İçindekiler:

5 Haziran 2023
Sayı: KB 2023/08

2023 seçimlerinin ardından...
Erdoğan "seçildi", emperyalistler "rahat nefes aldı"
Modern köleliğin temsilcisi...
Seçimlerin ikinci perdesi
Düzenin siyaset sahnesi
Seçimler, reformizm ve hayal kırıklıkları
Edilgenlik kırılmadan, gericiliğin gücü kırılamaz!
İnsanca bir yaşam için seçimimiz mücadele!
Değişimin yolu mücadeledir!
İşçi sınıfı "oy rezervi" değildir
"Sermayenin, örgütlü işçi sınıfından korktuğunu görüyoruz"
İşçi ve emekçi eylemlerinden...
İnisiyatifli ve yaratıcı yerel çalışma
Engels eylemi davalarından ikincisi görüldü
Proletaryanın ayak sesleri
Çin yönetiminden G7 kararlarına tepki
Savaş kundakçılarının G7 zirvesi
NATO'dan "Rusya'ya tehdit" tatbikatı
Esad yeniden Arap Birliği Zirvesi'nde
Lutte Ouvrière festivali başladı!
"Üretken yapay zeka" ve asalak emperyalizm
Burjuva siyaset sahnesinde akan pislik
Çocuklar için mücadeleye!
Sinanlar'ın yaktığı meşalenin izinden ileriye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Erdoğan “seçildi”, emperyalistler “rahat nefes aldı”

 

Hem Saray beslemesi medya hem sosyal medyadaki maaşlı troller, emperyalistlerin Tayyip Erdoğan’ın seçilmesini engellemeye çalıştığı yalanlarını kullanarak propaganda yaptılar. “Anti-emperyalist” pozlar takının bu gerici-faşist tetikçiler, düzen muhalefetini “dış güçlerin maşası” olmakla suçladılar. Benzer söylemleri küfür, hakaret, tehdit dolu vaazlarında Erdoğan’da tekrarladı. Elbette diğer düzen partilerinin de emperyalistler şu veya bu şekilde ilişkileri var. Ancak hem MHP hem AKP doğrudan Amerikan projesi olarak kurulmuş partilerdir. Her şeye rağmen bu pespaye propagandanın AKP-MHP rejiminin ‘kemik tabanı’ diye tanımlanan kesimlerde alıcı bulduğu ifade ediliyor.

Kişi olarak AKP şefinden hazzetmeyen emperyalist şefler, buna karşın “burnunu kapat Erdoğan’la el sıkış” diyecek kadar da pragmatistler. Zira onları ne kişi olarak Erdoğan ne Saray rejiminin halka uyguladığı baskı ve zorbalık ilgilendirir. Önemli olan kirli işlerini belli bir para karşılığında yapacak “kullanışlı” birinin olmasıdır. Bunun için de AKP şefinden daha iyisini bulamazlar. Zira bir “at pazarlığı” ustası olduğu için onunla her hâlükârda anlaşmanın bir yolunu buluyorlar. Bunun en bariz örneği, mültecilerin Avrupa’ya geçişini birkaç milyar Euro karşılığında bloke etme anlaşmasını imzalamış olmasıdır. O anlaşmaya göre güya Türk vatandaşları AB ülkelerine vizesiz seyahat edebilecekti. Oysa bazı Türkiyeli sanatçılara bile artık vize vermiyorlar. 

Emperyalistler, özellikle mültecilerin Türkiye’de tutulması konusunda AKP şefine muhtaçken, tersinden ise, Saray rejimi ve başındaki kişi de Batılı emperyalistlerle işbirliğine özel bir önem veriyor. ABD’nin bir hegemon güç olarak zayıflamasından yararlanarak Rusya lideri Putin’le ilişkiler geliştirse de Erdoğan’ın kıblesi her zaman emperyalist savaş aygıtı NATO olmuştur. Nitekim seçimlerden önce Finlandiya’nın NATO’ya katılmasına onay vererek bu tutumunu bir kez daha göstermiştir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir” sözlerine en sert tepkiyi AKP şefinin göstermesi tesadüf değil. AKP’nin bir ABD projesi olarak kurulduğu hatırlanırsa, arada bazı sorunlar yaşanmasına rağmen doğrultunun neden değişmediği kolayca anlaşılabilir.

ABD projesi olarak sahneye çıkan bir partinin seçim propagandasında “anti-emperyalist” laflar etmesi, riyakarlıkta sınır tanımamanın yeni bir örneği olmuştur. Nitekim söylendiği gibi “takke düştü kel göründü.” Seçimleri analiz eden Batı medyası, hileli seçimlerle de olsa Tayyip Erdoğan’ın seçilmesiyle emperyalist şeflerin “rahat bir nefes aldıklarını” yazdı.

Örneğin birgün.net tarafından aktarılan The Telegraph haberinde şu ifadeler yer alıyor:

“Kabul etmeseler de Avrupa’daki liderlerin çoğu, Türkiye AB’den uzak durduğunda kendilerini daha rahat hissediyor. Erdoğan’ın yeniden seçilmesiyle Avrupalı liderler rahat bir nefes almış olacaklar.

Yenilen aday Kemal Kılıçdaroğlu, eski otokratı devirmesi halinde Türkiye’yi Batı’ya geri döndürme sözü vermişti. Ancak yirmi yıllık Erdoğan döneminin ardından Ankara’yı yeniden yanına alma ihtimalinden memnun olacak çok az başbakan veya cumhurbaşkanı var.

***

Erdoğan uzun zamandır Türkiye’nin AB üyeliğinden vazgeçmiş durumda. Bu da Brüksel ve üye devletlerin işine geliyor. 2015’de şiddeti artan göçmen krizi sırasında Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapması için Erdoğan’a büyük meblağlar ödemekte de sakınca görmedi. Türkiye ayrıca daha fazla para karşılığında Akdeniz’den yasadışı geçiş yapan göçmenleri geri almayı da kabul etti. Erdoğan’ı sevmek imkansız olabilir. Ancak kendisini çok kullanışlı hale getirdi.”

BBC Türkçe’de yayınlanan seçimlerle ilgili makalenin başı ise şöyle: “Erdoğan’ın seçim zaferi Batı için neden önemli?”

Bu ve benzer değerlendirmelerin yapılması tesadüf değil elbet. Zira Erdoğan’ın Batılı emperyalistler için ‘kullanışlı’ olduğu sayısız kez kanıtlanmıştır. Seçimler şaibeli olmasına rağmen Batılı emperyalist şeflerin zaman geçirmeden AKP şefini tebrik etmesi de tesadüf değil. ABD Başkanı Joe Biden’in özellikle telefon açması dikkat çekti.

Görüldüğü üzere Saray rejimi ve beslemeleri ne kadar riyakarsa, Batılı emperyalistler de en az onlar kadar riyakar. Zira demokrasiden, insan haklarından söz eden bu şefler, Türkiye söz konusu olduğunda, “kullanışlı olsun, çamurdan olsun” mottosuyla hareket ediyorlar. Despotluk seçimlerden galip çıkınca da “rahat bir nefes alıyorlar.”

Bu seçimler bir kez daha şu gerçeği gözler önüne serdi: AKP-MHP “Batı karşıtı” söylemde ne kadar riyakarsa, emperyalist şefler de “demokrasi/insan hakları” söylemlerinde o kadar riyakarlar. Dinci-ırkçılar emperyalistlere her zaman sadık kalırken, emperyalistler de her zaman gerici zorbalara destek olmuştur.