31 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/05

Yerel seçimler ve reformist payandalar
Erdoğan: “Orada olmayan başbakan!”
AKP, salgın hastalıklar ve “biyolojik silahlar”
Yakılıp-yıkılan, boşaltılan Lice’nin davasına da sürgün
Polis şiddeti, etkileri ve sonuçları tartışıldı!
MİB MYK Şubat Ayı Toplantısı
Yatağan işçileri erteleme oyununa gelmemelidir
Taşeron köleliğine karşı mücadeleye!
“Örgütlenmek ve mücadele etmekten başka çare yok!”
KESK davasında 24 tahliye!
YATSAN’da patron TEKSİF’i seçti!
Gebze’de yeni bir mücadele mevzisi açılıyor!
Marksizm, burjuva temsili kurumlar ve parlamentarizm
Davos sorunların kaynağıdır
Akdeniz’de askeri güçlerini süreklileştiriyorlar
Ukrayna krizi aşılamıyor
Dönem gericiliğe ve sermayeye hizmetle kapandı!
Ekim Gençliği okurundan Yusuf Devran’a mektup
Devrim Okulları başladı
İzmir’de ‘İsyan’ çıktı!
İstanbul yağmalanıyor!
Kadın İstihdam Paketi’ni reddediyoruz
OSTİM-İVEDİK patlaması
‘Gezi tutsaklarına özgürlük!’
Ali İsmail Korkmaz davasına katılalım, katillerden
hesap soralım!
Haziran Direnişi yargılanamaz
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İstanbul yağmalanıyor!

 

Sermaye düzeni “gölgesini kullanamadığı ağacı” kesmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta kamuoyuna yansıyan birçok haber gösterdi ki vurguncular, yolsuzlar ve çevre düşmanları talana ve yağmaya doymuyor. Talan ve yağma ile yeşil alanlar yok ediliyor, “Tarihi siluetler” yani kültür varlıkları ikiyüzlü söylemler ile geri dönülmeyecek biçimde tahrip ediliyor.

Bunca yıkımın arasında İstanbul’un birçok bölgesinde ise rantsal dönüşüm gündemdeki yerini koruyor.

Köylülerden ‘acele kamulaştırmaya’ tepki

Geçtimiz hafta “acele kamulaştırma” adı altında İstanbul’un kuzeyindeki köylerde bulunan birçok arazi kamulaştırıldı. Bu kamulaştırma ile köylülerin tarımı yıkıma uğratılacak ve arazilere lüks villalar yapılacak.

İmrahor, Tayakadın, Yeniköy, Akpınar, Ağaçlı ve İhsaniye köylüleri, Kuzey Ormanları Savunması’nın da destek verdiği eylemde 150 yıldır mandacılık yaptıkları arazilerin talanını protesto ettiler. Açıklamada “İstanbul’da üçüncü havalimanı, üçüncü köprü, 2 milyon nüfuslu yeni şehir ve Kanal İstanbul projelerinin bu bölgede yapılacağının açıklanmasıyla birlikte köylerimiz emlakçıların ve arazi satın almak isteyenlerin akınına uğramıştır” sözleri kullanıldı.

Fikirtepe’de rant için yıkımlar hızlanacak!

Fikirtepe’deki yıkım ile ilgili olarak ise Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce bir açıklama yaptı. Kadir Topbaş ile “kangren” olan Fikirtepe sorununu konuştuğunu ifadfe eden Güllüce, ‘acele’ olarak gerekli evrakları imzalayacağını, 15-20 gün içerisinde de inşaatların başlayacağı bilgisini verdi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgeyi 31.05.2013 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile 6306 sayılı yasa kapsamına almıştı. Böylelikle büyük inşaat şirketlerine rant sağlanmak için insanlar zoraki olarak evlerini boşaltmak durumunda bırakılmıştı.

Sermayenin dönüşüm iştahı kapanmıyor

Öte yandan kentsel dönüşüm işçi öğüten inşaat sektörünün iştahını kabartmayı sürdürüyor. Önlerindeki yargı pürüzlerinin temizlenmesini isteyen patronlar, salyalarını akıtarak, rant peşinde koşmaya devam ediyorlar.

Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı Necip Nasır, inşaat sektörünün 2013 yılını yüzde 6 büyümeyle kapattığını, bu yıl da yüksek büyüme beklediklerini ifade ederken kentsel dönüşüm planlarının “önemine” dikkat çekti. Nasır, önümüzdeki belediye seçimlerine de dikkat çekerek adaylara seslendi ve “Belediye başkanları, üstlendikleri misyonu yerine getirirlerse, bu durum onlara da olumlu yansıyacaktır” dedi.

16:9 kuleleri ve Topbaş’ın yargıya ‘‘saygısı!’’

Fetih” söylemiyle İstanbul’u yandaş firmalarına fethettiren AKP iktidarı, Başbakan’ın da sözde tepki gösterdiği 16:9 kulelerine hala dokunabilmeyi başarabilmiş değil. Binlerce savcı ve polisin yerini değiştirebilen iktidar sıra sermayedarların mülklerine gelince kültür varlıklarını kirletme pahasına mülke dokunamıyor.

Zeytinburnu’nda bulunan 16:9 kulelerinin yıkılmasına ilişkin açılan davada mahkemenin verdiği yıkım kararı karşısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) karara itiraz ettiği ortaya çıktı. Daha önce “Yargının kararına saygılı olacağız” diyen Topbaş’ın bu söylemi İBB’nin itiraz davası ile ortaya çıktı.

İstanbul siluetine bir başka darbe de 16:9 kulelerinin biraz berisinde vuruldu. Yenikapı sahiline yapılan dolgu miting alanı Tarihi Yarımada’nın görünümünü feci şekilde bozdu.

3. köprü inşaatı kaçak yapı”

İstanbul’un akciğerlerini yok edecek, şehrin nüfusunun kuzeye doğru yayılarak, artmasına sebep olacak 3. köprü inşaatının ise kaçak yapı statüsünde olduğu ifade edildi.

Beykoz Belediyesi Meclis Üyesi Mimar Halit Kılıç, Beykoz- Poyrazköy ve Sarıyer’in Garipçe Köyü’nün SİT alanı olması nedeniyle 3. Köprünün kaçak olduğunu ifade etti. Köprünün her iki yakada oturduğu ayakların da doğal ve tarihi SİT alanda olduğunu vurgulayan Mimar Kılıç, özellikle köprünün otoyol bağlantı yollarında, asfalt genişliğinin planlarda 42 metre göründüğünü ancak tahrip edilen alanların 600 metreye taştığını sözlerine ekliyor.

Köprü ayaklarının yapıldığı bölgenin SİT alanı olduğu, bunun İBB Meclis kararında yer aldığı söyleniyor.

 

 

 

 

Karadeniz’de HES’e geçit yok!

 

Artvin’in Arhavi ilçesinde yapılması düşünülen HES projesini kolayca hayata geçirebilmek için ilçe belediyesi tarafından imar değişikliğine gidilmişti. Ancak hidroelektrik santral projesine karşı çıkan Artvinliler tarafından doğayı tahrip edecek bu projenin iptal edilmesi için dava açılmıştı. Rize İdare Mahkemesi’nde görülen bu dava kapsamında bölgede bilirkişi incelemesi yapılmak istendi.

Geçen yıl yapımına başlanılan 14 megavatlık Kavak Hidroelektrik Santral projesi Kamilet Vadisi üzerinde düşünülüyor. Çifteköprü ve Kapisre derelerinin sularının 5 kilometre boyunca tünel ve borularla ilçenin Cumhuriyet Mahallesi’nde yapılacak olan Kavak Hidroelektrik Santrali’ne taşınarak, üretilen elektrik aynı bölgede kurulacak santralle dağıtılacak. Bu projenin yürütücüsü olan Arhavi Elektrik Üretim Şirketi geçen yıl HES yapımı için ÇED olumlu raporu almıştı. Ancak imar mevzuatı uygun olmadığı için belediyeye başvurmak zorunda kalmıştı. Arhavi Belediyesi de 4 Eylül 2013 günü imar değişikliği kararı aldı. Belediye Meclisi üyelerinden karşı çıkanlar olmasına rağmen AKP’li üyelerin oy çokluğu ile daha önce tarım alanı olan Cumhuriyet Mahallesi’nin bir bölümü konut dışı kentsel çalışma alanı ilan edilerek HES projesine onay verildi. Tarım alanlarının ve doğanın tahrip edilmesini istemeyen bölge halkı bunun üzerine HES projesinin iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı.

Bu dava kapsamında bilirkişi olarak oluşturulan heyetin inceleme için geleceği haberini alan, aralarında İstanbul ve Ankara’dan gelen Arhavililer’in de olduğu yüzlerce kişi, HES’in yapılacağı inşaat alanında biraraya geldi. Artvinliler ‘Arhavi’de HES istemiyoruz’ pankartı açarak HES’lere karşı olduklarını ifaden eden sloganlar attılar. Ayrıca “hep birlikte” türküsü söylendi. İstanbul’dan destek için gelen Beşiktaş Çarşı Grubu da ‘Bu su hiç durmaz’ pankartı ile eyleme katılırken ‘Çarşı HES’lere karşı’ sloganları atıldı.

Bilirkişi heyetinin inceleme yaptığı sırada Arhavili’ler sloganlarla heyetin üzerine doğru yürüyüşe geçtiler. Görüntü almaya çalışan gazetecilerin bilirkişi heyetini koruyan polis tarafından engellenmeye çalışıldığı eylemde heyet araçlarına binerek bölgeden uzaklaşmak zorunda kaldı. Burada bir açıklama yapan Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu, HES projesinin iptal edileceğine inandığını söyledi.

Arhavi Doğa Koruma Platformu adına açıklama yapan Fatih Güney ise Arhavililer olarak sularına dokundurtmayacaklarını söyledi.

Gümüştuğ - Çit Deresi rant deresi değildir!”

Gümüşhane’nin Torul İlçesi’ne bağlı Gümüştuğ Deresi üzerinde yapılması düşünülen NATA Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı Torul köylülerinin tepkisine neden oldu.

Toplantının yapılacağı Torul Halk Eğitim Merkezi salonu dışında biraraya gelen, Torul köylüleri toplantıyı protesto etti. Polisin de doğayı tahrip etmek isteyenleri korumak için önlemler aldığı toplantı, yöre sakinleri katılmadığı için yapılamadı. Eylemlerine bir süre devam eden köylüler yine sloganlar atarak eylemlerine son verdiler.

 
§