25 Mayıs 2012
Sayı: SYKB 2012/21

 Kızıl Bayrak'tan
G-8 ve NATO zirveleri
Sermaye düzeni Roboski katliamını
açıkça sahiplendi!..
HDK Genel Kurulu’nun
gösterdikleri
42. TMMOB Genel Kurulu’na doğru
Metin Lokumcu’nun katillerinden hesap sormak için mücadeleye!.
BDSP’den TOGO işçilerine ziyaret
CEHA işçileri: Üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız!..
Avrupa Serbest Bölgesi’nde ilk grev, ilk kazanım
Soda Sanayi’de 530 işçi grevde
“Sokakları kazanmak lazım!”
Emekçiler grev alanlarında
birleşti!
Kamu emekçileri sefalet dayatmasına grevle yanıt verdi
“Mücadelemiz sürecek!”
Fransa’da “sosyalist” François Hollande dönemi
Uluslararası Otomobil İşçileri toplantısı Münih’te yapıldı
“Opel Bochum’dur, Bochum kapatılamaz!’
“21. yüzyılda devrimin güncelliği”
Öğrenciler Şili’yi salladı!
Yaz dönemi üzerine
ÇOMÜ’de muhbirlik dayatması
BDSP Mayıs şehitlerini andı
Mayıs şehitleri anmaları
Psem Yipe Nap
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yaz dönemi üzerine

Bir eğitim-öğretim döneminin daha sona ermesi ile beraber yaz dönemi başlamış bulunuyor. Bu dönemde okulların kapalı olması nedeniyle lise koridorlarındaki mücadele duracak ancak liselilerin mücadelesi elbette tatile girmeyecek. Yaz döneminde devrimci mücadele fabrikalarda, mahallelerde ve meydanlarda, kısacası liseli gençliğin olduğu her yerde soluksuzca devam edecek.

Sınıfın ve sınıf çalışmasının parçası olmak

Okulların tatile girmesi ile birlikte başta meslek liselilerin ve emekçi çocuklarının önemli bir kısmı tatile gitmek yerine fabrikalara gidecek, aile bütçesine katkı sunabilmek için kapitalist sömürü çarklarının merkezinde ucuz işgücü olacaktır.

Yaz aylarında fabrikalardan atölyelere, organize sanayi bölgelerinden sanayi sitelerine kadar her üretim alanı ucuz emek sömürüsü için genç işçi çalıştırır. Geleceksizliğin dolaysız yansımaları tüm berraklığıyla bu alanlarda liseli gençliğin karşısındadır. Bu sömürü çarkları arasında genç işçilerin düşük ücretlerle kölece çalıştırılması ve çok yönlü olarak ezilmesi, emekçi çocuğu liseli gençlerin düzene öfkesini bileyen gerçekliklerdir.

Kapitalist sömürüyü bizzat yaşayarak görecek olan liselilere işçi sınıfının parçası olduklarını/olacaklarını hatırlatmak ve onlara sınıf kavgasında yerlerini alma çağrısı yapmak, liseli genç komünistlerin öncelikli görevlerindendir.

Bir yandan fabrika ve atölyelerde sınıf kimliklerini güçlendirecek olan liseli genç komünistler, diğer yandan da devrimci sınıf mücadelesinin vücut bulduğu her alanda ve her görevde en ön saflarda yer tutmalıdırlar.

Devrimci mücadeleyi yaşamın her alanına taşımak, gençlik içerisinde işçi sınıfı devrimciliğinin bayrağını taşıyan liseli genç komünistler için devrimci teorinin pratikle buluşması anlamına da gelmektedir.

Planlı bir yaz çalışması

Dışarıda emperyalist savaş ve saldırganlık politikalarına aktif taşeronluk rolü üstlenen, içerde de devrimci-ilerici sol güçlere ve Kürt halkına dönük faşist baskı ve devlet terörünü yoğunlaştıran sermaye hükümeti, önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde eğitimin ticarileştirilmesi ve gericileştirilmesi yönündeki saldırılarını da derinleştirecektir. Sermaye devletinin çok yönlü ablukasına ve saldırılarına yanıt verebilmek ise, yaz döneminden başlayarak mücadele görevlerine sarılmayı gerektirmektedir. Yaz sürecinin politik önemini buradan okumak da oldukça önemli bir noktada durmaktadır.

Teorik ve pratik ayaklarıyla birlikte, yaz dönemi için sistematik bir planlama yapılması herşeyden önce gelecektir. Öyle ki, üç aylık bir maratonun sonunda liselere dönüldüğünde aradaki zamanı devrime kazanabilmek esas olacaktır. Bunun için de yaz dönemine planlı bir devrimci eğitim çalışması, mücadele alanlarında kavgayla bütünleşme çabası ve liseli gençliğin örgütlenmesini kesintisiz sürdürme adımları üzerinden bakmak gerekmektedir.

Yaz dönemi liseli genç komünistlerin nitelik gelişimi için belli olanakları barındırmaktadır. Bunların gerçek anlamda birer olanağa dönüşmesi ve sonuç yaratması ise ancak planlı ve sistematik bir çabanın ürünü olabilir. Tam da bu nedenle yaz dönemi iyi planlanmalı, eksikleri gidermeye ve devrimci kimliği her anlamda güçlendirmeye yönelik bir müdahale ile yeni döneme hazırlanılmalıdır.

Teorik-politik eğitim

Yaz döneminde yüklenilecek temel alanlardan biri teorik-politik eğitim olmalıdır. Planlı ve sistematik bir çalışma ile hayata geçirilecek eğitim süreci, temel başlıklar üzerinden birçok soruyu cevaplamaya ve bir dizi tartışmayı tüketmeye olanak sağlayacaktır.

Bu süreçte gerçekleştirilecek eğitim kurgusunun ilk konusu, felsefe, ekonomi-politik ve sosyalizm olarak ifade edilebilecek üç ayağı üzerinden Marksizmin öğrenilmesi, onun devrimci ve bilimsel özünün kavranması olmalıdır. Bugün içinden geçtiğimiz sürecin yarattığı tüm tahribata ve anti-propagandaya rağmen meşruluğunu ve doğruluğunu kaybetmeyen Marksisit öğretiyi kavramak, gelecek mücadelesinin yapı taşı olmalıdır.

Eğitim çalışmasının bir başka konusu olarak devrimci gençlik hareketi tarihi ele alınmalıdır. Bugünün gençlik mücadelesini yürütme iddiası taşıyanlar, mücadeleyi devrimci gençlik hareketi tarihinden öğrenmeli, devrimci gençlik mücadelesini büyütme çabalarını geçmişin mirasını yüklenerek sürdürmelidirler.

Lise çalışmasının sorunları bu süreçteki bir diğer önemli başlığı oluşturmaktadır. Liseli genç komünistler gençlik hareketinin ve çalışma yürüttükleri alanların sorunlarını irdelemeli ve bunlara somut çözümler üretmelidir. Bunun yanında DLB’nin liseli gençlik hareketi içerisinde tuttuğu yere ve DLB çalışmasının güncel sorunlarına dair de çok yönlü bir tartışma süreci işletilebilmelidir.

Eğitim sürecinde bireysel çabalarla kolektif bir çalışmanın bütünleşmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatalım. Bu açıdan, dönem arasında yapılan Devrim Okulları etkinlikleri, yaz çalışmasının bir parçası olarak yeniden ele alınmalıdır.

Dava ile bağlarımızı güçlendirelim!

Tüm bunlarla beraber, her bir liseli genç komünist, devrimci kimliği güçlendirmeye, parti ve devrim davasıyla daha ileriden bağ kurmaya özel bir çabayla yönelmelidir.

Yeni dönem mücadelesinin en temel ihtiyaçlarından biri kavgada çelikleşmiş devrimciler olduğu yerde liseli genç komünistlerin öncelikli görevi de bu ihtiyaca yanıt vermek, devrimci kimlik ve devrimci yaşam açısından sınıfın devrimci partisinin yarattığı değerleri özümsemek olmalıdır.

Yeni Habipler, Ümitler, Haticeler ve Alaattinler ancak böylesi bir çaba ve irade ile yaratılabilir, mücadele içerisinde ölümsüzleşen komünistlerin devrettikleri bayrak ancak böyle dalgalandırılabilir.

(Liselilerin Sesi’nin Mayıs 2012 tarihli 44. sayısından alınmıştır...)