İçindekiler:

19 Aralık 2022
Sayı: KB 2022/34

Kriz ve çelişkilerin derinleştiği bir yıl: 2022
Sermayenin saray rejimi zıvanadan çıktı!
"Dinci ucubeleri" ve çocuk istismarı
CHP'nin "Vizyon Belgesi"
CHP'nin kurallı neoliberal düzen vizyonu
Esad Erdoğan'la ne görüşecek?
"Kutsal aile"de istismar
Fiili-meşru direniş, birleşik mücadele!
İşçi sınıfı grev silahını kullanırsa
Asgari değil insanca yaşam!
Saray rejiminin grev yasağına karşı grev!
Üniversite gençliği, sorunlar ve sorumluluklar
ABD, Rusya ile gerilimi tırmandırıyor
Almanya'da darbe planı yapanlara operasyon
Avrupa Parlementosu'nda rüşvet skandalı
Peru'da Amerikancılar devlet başkanını hapsetti
Silah tekelleri vurgun vuruyor
Rus ruleti mi "Vahşi Batı"mı?
Çin devlet başkanından Suudi Arabistan ziyareti
Amerika-Afrika zirvesi
Kadınlar baskılara, gericiliğe, boyun eğmedi!
Yalanlarınız nafile!
EYT... EYT'mi?
İnsanca yaşayacak bir ücret...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İnsanca yaşanacak bir ücret ve promosyon hakkı için mücadeleye!

 

Yılın son aylarına yaklaştığımız şu günlerde, her yıl olduğu gibi asgari ücret tartışmaları alevlendi. Asgari ücret maalesef ülkemizde milyonlarca işçi ve emekçinin ücreti olmuş durumda.

Bugünlerde çok farklı kesimler tarafından telaffuz edilen asgari ücret rakamları havada uçuşuyor. Asalak patronlar ve iktidar cephesi “işçilerimizi enflasyon yükü altında ezdirmeyeceğiz, sevinecekleri, müjde niteliğinde bir ücret” vereceğiz diyorlar. İşçi konfederasyonlarından DİSK 13,200 TL, Türk-İş ise “kırmızı çizgimiz” 7785 TL diyor.

Açıklanan bu rakamların hiçbirisi işçi ve emekçiler için müjde değil. Hayat şartlarının bu kadar zor olduğu bu dönemde, her geçen gün zamların olduğu bu ortamda, dillendirilen bu rakamlar, köleliğimizin ve sefaletimizin devam etmesinden başka bir anlama gelmemektedir. Yoksulluk sınırının 26 bin TL, açlık sınırının 8 binlere dayandığı bu koşullarda, telaffuz edilen bu rakamlar adeta işçilerle dalga geçmek demektir. Geçim ve hayat sıkıntısı yaşamadan, zihnimizde fatura derdi olmadan insanca yaşayabileceğimiz ücret kesinlikle konuşulmamaktadır.

Diğer bir sorun ise hakkımız olan banka promosyonlarımızın gasp edilmesidir. Yargıtay kararı olmasına ve yargı “işçinin hakkıdır” demesine rağmen, bu paralar sermayedarlar tarafından gasp edilmektedir. Belli başlı fabrikalarda, sendikalı işletmelerde bu paralar ödenirken çoğu işletmede bu hakkımız gasp edilmektedir.

İnsanca yaşayacağımız bir ücret ve promosyon hakkımızın gasp edilmemesi için bir arada olmalı ve örgütlenmeliyiz. Bir arada olur ve birbirimize güvenirsek, “burada bir şey olmaz” mantığından sıyrılıp emeğimize ve mücadelemize sahip çıkarsak, fabrikalarımızda, işyerlerimizde komitelerimizi kurarak birlikte mücadele edersek alamayacağımız hiçbir hakkımız kalmaz.

Hak verilmez alınır!

Haklarımız ve geleceğimiz için mücadele edelim!

İkitelli OSB’den petrokimya işçisi

 

 

TİB: İnsanca yaşamaya yeten bir ücret için mücadeleye!

 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu her yıl olduğu gibi bu yıl da sefalet ücretimizi belirlemek için bir araya geliyor. Bir orta oyunundan ibaret olan komisyonun oyuncuları ise sermaye iktidarının temsilcisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, kapitalistler örgütü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Başkanı Özgür Burak Akkol, figüranı ise sermaye uşağı TÜRK-İŞ şefi Ergün Atalay’dır.

Komisyon birleşenleri sermaye dünyasına aittir ve bizlerle uzaktan yakından alakaları yoktur. Onlar için varsa yoksa kapitalistlerin çıkarları ve karlarıdır. Bu yüzden komisyona düşen iş, sermaye iktidarının belirleyeceği asgari ücreti ilan etmek olacaktır. Bizler tribünlerde seyirci kaldığımız sürece, yazık ki bu rezil oyun tekrarlanmaya devam edecektir.

Toplumun ezici çoğunluğu için kanayan yara haline gelen ekonomik, siyasal, sosyal sorunları derinleştiren Saray rejimini, yaklaşan seçimleri kaybetme korkusunun sardığını görmekteyiz. Gelinen aşamada ‘ortalama ücret’ haline getirilen asgari ücrete ‘yüksek zam’ beklentisi yaratan AKP-MHP koalisyonu, emekçileri aldatmanın yollarını arıyor. Estirilen bu zehirli havada sefalet zammını lütufmuş gibi bize yutturmaya hazırlanıyorlar.

 Sermaye rejiminin körüklediği kur krizi ve TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesiyle tırmanışa geçen enflasyondan dolayı alım gücümüz iyice düştü. Açlığın, yoksulluğun dibini gördük ve adeta nefes alamaz duruma düşürüldük. Geçtiğimiz yıl büyük şatafatla yapılan yüzde 50’lik asgari ücret zammı daha cebimize girmeden erimişti. Temmuz ayında yapılan ara zam ise hiçbir yaraya merhem olmadı. Şimdi ise, görülmemiş bir şekilde asgari ücret açlık sınırının en az 2 bin TL altındadır.

Durumun vahameti ortadayken, güya komisyonda işçi sınıfını temsil eden sendika ağası Ergün Atalay’ın “kırmızı çizgisi” kasım ayının açlık sınırı oldu. Böylelikle utanmadan bizlere sefaleti reva gördüğünü ilan etmiş oldu. İşçi aidatları ile ayrıcalıklı bir yaşam süren ‘sendikacı bozuntusu’ Atalay’ın bizlere hakaret niteliği taşıyan konuşmanın gerisinde, saray rejimine ve asalak kapitalistlere düşkünce hizmet etme misyonu var. Diğer yanda ise, bizler bu sendika ağası ve onun gibi tiplerin yakasına yapışıp hesap soramayınca, onlar cesaretleniyor, abuk sabuk laflar edebiliyorlar.

Bizi bir kenara iterek sergilenen bu kirli oyunu bozmanın vakti geldi de geçiyor. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyorsak ilkin pasif bekleyişimizden bir an önce sıyrılmalıyız. Saray rejimi ve sermayenin temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun masasına yumruğumuzu indirip bu ‘şeytan üçlüsü’nün tezgahını dağıtmak için mücadelenin öznesi olalım. Bunun için fabrikalarda bölüm bölüm örgütlenelim. İşyeri komitelerinde birleşelim. Yükselteceğimiz fiili-meşru mücadele ile bize dayatılan sefalet koşullarını tarumar edelim. 

Tekstil İşçi Birliği

 

 

Sefalet ücretine hayır!

 

DEV TEKSTİL yaptığı yazılı açıklamayla işçileri kölelik koşullarını ve sefalet ücretini dayatanlara karşı “İnsanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret!” talebiyle mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası’nın yaptığı yazılı açıklama şöyle:

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2023 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere 7 Aralık tarihinde ilk toplantısını gerçekleştirecek. 

Yoksulluğun arttığı, alım gücünün azaldığı bir dönemde asgari ücret milyonlarca emekçiyi doğrudan ilgilendiriyor. Buna rağmen Asgari Ücret Tespit Komisyonu masasında işçi sınıfı temsil edilmiyor. Masada, sermaye sınıfının ve sermaye hükümetinin temsilcileri ve sendika ağaları oturuyor. 3’lü şer odağı sadece kendi çıkarlarını düşünüyor. Sermayedarlar, elde ettikleri devasa kârlardan taviz vermemek derdinde. Hükümet temsilcileri yaklaşan seçimlerde gün geçtikçe eriyen oylarını kurtarma telaşında. Sendika ağaları yağlı maaşlarını ve koltuklarını koruma hesabındalar. 

3’lü şer odağı, işçi ve emekçilerin alım gücündeki gerilemeyi ve yoksullaşmayı yok sayarak, hesap oyunlarıyla, işçi sınıfını açlık sınırına mahkum

etme derdinde. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir tiyatronun ilk perdesini sergilemeye hazırlanıyorlar. Sonu baştan belli olan bu tiyatroyu bir kez daha izleyecek miyiz? Kendi kaderimize kendimiz mi karar vereceğiz?

Tekstil işçisi kardeşlerimiz…

Zamlarla belimizin daha da büküldüğü, en temel yaşamsal ihtiyaçlarımızı bile karşılayamaz hale geldiğimiz bu dönemde bizlere kırıntı düzeyinde dayatılan zammı kabul etmeyelim. Bu oyunu bozmak bizlerin ellerinde.

Geçtiğimiz yıl ocak ayında İstanbul’dan Antep’e başta tekstil işçileri olmak üzere farklı sektörlerden işçi kardeşlerimizin, insanca yaşanacak bir ücret için verdikleri mücadelenin yolundan gidelim.

Bunun için ilk adım da fabrika ve atölyelerimizden birliklerimizi kuralım ve taleplerimizi belirleyelim. Bize kölelik koşulları ve sefalet ücretini dayatanlara karşı “İnsanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret!” talebiyle mücadelemizi yükseltelim.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası

6 Aralık 2022