28 Mart 2014
Sayi: KB 2014/13

Direnişin kalesi kuşatılmaya çalışılıyor
Türk ordusu cihatçı çeteleri korumak için saldırdı
Newroz aynasında
“çözüm süreci”nin akıbeti
Yanıtımız “Yeni Greif’ler örgütlemek,
yeni Ekimler yaratmak” olacak!
Batıkent’te sınıf devrimcilerine
faşist saldırı!
AKP: “Ustalık döneminde” bir çöküşün hikayesi
“Tweet miweet anlamaz o!”
“İlk hedef biber gazının yasaklanması!”
Düzen solunun seçim rezaleti sürüyor
Feniş işçilerinden Ankara’daki görüşmelere dair açıklama
Türk Metal Erdemir’de AKP’ye çalışıyor
Sendikalı olmak işten çıkarılma nedeni
Dünden bugüne kadın işçiler direniyor
Gençliğin devrimci birliğini yaratmanın
politik-örgütsel koşulları
Budak ve ortaklarının ihanet dosyası-2
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Budak!
“Birileri gidecekse, o da Amerikan sermayedarıdır!”
Greif işçileri: “İşten atma kararı yok hükmünde”
Ankara’da coşkulu
“İşgal, grev, direniş!” forumu!
“Direnişimizin ruhunu Ankara’ya taşıdık”
Greif İşçileriyle Dayanışma Komiteleri yayılıyor
Greif’le dayanışma ve devrimci seçim faaliyetleri
Greif direniş günlüğü
Arap Birliği Zirvesi sona erdi
Dünyada milyonlar sokaklarda, yollarda, meydanlarda…
Berkin’e sözümüz var
“Başı öne eğilmedi!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türk ordusu cihatçı çeteleri korumak için saldırdı

 

Suriye’den başlayarak bölgeyi ortaçağ karanlığında boğmak için üç yıldan beri savaşan cihatçı teröristlere destek sunan Türk devleti, işi, çatışmalara fiilen katılacak noktaya vardırdı. Sınırı ihlal ettiği gerekçesiyle Suriye uçağını düşüren TSK, Lazkiye kırsalında köy ve kasabalara saldıran cihatçı katillere, hava kuvvetleriyle destek verdi.

Uluslararası anlaşma ve yasaları ayaklar altına alan bu saldırı, Ankara’daki Amerikancı iktidarın zıvanadan çıktığına işaret ediyor. Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet batağına saplanan AKP şefleri, saldırıyı sevinçle karşıladılar. Paçalarını kurtarabilmek için cihatçı teröristlerle aynı safta savaşa katılacak noktaya gelen dinci-gerici şefler, uçak düşüren TSK’yi kutlayarak, savaş çığırtkanlığına devam ettiler.

Siyonist İsrail’le aynı yoldalar

Sınırda gerçekleşen ama kimin yaptığı belli olmayan bombalı bir saldırıyı gerekçe gösteren ırkçı-siyonist İsrail rejimi, geçen günlerde Suriye’ye hava saldırısı düzenlemişti. Cihatçı teröristleri destekleyen İsrail, daha önce de Suriye’deki bazı hedefleri bombalamıştı. Suriye’nin 60 ülkeden devşirilen cihatçı çetelerle savaşmasını fırsat bilen İsrail, kışkırtıcı saldırıları sık sık tekrarlıyor.

Cihatçı katilleri takip eden Suriye uçağını düşürme emri veren sermaye iktidarının Ankara’daki şefleri de, siyonist İsrail’le ayını yolu izlemeye başladılar. ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki bu en sadık iki uşağı, cihatçı çetelere destek ve Suriye’ye düşmanlıkta da birleştiler.

Türk ordusu çatışmanın içinde

Geçen aylarda, Türk ordusunun açtığı kanallardan Lazkiye kırsalına saldıran cihatçı çeteler, sırf Alevi oldukları için yüzlerce kişiyi vahşi bir şekilde katletmişlerdi. Kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan toplu kıyım gerçekleştiren cihatçılar, aylardır rehin tutulan yüzlerce kişiyi de kaçırdılar. Suriye Arap Ordusu (SAO) ve bölge halkının oluşturduğu Ulusal Savunma Birlikleri (USB) tarafından bölgeden uzaklaştırılan cihatçılar, geçen hafta yeniden Lazkiye kırsalına saldırdılar.

Köy ve kasabaları bombalayan cihatçılar, yine Türk ordusunun açtığı kanallardan Suriye’ye sızdılar. Çatışmada yaralanan cihatçı çeteler, halen Ambulanslarla Antakya’daki hastanelere taşınıyor.

Bu arada çatışmalarla ilgili açıklama yapan Suriyeli yetkililer, cihatçıların, Türk ordusunun koruma ateşi eşliğinde Suriye’ye sızdırıldığını belirttiler. Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da, “Türkiye, Suriye’nin egemenlik haklarına karşı şimdiye kadar eşi görülmemiş bir düşmanlık sergiliyor” ifadeleri yer aldı.

Al Mayaden ve RT. Arabic kanallarının muhabirleri de, cihatçı çetelerin üç noktadan Türkiye’den Suriye’ye giriş yaptıklarını ve Alevi veya Hıristiyanların yaşadıkları kasaba ve köyleri bombalamaya başladıklarını belirttiler. Cihatçıların saldırısı üzerine, can kaybını azaltmak için sivillerin Lazkiye’ye taşındıkları bildirildi.

Sınırın açılması yetmiyormuş gibi, cihatçı katillere koruma ateşi sağlayan Türk ordusu, cihatçıları havadan gözetleyen uçağı da düşürerek, Suriye’ye karşı yürütülen savaşın fiilen suç ortağı olmuştur.

Cihatçı çetelerle “danışıklı dövüş” mü?

Haziran Direnişi’yle sarsılmaya başlayan dinci-gerici AKP iktidarı, yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet skandallarıyla iyice rezil oldu. Yasaları ayaklar altına alarak şimdilik paçalarını kurtaran AKP şefi ile müritleri, korkunun yarattığı histeriyle etrafa saldırıyorlar. Seçimleri kaybedip hesap vermekten ölümüne korkan dinci-gerici şefler, işi savaş kışkırtıcılığı noktasına vardırdılar.

Son günlerde yaşanan gelişmeler, AKP ile cihatçı teröristler arasında bir danışıklı dövüş yaşandığı izlenimini yaratıyor. Paçasını kurtarma telaşındaki AKP şefinin meydanlarda “Bayrak inmez” diye nara attığı günlerde, El Kaide uzantısı IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti) çetesi, Urfa’nın Birecik sınırının 28 kilometre ötesinde bulunan Türk toprağı statüsündeki Süleyman Şah Türbesi ile ilgili video yayınlandı.

Söz konusu cihatçı çete tarafından yayınlandığı söylenen videoda,  Süleyman Şah Türbesi’nin üç gün içinde boşaltılıp Türk bayrağının indirilmemesi halinde, türbenin yerle bir edileceği tehdidi savuruldu. Ancak 15 Mart tarihli tehdit videosunda verilen süre geçmesine rağmen, Türbe’ye dönük herhangi bir saldırı gerçekleşmedi.

IŞİD kaynaklı olduğu iddia edilen tehdit videosunun yayınlandığı günlerde, Türk ordusunun Lazkiye kırsalına saldıran cihatçı teröristlere fiili destek sağlaması ve onları havadan takip eden Suriye uçağını düşürmesi, AKP iktidarı ile cihatçı teröristler arasında “danışıklı dövüş” olduğu kanısını güçlendirdi.

Saldırganlık ve savaş kışkırtıcılığına hayır!

İsrail’in izinden giden AKP iktidarının Suriye’ye karşı izlediği düşmanca politikayı, yerel seçimlerin arifesinde fiili saldırganlık noktasına vardırması, tesadüf değil elbet. Bilindiği üzere içerideki saldırganlığı dışarıdaki saldırganlığın tamamlaması, kapitalist devletlerin yaygınca izledikleri kirli politikalardan biridir. Nitekim komşu Suriye’ye karşı savaş naraları atanlar, içeride de devlet terörünü doruğa çıkarttılar. Washington’daki efendilerini kızdırmak pahasına da olsa, işi Twitter’ı yasaklama noktasına vardırdılar.

İktidarın, Suriye düşmanlığına dayalı politikayla ilgili rezaletlerin yanı sıra, emperyalist/siyonist güçlerin, son günlerde Suriye’ye karşı izledikleri düşmanca tutumu daha sertleştirmeleri, savaş kışkırtıcılığının bir diğer önemli nedenidir.

Emperyalist/siyonist güçler, Suriye’ye saldırmaktan vazgeçmiş değiller. Koşullar oluşursa ve bu konuda kendilerine güvenebilirlerse, Ortadoğu’ya yayılacak bir savaşın fitilini ateşlemekten geri durmayabilirler. Cihatçı teröristler safında savaşa katılan Ankara’daki işbirlikçiler, tetikçiliğe hazır olduklarını şimdiden ilan ediyorlar.

Bu durumda rejimin içerideki gerici-faşist saldırganlığına karşı mücadeleyi, komşu ülkeleri hedef alan savaş kışkırtıcısı politikalara karşı mücadele ile birleştirmek gerekiyor. Zira emperyalistlerle işbirlikçilerini Ortadoğu’dan def etmeden, bölgeye kalıcı bir barışın gelmesi ve halkların kardeşçe yaşayacakları iklimin hakim kılınması mümkün değil.

 
§