08 Kasım 2013
Sayı: KB 2013/43

Seçim mizansenleri erken başladı…
Kirli savaş bütçesi: Örtülü ödenek
Polise dev bütçe
Güler baklayı çıkardı
Gericilik tırmanıyor!
Dayanışma mesajları…
Sömürgeciliğin nafile duvarları
Gökkan'ın durumu ağırlaşıyor
Hakları ve özgürlükleri için sokağa çıkan
Alevi emekçiler kazanacak!
Aleviler inkar ve asimilasyona karşı Kadıköy’deydi!
Kapitalizm işsizliğin kaynağıdır
DİSK’ten #Direnİşçi eylemleri
Sınıf dayanışmasını güçlendiriyorlar!
KESK ve bağlı sendikalara çağrımızdır!

Haziran Direnişi-1H.Fırat

Mısır’da son durum ve Kerry’nin ziyareti
Sokaklar öfkeli!
Birleşik ve kitlesel 6 Kasım eylemleri...
Gençlik sokaklarda geleceği için haykırdı!
“Mücadele alanlarında biraraya gelmeliyiz!”
Adalet için yürüdüler
“Kazananlar hep direnenler olacak!”
“Özgür giyim kuşam” eylemleri üzerine...
Ekim Devrimi ve kadın
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Adalet için yürüdüler

 

5 Kasım Avrupa’da “Gazeteciler İçin Ayağa Kalk Günü” olarak kabul ediliyor ve gazetecilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekilen eylemler gerçekleştiriliyor. Bu nedenle Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) bileşeni basın kuruluşları ve sendikalar, Taksim’de “Adım at” eylemi gerçekleştirdi.

GÖP bileşeni basın kuruluşları ve sendika yöneticileri ile gazetecilerin biraraya geldiği eylem Galatasaray Lisesi önünde başladı. Türkçe ve İngilizce “Adalete yürüyoruz” yazılı pankartın açıldığı eylemde, kısa bir açıklama yapılarak, 5 Kasım Gazeteciler İçin Ayağa Kalk günü nedeni ile Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için toplanıldığı belirtildi. Çok sayıda gazetecinin tutuklu olduğu, basın ve ifade özgürlüğünden bahsedilemeyeceği, gazetecilerin sürekli olarak işten atıldığı ve polis şiddetine maruz kaldığı bir süreç olduğu belirtilerek, eylemin “Adalet için 5 dakikada 1 adım” şiarıyla yapıldığı vurgulandı. Eylemin içeriğinin açıklanmasının ardından bir adım atılarak yürüyüş başlatıldı.

Sloganlarının atıldığı eylemde GÖP adına basın açıklamasını Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay okudu. Türkiye’de basının üzerindeki baskı ve sansürün anlatıldığı, gazetecilerin yaşadığı şiddet ve tutuklamalara dikkat çekilen açıklamada, basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün siyasal iktidarın fiili baskısı altında olduğu ifade edildi. Yargı organlarında kararların adalete göre değil, iktidarın isteklerine göre şekillendiğine dikkat çekilerek, Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılmasının talep edildiği açıklamada şunlar söylendi: “İktidarın baskısı sonucu, muhalif görülen, gazeteciler, yazarlar, televizyon yayıncıları işlerinden kovuluyor, işsizliğe mahkum ediliyor. ‘İstenmeyen’ gazeteler, televizyonlar iktidara yakın kişi ve kurumlara satılıyor, el değiştiriyor, yüzlerce çalışanı işsiz hale sokuluyor. Yasa dışı telefon dinlemeleri unutturulmuş, ne yazık ki artık olağan kabul edilir hale sokulmuştur.”

Açıklama, başbakan ve iktidar temsilcilerine basın düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması çağrısı yapılarak, mesleğe ve meslektaşlara karşı yöneltilen her türlü baskılara karşı mücadelenin devam edeceği belirtilerek bitirildi.

Açıklamanın ardından bir saat süren “adım at” eylemi gerçekleştirildi. Eylem boyunca birçok gazeteci, sendikacı konuşma yaparak baskıları kınadı, basın özgürlüğü için mücadelenin sürdürüleceğini belirtti. Uluslararası basın kuruluşlarının gönderdiği mesajlar okundu. Sendikal Güç Birliği Platformu ve Haber Sen temsilcileri de eyleme katılarak destek verdiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

3 bin yıl ceza!

 

2006 yılında “Gaye operasyonu” adı altında gerçekleştirilen polis baskınları sonucunda alınanların davasında yüzlerce yıllık hapis cezası kararları çıktı.

10. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Eylül 2006’da polisin gerçekleştirdiği “Gaye operasyonu” ile alınan 9’u tutsak 26 kişi hakkında toplam 3 bin yıla varan cezalar verdi.

Ali Hıdır Polat, Naci Güner, Ziya Ulusoy, Bayram Namaz, Arif Çelebi, İbrahim Çiçek ve Füsun Erdoğan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Müebbet cezasının yanında MLKP'nin yaptığı 155 eylem gerekçe gösterilerek her bir eylem için ayrı ceza verildi. 7 kişinin toplamda aldığı ceza, yaklaşık 3 bin yıla ulaştı.

17 Mayıs 2011'de tahliye edilen Ziya Ulusoy hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Erkan Özdemir ise, müebbet hapis cezasının yanı sıra 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Karar açıklandıktan sonra, tutsaklar "Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!" sloganını atarak mahkeme heyetini protesto etti. Salona çevik kuvvet polisleri alınarak tutsakların yakınlarıyla arasında etten duvar örüldü.

 


 

İzmir’de 7 Gezi tutsağına tahliye

 

İzmir’de Haziran Direnişi’nin ardından yapılan baskınların 2. dalgasında tutuklananların davası 1 Kasım’da görüldü. Evleri basılarak tutuklanan 7 Gezi tutsağı, çıkarıldıkları mahkemede serbest bırakıldı.

Yedisi tutuklu 14 kişinin davasında serbest bırakılan direnişçilerin isimleri şöyle: Gizem Türkmen, Görkem Özer, Mehmet Polat, Süleyman Göksel Yerdut, Seyithan Korkmaz, Sercan Üstündaş, Pınar Türk.

Gezi yargılanamaz, tutsak edilemez!”

Adliye önünde de İzmir Dayanışması ve Gezi Tutsak Aileleri’nin çağrısıyla eylem yapıldı.

Saat 09.00’da Bayraklı Adliyesi önünde biraraya gelen kitle saat 10.00’da basın açıklaması gerçekleştirdi. Önde “Gezi Parkı tutsaklarına özgürlük! / Gezi Parkı Tutsak Aileleri” pankartı ve tutsakların resimleri açıldı. Basın açıklamasında Haziran Direnişi’nin yıllarca halkın yaşam hakkına saldıran iktidara karşı başkaldırı olduğu ifade edildi. Tutuklamaların en çok yaşandığı illerden birinin de İzmir olduğuna dikkat çekildi.

Basın açıklamasında ayrıca şunlar ifade edildi: “Yargılanmak istenen Gezi tutsakları değil; asıl yargılanmak istenen işçinin emekçinin alınteridir, grev ve sendika hakkıdır. Yargılanmak istenen, erkek egemenliğine, taciz ve tecavüze, katliamlara karşı kadınların mücadelesidir. Yargılanmak istenen, gençliğin akademik demokratik hakkıdır. Yargılanmak istenen, söz eylem ve örgütlenme özgürlüğüdür. Yargılanmak istenen, 1 Mayıs’tır, 8 Mart’tır, Newroz’dur, 1 Eylül’dür.”

Son olarak, direnişte katledilenlerin katillerinin ellerini kollarını sallayarak gezdiği, terfi ettirilerek ödüllendirildiği ifade edildi. “Gezi Direnişi meşru bir halk direnişidir, yargılanamaz” denilerek direniş sürecinde katledilenlere, yaralananlara ve tutsak edilenlere sahip çıkılacağı söylendi.

Basın açıklamasının ardından Çağdaş Hukukçular Derneği’nden Avukat Kamil Ağaoğlu ve İstanbul’daki Gezi tutsak ailelerinden Hasan Tunç söz aldı. Konuşmaların ardından topluca mahkemeye girildi.

Mahkeme öğlen arası verdiğinde, bir basın açıklaması da ESP ve HDK tarafından gerçekleştirildi.

Eylemde ayrıca Yenikapı Tiyatrosu ve gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın ailesi de söz aldılar.

Basın açıklaması alkış ve sloganlarla bitirildi.

Kızıl Bayrak / İzmir

 
§