19 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/16

Yıkım saldırısını püskürtmek için 1 Mayıs’ta alanlara!
İçeride işçi sınıfına savaş ilanı, dışarıda para dilenme!
Baskı ve zorbalık seçimlerin ardından da sürüyor
İBB ihaleleri ve yandaş sermaye
Savaşın rantını zenginler yer, bedelini yoksullar öder!
“Yeni Ekonomi Programı” sosyal yıkım programıdır!
Sosyal yıkım paketi sendikaların gündeminde
Greif davasında 2. duruşma
Tuzla’dan işçiler fabrika ve ülke sorunlarını değerlendirdi
TKİP VI. Kongresi Belgeleri... Devrimci örgüt ve kadro sorunları üzerine
Üçüncü Enternasyonal ve tarihteki yeri - V. İ. Lenin
Sudan’da diktatör yıkıldı, cuntaya karşı mücadele devam ediyor
Cezayir’de eylemler büyüyerek devam ediyor
Kapitalizme köle, karanlığa teslim olma! 1 Mayıs’ta alanlara!
Sosyal yıkım paketi ve “istihdam bazlı eğitim”
Sınıfı ve devrimi örgütlemede parti kadrosunun tayin edici rolü - Hatice Yürekli
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İBB ihaleleri ve yandaş sermaye

 

AKP’nin itiraz dilekçeleri nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçim sonuçlarının resmi açıklaması 17 günlük sürenin sonunda geldi. Önce geçersiz oyları tekrar saydırtan AKP, bundan sonuç alamayınca, İBB seçimlerinin iptal edilip yeniden yapılması için YSK’ya başvurdu.

İstanbul’u kaybetmek iktidar partisi açısından yalnızca politik başarısızlık anlamına gelmiyor. İBB’nin kaybedilmesi ihaleler yoluyla beslediği yandaş sermaye gruplarına rant kapılarının kapatılacağı anlamına da geliyor. Refah Partisi’nden AKP’ye uzanan 25 yıllık süreçte İstanbul üzerinden birçok yandaş şirket palazlandı, AKP kadroları zenginleşti. Erdoğan ve AKP’si tek adam rejimini inşa ederek fiili olarak parti-devleti yapısının bir örneğini oluşturdu.

AKP iktidara gelir gelmez yaptığı ilk icraatlardan biri Kamu İhale Kanunu’nu değiştirmek oldu. Bunu Avrupa Birliği standartlarına uyum ambalajıyla sundu. 2018 yılına kadar, yani 16 yıl süresince bu kanun 186 defa değiştirildi. Bu değişiklikler ile ihale dağıtımları AKP ve Erdoğan’ı tek yetkili hale getirdi, bu yetki her türlü denetimden muaf tutuldu. Bu konuda araştırma yapanlara davalar açıldı. Soyguncular hep aklandı.

Kanunun 18. Maddesi’ne göre kamu ihalelerinde üç temel yöntem belirlenmiş: Açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü ve pazarlık usulü. İlk ikisi temel usul, pazarlık usulü ise “özel hallerde” kullanılabilir denilmiş. Özel haller ise Kanunun 21. Maddesi’nde; “doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması” şeklinde tarif edilmiş. Pazarlık usulünün kanunen ancak istisnai durumlarda yapılması gerekirken, bu usul kural haline getirilmiş durumda. Birçok ihale artık ‘pazarlık usulüyle’ yapılıyor. Pazarlık usulünde, Kamu ihaleleri için ilan verilmiyor, istenen firmalar davet ediliyor ve aralarından uygun görülene ihale veriliyor. Yandaş sermaye, kârları karşılığında AKP’nin fonunu oluşturuyor, ‘dava’ komisyonları ödüyor.

Hazine garantili projeler, pazarlık usulü kamu ihaleleri, silinen vergi borçları ile büyütülen bu sermaye kesimi özellikle İstanbul’u soygun alanı olarak kullanıyor. İBB’nin 2019 bütçesi 23,8 milyar TL. İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ile birlikte toplam bütçe 34.8 miyar TL’ye ulaşıyor. Bunlar dışında İBB’nin ortak olduğu 28 şirketin toplam cirosu olan 24 milyar TL eklenince, rakam 60 milyar TL’ye yaklaşıyor. Yatırım için ayrılan bütçe 16,5 milyon TL. Bu rakam yandaş sermayenin büyük gelir kaynağını oluşturuyor.

Karayolları, köprü, tünel projeleri, şehir hastaneleri, hava alanları, TOKİ, İSKİ ve İGDAŞ’ın sayaç okuma hizmetleri, metro ihaleleri, atık toplama, İBB’nin araç kiralama işleri, İETT’nin motor yenileme fabrikası inşaatı, Taksim Altgeçit ve Meydan Projesi ihalesi ve daha da sayılabilecek nice kamu projesi AKP’nin beslediği sermaye grupları arasında bölüştürülmüş durumda. Hazine garantisi verilen projeler üzerinden de Limak Holding, Cengiz Holding, Kolin, Kalyon ve MNG Holding dünya genelinde en çok kamu ihalesi alan ilk 10 şirket arasında bulunuyorlar. Bu şirketlerin devletten aldıkları ihalelerin toplamının 150 milyar doları aştığı belirtiliyor.

Yeni Şafak gazetesinin sahibi olan Albayrak Grubu da İBB ihaleleri ile palazlanarak semiren tekellerden biri. Birçok farklı sektörde faaliyet gösteren bu grup için İBB’nin kaybedilmemesi şart. Gerek Yeni Şafak gerekse de Kalyon Grubu’na ait Sabah gazetesi İstanbul seçimleri üzerine “seçim darbesi” ibarelerini kullanarak, İBB’nin kaybedilmesini kabullenmiyorlar.

Yandaş sermaye grupları İstanbul’un AKP’de kalması için ellerinden geleni esirgemediler. Soygun düzenlerine devam edebilmek uğruna her türlü kirli oyunu devreye sokarak İBB’yi gasp etmek için ellerinden geleni yaptılar.





3 aylık bütçe açığı geçen yılı katladı

 

Sermaye devleti krizi öne sürerek “tasarruf” söylemlerini ortaya atsa da devlet bütçesinde gerek harcamalar gerekse açık büyüyor. Krizin “acı reçete”sini emekçilere dayatan sermaye iktidarının 3 aylık bütçesinde israf, seçim peşkeşleri göze çarparken, “tasarruf” yalanı da ortaya serildi. 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ilk üç ayda bütçe açığı geçen yılki açığı neredeyse ikiye katlayarak 36,2 milyar liraya ulaştı. Merkez Bankası’nın geçen yılki kârından yapılan 37 milyar liralık yağma da hesaba katıldığında bütçedeki açığın gerçek boyutu gözler önüne seriliyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı Mart ayı bütçesine göre, giderler yüzde 15,2 artışla 78,8 milyar liraya ulaştı. Büyük oranda ücretli çalışanlardan toplanan vergilerin oluşturduğu gelirler ise yüzde 12,8 arıtşla 54,4 milyar lira oldu. Üç aylık giderler geçen yıla kıyasla yüzde 35,4 artarak 254,4 milyar liraya ulaşırken, gelirler de bu dönemde yüzde 30,4 artarak 218,3 milyar lira oldu. Bu durumda üç aylık bütçe açığı, geçen yılki 20,4 milyar liralık seviyesinden 36,2 milyar liraya yükseldi. Mart ayı bütçe açığı da 24,5 milyar lira oldu.

Mart ayında faiz dışı giderler geçen yıla kıyasla yüzde 14,6 artış kaydederken, ilk üç ayda da faiz dışı giderler yüzde 33,5 arttı.

Seçimler öncesinde “hanehalkına transfer” kaleminde yaşanan dikkat çekici artış da üç aylık bütçe rakamlarında göze çarptı. Bu kaleme başlangıç ödenek olarak 53,1 milyar lira ayrılırken, yalnızca ilk üç ayda 18,1 milyar liralık harcama yapıldı.

Yılın ilk çeyreğinde savaş ve saldırganlığa yapılan harcamalar da 533 milyon lira oldu. Bununla birlikte, aynı dönemde örtülü ödenekten de 542,7 milyon lira harcandı.

Bütçede israf harcaması olarak öne çıkan kira harcamalarında 3 aylık tutar 226,5 milyon liraya ulaştı. Bu dönemde taşıt kiralarına da 81,4 milyon lira gitti.

Ayrıca 3 ayda 104,1 mliyar liralık “cari transfer” ve 15,7 milyar liralık “kamu görev zararları” ödemeleri yapıldı.