İçindekiler:

4 Haziran 2021
Sayı: KB 2021/Özel-21

Kirli savaşların hesabını emekçiler soracak!
Kudurgan tehditlerin örtemediği acizlik
Suriye’de işlenen savaş suçları
AKP’den askerlere yargı zırhı
Yoksullaştıran büyüme
Rant ve talana geçit vermeyelim!
“Karanlık gider, Gezi kalır”
Sinbo’da “15-16 Haziran” direniş okulu
İşçiler grev ve eylemlerle haklarını arıyor
Tarihsel TKP’nin Kadrocu inkârı / 3 - H. Fırat
İEKK: İstanbul Sözleşmesi’nin iptali...
Emekçi kadının en güçlü silahı...
Filistin Direnişi ve kadınlar
Suriye’de seçimler ve yankıları
Belarus ve devletlerin hava korsanlığı
Emperyalistlerin soykırım riyakarlığı
Eğitim yapboz, öğrenciler kobay!
Boğaziçi’nde direniş 150 günü geride bıraktı…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

AKP’den askerlere yargı zırhı

 

AKP-MHP koalisyonu, her açıdan çürümeye yüz tutmuş gerici-faşist iktidarına “yargıdan” bir zırh örmeye çalışıyor. Dinci-faşist iktidarın ömrünü bir gün daha uzatmak için sözde yasama organı Meclis de gece gündüz çalışmaya devam ediyor. İşçi ve emekçilerin lehine olabilecek her türlü öneriyi veya tartışmayı reddeden, erteleyen veya sürüncemede bırakan gerici koalisyon, konu kendi geleceği olunca yıldırım hızıyla çalışıyor. Sermaye iktidarı, birbiri ardına çıkardığı torba yasalar üzerinden işçi ve emekçilere, kadınlara, gençlere, çocuklara ve doğaya yönelik dizginsiz bir saldırı yürütüyor. Gerici-faşist iktidarın temsilcileri derinleştirdikleri baskı, sömürü, talan ve yağma düzenini korumak için her türlü adımı atmaktan çekinmiyorlar.

Bunun son örneği, geçtiğimiz günlerde iktidar milletvekillerinin Meclis’e sunduğu yasa teklifi oldu. AKP milletvekillerinin hazırladığı teklif Askeri Ceza Yasası’nda bazı değişiklikler yapılmasını öngörüyor. Hazırlanan yasa teklifi askerlerin görev suçlarından dolayı yargılanmalarını amirlerinin iznine bağlıyor. Teklifin yasalaşması durumunda, “ağır cezalık suçüstü haller” dışında asker kişilerin işledikleri askeri suçların soruşturulması, “askerlerin görev yaptıkları birlik komutanı ya da kurum amirlerinin iznine bağlı” olacak. General ve amiraller hakkındaki soruşturma izni de Milli Savunma Bakanı tarafından verilecek.

Bu hafta Meclis’e getirilen ve kısa sürede TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen teklif TBMM Genel Kurul’unda görüşülecek. Söz konusu yasa teklifi basit ve olağan bir düzenleme değil, toplumsal yaşamın her alanında tek adam rejimini tahkim edip kalıcılaştırmanın önemli bir adımıdır. Çünkü söz konusu düzenleme, ordu eliyle işlenen suçların soruşturulmasını daha da zorlaştıracak. Keza başta general ve amiraller olmak üzere ordunun üst düzey bürokrasisi saray rejimi tarafından bizzat korumaya alınacak.

2017’de askeri mahkemelerin kaldırılmasının ardından tüm askerler, görev suçlarından ötürü asliye ceza mahkemelerinde yargılanıyordu. Askerlerin yargılanmasının amirlerinin iznine bağlanacak olması ise aslında askeri suçlarda yargı eliyle bir koruma oluşturmak anlamına geliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bu topraklarda tarih boyunca işçi ve emekçilere, başta Kürtler olmak üzere ezilen halklara ve toplumsal mücadeleye karşı bir kıyım aygıtı rolü oynadı. Yeri geldi kanlı darbelere imza attı, yeri geldi kirli savaşlara sürüldü. AKP-Erdoğan iktidarının, başta Ortadoğu olmak üzere dış politikada saplanmış olduğu büyük bataklıkta debelenirken, orduda tam denetim kurmaya ihtiyacı var. Dolayısıyla yasa değişikliği teklifi orduyu AKP-MHP iktidarına daha kalıcı bir şekilde bağlamayı da hedefliyor. Böylece, AKP iktidarının içine saplandığı bataklıkta çırpınırken ezilen halklara, işçi ve emekçilere karşı hayata geçirdiği katliam ve saldırı politikaları güvence altına alınmak isteniyor.

Üstelik AKP, söz konusu düzenlemeden önce benzeri birçok düzenleme ile bunun zeminini de hazırladı. Örneğin daha geçtiğimiz aylarda, TSK’nın askeri araçlarının ve olanaklarının toplumsal olaylara müdahalede kullanılabileceğine dair bir düzenleme gerçekleştirildi. Bir yanda hükümete geldikleri ilk andan beri dillerine pelesenk ettikleri “askeri vesayet ile hesaplaşma” yalanını tekrarlayıp duruyorlar, diğer yanda iktidarlarını korumak için ordudan yargıya tüm kuvvetleri kullanmaktan geri kalmıyorlar.

Askeri Ceza Yasası’nda değişiklik tasarısını geleceğe bir hazırlık olarak okumak gerekiyor. Bilindiği üzere 1990’larda ordu eliyle Kürdistan’da sayısız köy boşaltıldı, katliamlar, faili meçhul cinayetler gerçekleştirildi. Elbette kirli savaşta sorumluluğu olan rütbeli askerler başta olmak üzere bazı ordu mensuplarının yargı önüne çıkması dahi toplumsal muhalefetin büyük çabaları sonucu mümkün oldu. Fakat düzen yargısı bu suçları aklama mekanizması olarak işletildi. Katliamcılar ve kirli savaş suçluları yargı eliyle büyük oranda aklandılar. Ne var ki bu arada toplumun önemli bir kesimi yaşananları öğrendi, hafızasına kazıdı. İşte AKP iktidarı bugün buna dahi tahammül edemiyor ve yaptığı yasal düzenlemelerle adeta savaşa hazırlanıyor

Özetle AKP iktidarı geçmişten bugüne yaptığı bir dizi yasa değişikliği ile kendine bir koruma zırhı örmeye çalışıyor. Bu koruma zırhı, her türlü yağmayı, talanı yaparken, her türlü katliamı gerçekleştirirken hesap vermemek içindir.

AKP iktidarının korkusu boşuna değil. Zira çürümüşlük içinde debelenen ve her yerinden pislik akan bu düzen yıkılmaya mahkumdur.

İ. Y. Gün

 

 

 

 

 

“Sermaye-mafya düzenine karşı” eylem

 

İstanbul İkitelli’de Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Devrimci Parti, Devrimci Yolda Özgürlük, Halkların Demokratik Partisi, Halkevleri, Emek Partisi, SOL Parti, Proleter Devrimci Duruş, çürümüş sermaye-mafya düzenine karşı ortak eylem yaptı.

Bileşen adına okunan basın açıklamasında Haziran Direnişi’ne atıfta bulunarak milyonları sokağa döken talep ve sorunların 8 yıldır derinleştiği belirtildi.

“Hükümet temsilcilerinden bürokratlara, medya patronlarından çetelere, uyuşturucu tacirlerinden emniyet ve yargı temsilcilerine uzanan ‘derin’ ilişkiler, silsile iddialar halinde ortalığa saçılıyor.” denilen açıklamada, bu ilişkileri görmezden gelen yargının sınıfsal tutumuna değinilerek şunlar belirtildi:

“Mafyalarla, çetelerle, uyuşturucu ticaretleriyle isimleri anılan bakanları, devlet yetkililerini ve ailelerini soruşturmayan yargı Soma davasında, Hendek davasında iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetmiş işçilerin ailelerinin karşısına çıkıyor. Gezi direnişinin yıl dönümünde; çetelere mafyalara kurulmayan barikatlar Taksim’de halka karşı kuruluyor. Sürekli kadın cinayetlerinin faillerini aklayan yargı mekanizması mafyalarla, uyuşturucu ticaretleriyle adı anılanlar karşısında sessiz kalıyor. Önümüzdeki durum çok nettir. Devlet tüm birimleriyle yolsuzluğa bulanmış, çetelerin elinde, sermayenin çıkarları için çırpınır durumdadır.”

İşçi ve emekçilere bu sermaye-mafya-devlet üçgenine son verme görevi düştüğü belirtilen açıklama şu vurguyla son buldu: “Tek adam yönetimi, konunun üstünü kapatmaya çalışmakta, belki bu krizi ittifaklarını düzenlemek için kullanmayı planlamaktadır. Ama iktidar ve suç ortakları hesap vermelidir. Bunca yaygın ve derin suçların hesabı siyaseten de hukuken de verilmelidir. Ancak bu hesap verme işlemi ancak işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle gerçekleşebilir. Tüm işçi ve emekçileri çürümüş mafya- sermaye düzenine karşı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!”

Eylem “Kahrolsun mafya-sermaye düzeni!”, “Milyonlar aç, milyonlar işsiz kahrolsun kapitalist düzeniniz!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atılarak sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul