diyemeyiz, emir büyük yerden gelecek.” Hiçbir şekilde ipucu vermiyorlar. Ben her ay kira yardımı olarak 5 bin alıyordum, bu ay vermediler. Bir kere taşınma parası verdiler sonra hiçbir şey yok. Söylüyoruz birilerine herkes yapacak bir şey yok diyor.

“Sıraya giriyoruz, kuyruklar çok uzun…”

- İçme suyu, gıda, erzak sıkıntısı gibi temek ihtiyaçlarda yaşanan sorunlar devam ediyor mu?

Mediha: İlk günler bana, anneme, kardeşime yaptılar erzak yardımı. Sonra dendi ki sıraya girilecek. Biz sıraya mı gireceğiz koli için? Sonradan gittim annem için girdim sıraya. Muhtara başvurduk, dediler ki orada da “adınızı-soyadınızı, telefon numaranızı bırakın.” 5-6 ay oldu bilgilerimizi bırakalı, ne koli, ne çadır, ne de erzak gelmedi... Sıraya giriyoruz, kuyruklar çok uzun, annem yaşlı ayakta duramıyor. Artık cebimizdekini bitirene kadar yaşayacağız bir şekilde. Herkese çok geçmiş olsun diyorum. Size de başarılar diliyorum, teşekkür ederim.

Kızıl Bayrak / Samandağ