20 Mayıs 2011
Sayı: SİKB 2011/19

 Kızıl Bayrak'tan
Kürt halkına karşı kirli ittifak!
Düzen partilerinin ortak ekseni emperyalizme uşaklıktır!.
CHP sosyal demogojiyle yelkenlerini şişirmeye çalışıyor
Kürt halkı gerillalar için ayakta!
Kürt halkı hayatı durdurdu 
Kürt halkına dönük baskı ve terör dinmiyor
Kürt halkıyla dayanışmaya!
Yiğit devrimci İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür! 
Devrimci seçim kampanyası çalışmalarından
Birleşik Metal Kocaeli Şube Sekreteri Telat Çelik ile konuştuk
MİB MYK Mayıs ayı toplantısı gerçekleştirildi
Ontex/Canbebe ve PTT işçileri
direniş süreçlerini anlatıyor
Ontex ve PTT işçilerinden
Boğaz Köprüsü eylemi
Kubatoğlu’nda direniş ateşi
İşçi sınıfının düşmanlarına
oy yok! / TMMŞP
Binlerce emekçi hakları ve gelecekleri için Ankara’da buluştu
Kirli ellerinizi üniversitelerimizden çekin! / Ekim Gençliği
Ekim Gençliği seçimleri tartıştı
Yemen’de isyan sürüyor
Bahreyn despotundan Siyonist yöntemler
Nakba sürüyor,
direniş de!.. - E. Bahri
Nakba gününde öfke sokaklara taştı
Eğtim Sen’de eylem ve etkinlikler
Paşalı’nın katiline ceza vermekle düzeninizi aklayamazsınız!
Geç olmadan dünyayı kapitalislerin elinden kurtaralım!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yemen’de isyan sürüyor

Diktatör Abdullah Salih ve onun rejimine karşı Yemen’de patlak veren halk isyanı, dördüncü ayına girdi. Zorba rejimin taciz, saldırı, katliam ve oyalama taktiklerine rağmen isyan hem kitlesellik hem militanlık bakımından gücünü koruyor. İsyana, “Değişim Devrimi Gençliği” ve emekçilerden oluşan milyonlarca Yemenli katılmaktadır.

Milyonlarca insan aylardır ayakta olmasına rağmen, medya tekelleri Yemen’deki olayları “sıradan vaka” şeklinde sunuyorlar. Bir süre öncesine kadar olaylara geniş yer veren El Cezire kanalı da, son günlerde Yemen’deki ayaklanmayı önemsiz sayan bir yayın çizgisi izlemeye başladı. Yetişkin nüfusun yarıdan fazlasının ayaklanmaya katılmasına rağmen medya tekellerinin böyle bir tutum sergilemesi, emperyalistlerle bölgedeki gerici güçlerin isyan eden halkın zafere ulaşmasından duydukları korkudan kaynaklanıyor.

Hiçbir güç Yemen diktatörünü kurtaramaz

Diktatör Salih ve suç ortakları, yönetimden çekilmemek için tüm kirli yöntemleri denediler. Yüzlerce cinayet işlediler, isyancı güçleri sayısız kez silahlı çeteleri kullanarak taciz ettiler, iç savaş ve kaos tehdidi savurdular, “anlaşırsak yönetimden çekiliriz” dediler vb. Bu manevraların hiçbiri isyanın önüne geçemedi.

Yemen gençliği ile emekçiler, rejimin estirdiği devlet terörüne, katliamlara, provokasyonlara, oyalama taktiklerine, zaman kazanma girişimlerine rağmen, başkent Sana’daki “Değişim Meydanı”nı terk etmediler. Aden, Taiz gibi güney kentlerinde de meydanları işgal edip direnişi daha da yükselttiler. Cuma günleri ise, Yemen’in belli başlı tüm kentlerinde eylemler yapılmaktadır.

Abdullah Salih ve rejiminin tetikçiliğini yapan çeteler, isyanı silahlı çatışma zeminine çekmeye çalışıyorlar. İşlenen sayısız cinayet ve provokasyon, genç kuşaklarla emekçileri silahlı çatışma zeminine çekmeyi amaçlıyordu; fakat bu kirli yöntemler de tutmadı.

Zira planlanan kirli oyunun farkında olan “Değişim Devrimi Gençliği”, silahlı çatışmadan kaçınıyor. Çünkü böyle bir çatışma için ne örgütsel, ne programatik ne askeri açıdan donanımlılar. Dahası isyan silahlı çatışmalara sürüklenebilseydi, olayların seyrinin Libya’ya benzeme riskinin yüksek olacağını da tahmin edebiliyorlar.

Genç kuşaklarla emekçilerin bu tuzağa düşmemesi, rejimin “iç savaş/kabile savaşı” tehdidini ektisizleştirdi. İsyan halen silahsız, militan, kitlesel ve net taleplerle coşkuyla devam ediyor.

Körfez ülkelerinin uğursuz rolü…

Suriye’deki olaylarla ilgili olarak ikide bir açıklama yapan emperyalist rejimlerin şefleri, Yemen’le ilgili kayda değer söz söylemekten özenle kaçınıyorlar. Zira bu Amerikancı rejimin halk isyanı ile yıkılmasını istemiyorlar. Bu da emperyalistlerle işbirlikçilerinin ne kadar ikiyüzlü olduklarını, bu vesileyle de gözler önüne sermektedir.  

Yemen’deki isyanla en çok ilgilenenler, başını kokuşmuş Suudi Arabistan rejiminin çektiği Körfez İşbirliği Örgütü (KİÖ) üyesi devlet(çik)lerdir. Bu ilgi hayra alamet değil elbet. Zira Riyad’daki ortaçağ kalıntısı şeriatçı rejim, ne pahasına olursa olsun, diktatör Salih’in yönetimini kurtarabilmek için adeta çırpınıyor.

Bu telaş boşuna değil elbet. Zira Suudi Arabistan’la uzun bir sınırı bulunan Yemen’deki isyanın diktatörü alaşağı etmesi, sıranın Riyad’daki Amerikancı zorbaya da geleceğinin habercisidir. Bundan dolayı ecel terleri döken gericilik kalesi Suudi rejimi, haftalardan beri Abdullah Salih’le muhalefet partilerini barıştırmak için uğraşıyor.

Ancak emekçilerin direnme kararlılığı, Suudi merkezli, ABD-İsrail-Türkiye destekli bu gerici girişimin fiyaskoyla sonuçlanmasını sağlıyor. Zira “Değişim Devrimi Gençliği”, diktatörün derhal istifasını içermeyen görüşmelerin baştan reddedildiğini sık sık ifade ediyor.  

Genç kuşaklarla emekçilerin Değişim Meydanı’ndan yansıyan iradesine rağmen, diktatör Salih rejimini kurtarma girişimlerini sürdüren Suudi rejimi, rüşvet, tehdit, yağcılık… kısacası her yola başvurarak Yemenli emekçilerin isyanının zaferle sonuçlanmasını önlemek istiyor. Bu istek, ABD-İsrail ikilisinin talepleriyle de tam bir uyum içerisindedir. Belirtelim ki, Türk devleti de bu gerici planı desteklemektedir. Suudi yetkililerle görüşen Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yemen’in muhalefet partilerine diktatör Salih’le anlaşmaları yönünde çağrıda bulundu.

Son gelen haberlerde, muhalefet partilerinin Abdullah Salih’le anlaşma imzalayacağı iddia edilse de, Değişim Meydanı’ndaki yüzbinler, taleplerin net olduğu, diktatör Salih’in bir an önce istifa etmesini ve hem kendisi hem yakın çevresinin halka karşı işlenen cinayetlerden yargılanmasının vazgeçilmez olduğunu özellikle vurguluyorlar. Milyonların direnme kararlılığı sadece Suudi rejimini değil, emperyalist/siyonist güçleri de endişelendiriyor. Onlar da, Salih diktatörü kadar sadık bir uşak bulmanın mümkün olmayacağının farkındalar.

Genç kuşaklarla emekçiler zafere ulaşmakta kararlı…

Tahtını henüz terk etmemiş olsa da, diktatör Salih’in halk nezdinde zerre kadar saygınlığı kalmadı. Başkent Sana’daki tahkim edilmiş üssüne sıkışan Amerikancı diktatör, uzatmalara oynayarak bir çıkış yolu arıyor. Emperyalist merkezlerdeki şeflerin doğrudan veya dolaylı desteğinden güç alsa da, diktatör Salih’in tahtını koruma şansı bulunmuyor.

4. ayına giren isyanın baskı, oyalama ve aldatmacalarla bastırılması veya yozlaştırılması olası görünmüyor. İç ve dış gerici güçler Yemen halkını aldatma ve oyalama taktikleri uygulasa da, bu girişimler şu ana kadar kayda değer bir sonuç yaratamadı.

Bazı burjuva muhalefet partilerinin uzlaşmadan yana tutum alması ise, isyanı etkileme gücünden yoksun görünüyor. Bu güçlerin esas dertlerinin iktidardan pay almak olduğu biliniyor. Nitekim bu girişimler, gençlik tarafından açıkça reddediliyor. Meydanlardan gelen basıncın farkında olan muhalif partiler ise bu konuda fazla ileri gidemiyorlar. Zira böylesi bir tercihin kitlelerle karşı karşıya gelmelerine yol açacağını tahmin ediyorlar.  

İsyanı kararlılıkla sürdüren genç kuşaklarla emekçiler, haftada iki gün genel greve gidiyor. Her Cumartesi ve Çarşamba günleri gerçekleştirilen genel grev özellikle eski Güney Yemen’in başkenti Aden ve Taiz kentlerinde etkili oluyor. Bununla birlikte başka kentlerde de genel greve katılım gerçekleşiyor.  
Önümüzdeki günlerde Değişim Meydanı’ndan başkanlık sarayına doğru yürüyüş başlatmaya hazırlanan genç kuşaklarla emekçiler, diğer devlet kurumlarını da kuşatma altına almaya hazırlanıyor. Diktatörü alaşağı etmek için rejimin kurumlarını felç etmeyi hedefleyen genç kuşaklarla emekçiler, Filistin direnişinin “Devrim, zafere kadar devrim!” şiarını yükselterek kararlılıklarını dosta düşmana ilan ediyorlar.