‘Kahramanlık destanı’nda
IŞİD parmağı
Türk sermaye devletinin emperyalist ABD rejimi ve YPG’nin desteğiyle gerçekleştirdiği Süleyman Şah Türbesi’ni tahliye operasyonu, AKP’nin dış politikadaki iflas tablosunun yeni bir özeti oldu.
Daha önce, Türk devletinin Irak’taki Musul Başkonsolosluğu’nda rehin alınan 46 rehineyi IŞİD çeteleriyle yaptığı pazarlıkların ardından serbest bıraktıran AKP, bu operasyonu siyasi-diplomatik bir başarı olarak sunarak iç ve dış politikada propaganda malzemesi haline getirmişti.
Sınırlarını gerici çetelere ardına kadar açan AKP’nin neo-Osmanlıcı politikaları üzerinden büyük bir önem atfettiği Süleyman Şah Türbesi’ni tahliye etmesi de benzer bir biçimde servis edildi. Yandaş basında çıkan haberlerde operasyonun “askeri ve siyasi başarısı” nedeniyle AKP’ye övgüler dizildi.
‘İzin almadık’ yalanı
Operasyon için “Suriye toprağına girilmesi” fetih ruhunu canlandırmak üzere servis edilirken AKP şeflerinin operasyona ilişkin verdikleri bilgiler ise kısa süre sonra yalanlandı. Bölgede, aralarında IŞİD’in de bulunduğu taraflara mesajın iletildiğini söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu “son derece başarılı” olarak nitelendirdiği operasyonla ilgili “güçlü devlet” imajını tazelemek üzere açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, operasyonun dünyada büyük hayranlıkla izlendiğini söyledi. “Kimseden izin almadık. Kimseden icazet de almadık. Kendi irademizle ve kendi inisiyatifimizle bu operasyonu yaptık” diyen Çavuşoğlu kuyruğu dik tutmaya çalıştı.
Emperyalist ABD rejimi cephesinden, operasyona ilişkin yapılan ilk açıklamada, Türkiye’ye istihbarat desteği verildiği doğrulanarak, iki ülke arasındaki istihbarat ve bilgi paylaşımının devam ettiği vurgulandı.
İran ve Suriye’den tepki
Suriye Dışişleri Bakanlığı, operasyonu bir gün önce İstanbul’daki konsolosluğuna bildiren Türkiye’nin onay beklemeden harekete geçmesini “Açık bir saldırganlık” olarak değerlendirdi. İran da operasyona “Suriye’nin egemenlik haklarının ihlali” diyerek tepki gösterdi.
Operasyon ortak yapıldı
‘İzin almadık’ deseler de operasyonun ardından YPG tarafından yapılan açıklamada, operasyondan günler önce YPG ve PYD yetkilileri ile görüşmeler yapıldığı ifade edildi.
YPG’nin açıklamasında, operasyonun YPG Komutanlığı’nın bilgisi dahilinde ve YPG Kobanê güçlerinin katılımıyla gerçekleştirildiği ifade edildi.
Türbenin, operasyonun ardından YPG/YPJ güçlerinin denetimindeki Kobanê Kantonu’nun Aşme ber Ferêt Köyü’ne taşınması ise, Türk sermaye devletinin “Suriye topraklarındaki siyasi başarısı” açısından rahat bir nefes aldırdı.
IŞİD çeteleriyle anlaşma
YPG ile koordineli bir biçimde yürütülen Süleyman Şah operasyonunun diğer bir tarafının ise IŞİD çeteleri olduğu çeşitli değerlendirmelerde ortaya konuldu.
Operasyonun tartışılan yönlerinden biri de Kobanê ile Raqqa arasında kalan ve IŞİD çetelerinin hakimiyetindeki türbenin bölgede çetelerle herhangi bir çatışma yaşanmadan operasyonun gerçekleştirilmesi oldu.
Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, IŞİD’in bundan yaklaşık bir yıl önce Türkiye’ye üç gün süre vererek türbeyi boşaltmalarını istediğini, ancak Türkiye’nin istifini bozmadığını yazdı.
“Neden?” diye soran Fisk, aynı tarihlerde Suriyeli petrol mühendislerinin, IŞİD’in kontrolündeki petrol sahalarında Türk teknisyenler gördüklerini bildirdiklerini söyledi.
“Belki de karşılıklı bir durum vardı? ‘Bize petrol uzmanlarınızı verin, biz de sizin eski kralınızı elinizde tutmanıza izin verelim’?” diye yazan Fisk, şöyle devam etti:
“Ya da birşeyler yanlış mı gitti? Yani şimdi Atatürk’ün ordusu ‘IŞİDistan’a’ gidiyor, eski toprağın kalıntılarını yeniden gömmek için kazıp çıkartıyor ve türbeyi ‘İslami Halifelik’ püritanlarının aynısını yapmasını önlemek için tahrip ediyor. Elbette bir anlaşma. Karşılığında daha fazla Türk petrol uzmanı için mi?”
Karayılan: DAİŞ’le de anlaşma yapıldı
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Süleyman Şah Türbesi Operasyonu’na dair açıklamalarında Türk sermaye devletinin operasyon için IŞİD çeteleriyle anlaştığı bilgisini paylaştı. Karayılan operasyona dair şu ifadeleri kullanmıştı:
“Normal olarak -Süleyman Şah Türbesi’ne- 3 km yaklaşılınca artık DAİŞ mıntıkası başlıyor. Cephe olduğu için DAİŞ ve YPG güçleri karşılıklı mevzilenmededir. Bu mevzilenmeyi aşıp karşı tarafa geçmenin normal olarak iki yolu vardır: Ya sessiz bir şekilde sızma yaparak gidilir, ya da saldırarak çatışa çatışa gidilir. Fakat burada Türk askeri bunların ikisini de yapmıyor. Açık yoldan hareket etmek suretiyle, doğrudan Süleyman Şah Karakolu’na gidiliyor. Bu gidiş esnasında yol üstünde bulunan DAİŞ güçleri kendilerini geri çekerek askerlere herhangi bir müdahalede bulunmuyorlar. Anlaşılıyor ki onların da haberi vardır. Buradan Türk devletinin sadece YPG’yle ortak bir operasyon için anlaşma yapmadığını, aynı zamanda DAİŞ’le de bir anlaşma yaptığı anlaşılıyor.”
IŞİD-Türkiye koordinasyonunu yazdılar
Lübnan’dan yayın yapan El Ahbar gazetesinde Elie Hanna imzasıyla çıkan haberde ise, Türk devletinin türbe operasyonunu “düşman” saydığı YPG ve IŞİD kontrolündeki bölgelerden geçerek yaptığına dikkat çekilerek IŞİD’in kontrol altına aldığı bölgelerdeki türbe ve mezarların aksine, Süleyman Şah Türbesi’ne dokunmadığı da vurgulandı.
El Ahbar, Süleyman Şah’taki askerlere IŞİD’lilerin su ve gıda yardımında bulunduğunu, bu nedenle “IŞİD tehdidi” iddiasının gerçeği yansıtmadığını ifade etti. |