İçindekiler:

6 Aralık 2021
Sayı: KB 2021/Özel-43

Sokak eylemleri, saray rejimi ve muhalefet
Sermayeye kaynak, emekçilere fatura
Devrimci sınıf siyaseti ve önderlik
“Devletin bütün kurumlarıyla” çürümesi
İEKK: Kadınlar şiddete karşı alanlardaydı
Arsızlıkta ve riyakarlıkta tarihi rekorlar
Açlık ve yoksulluk üreten düzene karşı...
MİB: İşsizlik sopası ile sefalet ücreti!
Alba deneyiminin gösterdikleri
Cumhuriyetçi hurafe ve işçi sınıfı / II - H. Fırat
Soçi’de Dağlık Karabağ zirvesi
NATO’nun Riga zirvesi
“Trafik lambası koalisyonu”
Honduras’taki seçimlerden...
Kapitalist dünyanın toplu cinayet suçu
DLB saflarına, Lise Meclislerine!
Erdal Eren kavgamızda yaşıyor!
İzmir İşçi Evi açıldı...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi…

İşsizlik sopası ile sefalet ücretine
razı etmeye çalışıyorlar!

 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı 1 Aralık’ta gerçekleştirildi. Toplantı sonrası Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in ilk açıklamaları, milyonlarca işçi ve emekçinin sefalet ücretine mahkum kalmaya devam edeceğini gösteriyor.

Sözde anketlerle algı operasyonu

Sözde araştırmalar, anketler yapmışlar. Sermayenin talepleri ile işçilerin taleplerini ortaya çıkarmışlar. Tüm bu çabaları bizleri sefalet ücretine, açlık sınırında ya da bekar bir işçinin aylık yaşam maliyeti civarında bir asgari ücrete razı etmek içindir. Ortaya atılan rakamlar 3.500-4.00 lira aralığındadır. Bu bugün için açıkça açlığa mahkum olmamız anlamına gelmektedir. Ayrıca bir yıl boyunca her şeye zam gelirken asgari ücret yerinde sayacak, tümden eriyecektir.

Hangi enflasyon?

Çalışma Bakanı, “Emeği enflasyona ezdirmeyeceğiz!” diyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon %19 iken gerçek enflasyon %50’nin üzerindedir.  Hangi enflasyona ezdirmeyeceğiz demektedirler? Elbette ki, TÜİK’in enflasyonuna…

İşsizlik sopası ellerinde!

Çalışma Bakanı anket sonuçlarını açıklıyor. Sermayenin sürece olumlu yaklaştığını, işçilerin hayat standardının artacağını, ekonominin canlanacağını düşündüklerini söylüyor. “Asgari ücret artışı işten çıkarmalara neden olur mu?” sorusuna ise sermaye %74 oranında “EVET!” diyormuş. Bakan söz buraya gelince, burası çok önemli diyor ve dikkat çekiyor. Yani, asgari ücreti belli bir oranın üzerinde arttırırsak işten çıkartmalar olur, demeye getiriyorlar. Aba altından sopa gösteriyorlar. İşsizlik sopası ile bizleri korkutmaya çalışıyorlar.

Yine, sermaye çevrelerinde asgari ücret artışı tüketici fiyatlarını arttırır diyenlerin oranı da %90’lardadır. Yani asgari ücrete sefaleti kabul edin, yoksa fiyatlar da artar diyorlar.

Sözde 2.500 işçiye sormuşlar ve işçiler çoğunlukla 3.750-4.000 arasında ücret beklediklerini ifade etmişler. Emekçilere de birkaç soru dışında soru sormamışlar zaten.

Oldubittiye getirecekler…

Çalışılmış bir sunum olduğu çok açıktır. Asgari ücretli milyonları sefalete mahkum etmek için yaptıkları hazırlığı bozmak bizim elimizdedir. Masada sermayeye koltuk değneği olmaktan öteye gitmeyen sendikal bürokrasiden bir şey beklemek saflık olacaktır.

Bakanlık, sermaye ve sendikal bürokrasi uzatmadan 4 görüşmede, Aralık ayı ortasında toplantıları bitirip, oldubitti ile orta oyununu sonlandırmak istediklerini ortaya koydular.

İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari için mücadeleye!

İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret için mücadeleyi yükseltmeliyiz. Sokağa çıkmalıyız, üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız.

Metal İşçileri Birliği

 

 

 

 

 

İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret için mücadele edelim!

 

Bu seneki asgari ücret tartışmaları hararetli bir şekilde devam ediyor. İktidarından muhalefetine, sendikal bürokrasiden sermaye sahiplerine asgari ücret hiçbirinin gündeminden düşmüyor. Kısa sürede asgari ücreti belirleyip adeta oldubittiye getirmenin hesabını yapıyorlar.

AKP şefi Erdoğan “Çalışanlarımızı fiyat artışlarına karşı koruma politikamızı asgari ücretle de sürdüreceğiz.” açıklaması yaptı. TÜSİAD baş ekonomisti “% 25, belki daha fazla olabilir.”, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı ise “Enflasyon karşısında korunacak bir asgari ücret belirlenmesinden yanayız.” dedi. DİSK asgari ücret talebini 5200 TL olarak açıkladı. İşçi temsilcisi sıfatıyla asgari ücret görüşmelerinde masaya oturan sendika ağası Ergün Atalay “Bu sene 45 seneye bedel bir sene. Onun için toplumu tebessüm ettirecek, toplumu memnun edecek, bizim razı geleceğimiz bir tablo çıkarsa biz de altına imza atarız.” diyerek iddialı (!) bir çıkış yaptı. Türk-İş ağası Atalay’ın 2019 yılında kamu işçilerine yapılacak zam görüşmelerinde mikrofonu açık unutup Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na “Uzasa işi karıştıracağız” diyerek işçileri nasıl sattığını itiraf etmesi ise hepimizin hafızalarında…

Asgari ücret görüşmelerinin sözde “tarafları” vaatlerini sıralayadursun, bu vaatlerin birer aldatmaca olduğu ortadadır. Bizlerin ücretleri yükselen enflasyon, kur artışı karşısında pula döndü. Temel tüketim maddeleri de dahil olmak üzere her şeye gelen zamlar karşısında geçim sıkıntısını iliklerimize kadar hissediyoruz. Her sabah yeni zamlara uyanıyoruz. Hayat pahalılığı hepimizin sorunu. Ayçiçek yağı, şeker gibi temel tüketim maddeleri bile lüks haline gelmeye başladı. Asgari ücret Ocak 2021’de 383 dolara tekabül ederken Kasım 2021’e geldiğimizde 250 dolara kadar düştü. AKP-MHP iktidarı ekonomimiz büyüyor masallarını anlatadursun asgari ücretin en çok gerilediği, asgari ücretle geçinen nüfusun en fazla olduğu ülkeler arasında başa yarışıyoruz.

Alım gücümüz bu kadar düşmüşken asgari ücret tartışmaları en çok bizleri ilgilendiriyor. Yapılan araştırmalar asgari ücret civarında maaş alanların oranının %50-60 arasında olduğunu ortaya koymaktadır. Petrokimya sektöründe de özellikle sendikasız pek çok işyerinde asgari ücretle çalışma yaygın. Sendikalı işyerleri için ise asgari ücret zammı belirleyici bir yerde duruyor.

Sermayeden, onun temsilciliğini yapan iktidardan ve sendika bürokrasisinden insanca yaşamaya yetecek bir ücret beklemenin boş bir hayal olduğu ortadadır. Hal böyleyken asgari ücret görüşmelerinde taraf olduğunu söyleyenlerden çok bizim sesimizin çıkması gerekmektedir.

Bizler işyerlerimizde “insanca yaşamaya yetecek vergiden muaf asgari ücret” için komitelerimizi kurmalıyız. Mücadelemizi işyerlerimizin dışına taşıyıp birleşik bir mücadelenin önünü açmak için tüm imkanlarımızı seferber edebilmeliyiz. Bulunduğumuz alanlarda “insanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret” talebini yükselten ve mücadele eden kesimlerle gücümüzü birleştirmeliyiz.

Bizleri görmezden gelenlerin karşısına üretimden gelen gücümüze dayanarak çıkalım. Her sene bizlere dayatılan ve sadece seyirci olmamız istenen bu orta oyununu bozalım! Geleceğimize sahip çıkalım!

Petrokimya İşçileri Birliği