13 Eylül 2013
Sayı: KB 2013/36

Halkların birleşik-militan mücadelesi kazanacak!
Direniş ruhuyla emperyalist savaşa ve gericiliğe karşı mücadeleyi büyütelim!
Haziran ruhu sokaklarda!
Ahmet Atakan’ı
polis katletti!
Ahmet binlerle sonsuzluğa uğurlandı
Düzenden riyakarlık akıyor!
Asimilasyona militan direniş!
ODTÜ’de polis terörüne karşı direniş!
Feniş işçileri fabrikayı işgal etti!
Ergün Atalay: Bir düzen sendikacısı
İş cinayetleri
kaderimiz değil!
‘Koltuk kavgasına hayır, taban iradesi
temsiline evet!’
Savaş, anti-emperyalist mücadele ve Partimizin programı/3
Obama: Saldırıyı erteledik ama vazgeçmedik!
Arap dünyasında emperyalist saldırıya karşı öfke büyüyor

Obama ve suç ortaklarının açmazı derinleşiyor

Gezi tutsaklarıyla dayanışmaya
Bir direnişin ölüm çiçeği üzerine...-T. Kor
Cami-cemevi bir asimilasyon projesidir
Forumlarda mücadele ortaklaştırılıyor
Liselilere “bilişim cezası” yönetmelikte
Doğa ve çevre talan ediliyor!
Evlerimizden sokaklara çıktık
“Burcu Koçlu’nun
katledilmesine
izin vermeyeceğiz!”
Suriye halkları emperyalizmin kıskacında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Obama: Saldırıyı erteledik ama vazgeçmedik!

 

ABD Başkanı Barack Obama, önceden ilan edilen konuşmasını gerçekleştirdi. Amerikan halkının savaş karşıtı tutumunu tersine çevirmek için başlatılan seferberlik kapsamında gündeme gelen konuşmanın, halktaki savaş karşıtı eğilimi değiştirmesi olası görünmüyor. Nitekim yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre, halen her on Amerikalı’dan sekizi, Suriye’ye askeri saldırı düzenlenmesine karşı çıkıyor.

Kongre’deki oylama ertelendi

Rusya’nın önerisiyle, Suriye’nin kimyasal silahlarını BM denetimine açmayı kabul etmesi, Obama’nın konuşmasına da yansıdı. Savaş çetesinin şefi, konuya dair şunları söyledi;

Bu süreç ilerlerken kongredeki askeri müdahale oylamasının askıya alınmasına karar verdim. Mevcut girişimin sonuçlarını bekleyeceğiz. Sonuçla ilgili karar vermek için henüz erken. Rusya’nın planının BM planına dönüşmesi için, BM Güvenlik Konseyi’nde çalışacağız.”

Ellerinde herhangi bir kanıt olmamasına rağmen, “Esad yönetimi kimyasal silahlar kullandı” iddiasını ortaya atan ABD ile bölgedeki uşakları, bunu savaşın gerekçesi olarak yutturmaya çalışıyorlardı. Rusya’nın önerisi bu girişimi boşa düşürdü. Bu durumda Obama’nın öneriyi değerlendirmek dışında bir seçeneği kalmadı. Ya da saldırıyı göze alamadığı için, zaten bu öneriyi bekliyordu.

Saldırı askıya alındı, tehdide devam...

Washington’daki savaş çetesi, saldırıyı “şimdilik” kaydıyla ertelediğini bir gün önce ilan etmişti. Obama da konuşmasında, şu sözlerle bunu tekrarladı:

Şam rejiminin sözünü tutması kaydıyla süreci bekliyoruz ama bunu beklerken askeri güçlerimiz mevcut durumlarını koruyacak. Esad’a baskıyı sürdürecekler. Rusya’nın desteğiyle bu adım olumlu sonuç verebilir fakat bu çabalar sürerken, askeri operasyon fikrinin de masada kalması gerekiyor...”

Görüldüğü üzere Obama, emperyalist savaş tehdidini bir an bile elden bırakmıyor. Emperyalist zorbaların doğasında olan bu saldırganlığın borazanlığını yapma görevini üstlenen “siyahi” Obama’nın, neo-faşist çetenin şefi Bush’tan, kayda değer bir farkı olmadığını, artık tüm dünya görmeye başladı.

Vuruşumuz yıkıcı olacak”

ABD savaş makinesini Doğu Akdeniz’e yığan “başkomutan” Obama, Suriye’ye topyekün bir savaş ilan etmediklerini, “kısmi bir vuruş” gerçekleştirerek Esad yönetimini cezalandıracaklarını açıklamıştı.

Bu söylem, Washington’daki azgın savaş kundakçıları tarafından, “Obama Suriye’ye iğne batırmakla yetinecek” türünden alaycı yorumlara konu edilmişti. Konuşmasında bu yorumlara da yanıt veren Obama, ABD ordusunun her saldırısının yıkıcı olacağını vaad etti.

Emperyalist şefler hareketlendi

Görünen o ki, Rusya’nın savaşı önlemek amacıyla gündeme getirdiği öneri, emperyalist şeflerde farklı heveslerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Washington-Paris-Londra hattında trafiğin hızlanması, “Suriye’nin kimyasal silahları” meselesinin özel bir ilgiye mazhar olması ve BM gündemine taşınması için harekete geçilmesi, bu heveslerin yansımasıdır.

Beyaz Saray yetkilileri, Obama’nın Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve İngiltere Başbakanı David Cameron ile yaptığı telefon görüşmelerinde Rusya’nın önerisinin ele alındığını açıklarken, BM Güvenlik Konseyi eylül ayı dönem başkanı Avustralya’nın BM Daimi Temsilcisi Gary Quinlan, Konsey üyelerini “Suriye” konulu acil bir toplantıya çağırdı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise, ülkesinin konuyla ilgili görüşlerini daha somut hale getirdiği bir karar tasarısını BM Güvenlik Konseyi’ne sunacağını ve bu tasarıda Şam rejiminin kimyasal silah stokunun önce envanterinin çıkartılıp sonra da derhal imha edilmesinin isteneceğini söyledi.

Tüm bu hareketlilik, emperyalist şeflerin, BM kararıyla Suriye’ye saldırmak için yeni bir hamle başlattıklarına işaret ediyor. Fakat savaş çetesinin hevesi bu olsa da, öyle kolay ulaşılacak bir hedef değil.

Putin: Önce savaş seçeneğini rafa kaldırın…

Obama ve çetesi, BM Güvenlik Konseyi’ni saldırının paravanı haline getirmek için harekete geçerken, Putin’in yaptığı açıklama, bu rezil hevesin gerçekleşme şansının az olduğunu gösterdi.

Suriye’nin kimyasal silahlarını BM denetçilerine açması için, ABD’nin savaştan vaz geçmesi gerektiğini belirten Putin, tavizlerin karşılıklı olması gerektiğini Obama ve çetesine bir kez daha hatırlattı.

Bu açıklamayı yapan Putin, belli ki, Obama ve çetesinin niyetini biliyor. Bundan dolayı açıklama, “bu hevese kapılmayın” mesajı olarak değerlendirildi.

Savaş tehdidi devam ediyor

Yapılan askeri yığınağa rağmen Obama’nın savaş ilan etmemesi, henüz bunu göze alabilecek durumda olmamasından kaynaklanıyor. Ancak bu, saldırgan koalisyonun savaş istemediği anlamına gelmiyor. Göze alabilselerdi eğer, bir saniye bile beklemeden saldırıya geçerlerdi.

Görünen o ki, Obama ve suç ortakları, önümüzdeki süreci, emperyalist saldırıya zemin düzlemek için kullanacaklar. Bunu başarıp başaramayacakları henüz belli değil. Fakat buna karşın emperyalist savaş tehdidi tüm vahşetiyle ortalıkta dolanmaya devam etmektedir. Emperyalist savaşa karşı olan ilerici-devrimci güçler de, bu süreci, savaşa karşı biriken öfkeyi sokaklara taşımak için etkili bir şekilde değerlendirmekle yükümlüdürler.

 
§