10 Ağustos 2018
Sayı: KB 2018/31

Dikta rejiminin açmazları büyüyor
“100 Günlük Eylem Planı”: Sermayeye hizmet programı
Dolar yükseldikçe “yerli ve milli” patronlar işçileri vuruyor
Sermaye krizin faturasını emekçilere kesiyor
Akaryakıta ‘gizli’ zamlar acı faturayı kabartıyor
Sermaye devletinin unuttuğu, ABD’nin hatırlattığı efendi-uşak ilişkisi
10 Ekim Katliamı davasında karar: 9 tetikçiye ceza
Karadeniz’de hayat felç: “Nedense sel felaketiyle karşılaşıyoruz”
“Emeğin korunması” uğruna mücadelenin anlamı ve önemi
Sermaye düzeni işçilerin canını alıyor
İşçi sağlığı ve işçi güvenliği semineri
“Her şeyi tersine çevirebilecek güç işçilerin ellerinde!”
“Flormar direnişine dokunma!”
İşten atılan Aygaz işçisi: Amacım işten atmalara karşı ses olmaktı!
General Elektrik ve General Motor işgali
Şantaj aracı olarak BRICS
ABD’nin İran yaptırımları başladı
Tek adam rejiminde kadınları daha zor günler bekliyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi sağlığı ve işçi güvenliği semineri

 

İşçi sağlığı ve işçi güvenliğinin patronlar tarafından hiçe sayıldığı, işçilerin adeta yaşamak için değil ölmek için çalıştığı günümüzde bu sorunlara dikkat çekmek, farkındalık yaratmak için sendika olarak planladığımız seminerler dizisinin ilkini 5 Ağustos Pazar günü Mersin’de sendika temsilciliğimizde hayata geçirdik.

Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen tarafından sunum yapılan seminerde ilk olarak sendikal çalışmamız hakkında bilgilendirme yaptık. Bu bağlamda sendikamızın kuruluşuna vesile olan Greif Direnişi vesilesiyle direnişçi işçilere 4 yıl aradan sonra açılan davanın amacının işçilerin direnme ve grev hakkına yönelik bir saldırı olduğunu dile getirdik. Ayrıca içine girilen krizin faturasını işçi ve emekçilerin işsiz kalarak, ücretleri düşerek ödeyeceğini anlattık. Son olarak da işsizlik sigortası ile ilgili yürüteceğimiz çalışma hakkında bilgilendirmede bulunduk.

Dr. Mehmet Antmen ise slayt eşliğinde yaptığı sunumuna işçi sağlığı ve işçi güvenliğinin neden önemli olduğuna dikkat çekerek başladı. Çalışanların önemli bir kısmının iş kazası, meslek hastalığı, işle ilgili hastalıklar vb. nedenlerle hayatlarını kaybettiğini ya da sakat kaldığını ifade etti. Çeşitli örnekler vererek önlem alınan yerlerde bu tehlikelerin ortadan kalkabildiğini, işçilerin can güvenliğinin korunabildiğini söyledi.

Meslek hastalıklarına da ayrı bir başlık altında değinen Antmen, bu hastalıkların çalışma koşullarından kaynaklı nasıl ortaya çıktığını, hangi sağlık problemleri yarattığını ifade etti. Tekstil işkoluna özel olarak değinen Antmen, “Tekstil sektöründeki dünya çapındaki yoğun rekabet ve çalışma ortamındaki olumsuz şartlar iş kazaları ve meslek hastalıklarını beraberinde getirmektedir” dedi. SGK kayıtlarının tekstil iş koluna dair sadece 2014 yılına ait verileri olduğunu, başka bir araştırmasının olmadığını belirterek buna göre toplam 221 bin 366 iş kazasının 12 bin 128’inin (% 5,5) tekstil ürünleri imalatı sektöründe meydana geldiğini belirtti.

Tekstil iş kolundaki hammaddelere de değinen Antmen, bunların işçi sağlığı ve güvenliğine olumsuz etkilerini aktararak, “Tekstil sektörünün kendine özgü sağlık ve güvenlik riskleri bulunmaktadır” diyerek nelerin işçi sağlığını riske attığını anlattı.

Çalışma koşullarının işçilerdeki psikolojik etkilerinin ciddi sağlık problemlerine yol açtığına dikkat çeken Antmen, “Çalışma temposunun yüksek olması, çalışma temposunun sık sık değişmesi veya sık tekrarlanan hareketlerle çalışmalar, talebin hızlı değişimine bağlı gece postalarında vardiyalı çalışma düzenine geçişler, fazla çalışma ya da fazla sürelerle çalışmalar, çalışanlar üzerinde stres kaynağı oluşturmakta ve bu durumlar zamanla psikolojik sorunlar oluşturarak, uyku bozuklukları, sinirlilik, iletişim sorunları, davranış bozuklukları, çalışanlar arası ya da idare ile ilgili problemler, dikkat eksikliği, iş kazalarına eğilim, bağışıklık sistemi zafiyetine bağlı enfeksiyon artışları, kas krampları ve ağrılar, yüksek tansiyon, ritim bozuklukları yapabilir” dedi.

Tekstilde kullanılan kimyasal maddelerin yol açtığı ciddi sağlık problemlerine dikkat çeken Antmen, çalışma koşullarının uygunsuzluğundan kaynaklı kas iskelet sistemi hastalıklarına da değindi.

Tekstil iş kolunda yaşanan ciddi sağlık sorunlarını ayrıntılı bir sunumla anlatan Antmen, işçileri “hastalık oluştuktan sonra yapılacak tedavi kişinin sağlığını tam olarak geri getiremeyebilir” diyerek uyardı.

Dr. Mehmet Antmen alınması gereken önlemler konusunda işçileri uyararak bitirdiği sunumunun ardından özellikle Mersin Serbest Bölge’de yaşanan ciddi sağlık problemleri örnekler verilerek dile getirildi. İşçilere maske verilmiyor olması, serbest bölgede bir sağlık kuruluşunun olmaması, kötü hijyen koşulları, sıcaklığa bağlı olarak ortaya çıkan rahatsızlıklar, denetimsizlik vb.

Bu seminerin bir kez daha ortaya çıkardığı gerçek işçilerin hayatının sudan ucuz olduğudur. Çünkü kıyı şeridinde kurulu olan Mersin Serbest Bölge’de de işçilere tuzlu deniz suyu karışmış kuyu suyu doğru düzgün arıtılmadan içirilmektedir. Bu yüzden sadece daha iyi bir ücret için değil, sağlıklı ve insan gibi yaşamak içinde sendikal örgütlenmemizi güçlendirme çağrısıyla işçi sağlığı ve işçi güvenliği semineri sona erdi.

DEV TEKSTİL Çukurova Temsilciliği

 

 

 

 

Patronlara “istihdam” teşvikleri işçilerden kesiliyor

 

Erdoğan AKP’sinin açıkladığı 100 günlük eylem planı yine sermayeyi ihya etmeye dönük başlıklardan oluştu. Bu başlıklardan biri de “istihdam teşvikleri” oldu. Patronlara “istihdam” için 5,25 milyar lira destek verileceği açıklandı. Söz konusu desteğin kaynağı ise belirtilmedi.

“İstihdam” adı altında işçi sınıfı ve emekçilere “destek oluyor” görüntüsü vermeye çalışan AKP iktidarı, esasta ise işçilerden alıp patronlara destek sunuyor.

İstihdam teşvikleri işsizlik sorununda esaslı bir çözüm niteliği taşımıyor. İstihdam edilenler güvencesiz ve esnek çalışmayla ağır sömürüye mahkum edilirken, bu teşvikler işsizlikte düşüş algısı yaratarak “görüntüyü kurtarma” amacı taşıyor.

Teşviklerin esas amacını ise patronların “iş gücü maliyetleri”ni karşılamak oluşturuyor. Bu noktada da sermaye devleti herhangi bir yük üstlenmiyor. Bugüne kadar “istihdam teşviki” olarak patronlara sunulan destek işçi ücretlerinden kesilen işsizlik fonundan karşılandı. 125 milyar liraya ulaşan işsizlik fonu, 2002 yılından beri yalnızca 5 milyon 706 bin işsize destek için kullanıldı. 16 yılda işsizlere yapılan ödeme 17,8 milyar lira dolaylarında kaldı.


 

 

 

 

 

Mata’da temsilci seçimleri yapıldı

 

Geçtiğimiz günlerde ikisi temsilci 29 işçinin işten çıkarıldığı, Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Mata Otomotiv’de 3 Ağustos Cuma günü temsilci seçimleri yapıldı.

İşçilerden aldığımız bilgilere göre, ilk olarak yaklaşık 17 kişi temsilci adayı oldu, fakat bu sayı sendika tarafından çok yüksek bulundu ve düşürülmesi gerektiği yönünde toplantı yapıldı. Böylece fabrikada 1 senesini doldurmama vb. gerekçelerle bu sayı 6’ya düşürüldü.

Cuma günü yapılan seçimlerle belirlenen yeni temsilciler şöyle:

1- Gül Hanım Gürbüz

2- Yunus Kurtoğlu

3- Alican Tay

4- Suna Taşkıran