24 Eylül 2010
Sayı: SİKB 2010/37

 Kızıl Bayrak'tan
Kürt sorununun
düzen içi çözümündeki handikaplar
Anadilde eğitim talebi baskı ve terörle bastırılamaz!
Plazaların “iyi çocukları”,
JİTEM’ci abileriyle omuz omuza!
Sosyalizm İçin Kızıl Bayrak Yazı İşleri Müdürü’ne hapis cezası!
MİB’den BETESAN ve
Mutaş direnişleriyle dayanışma!
Fabrikalar, madenler, atölyeler
işçi mezarlığına döndü .
İşçi sınıfına yönelik
yeni bir saldırı hazırlığı
Türkeller’in
TEKEL işçilerine oyunu.
“Öğretmenler işsiz,
okullar öğretmensiz!”
İşçi ve emekçi hareketinden.
BETESAN’da direniş
daha yeni başlıyor
Zor dönemin bilinçli, inançlı ve soluklu devrimcileri..
Ulucanlar’da katliam ve direniş.
Mimar Özlem Aydın’la yaşadığı sürgün üzerine konuştuk.
Örgütlenme sorunu tartışıldı.
Türk devletinin Kıbrıs’ta
“kat karşılığı çözüm planı”
Emperyalist işgalin gölgesinde seçim oyunu…
Dünyadan.
Eğitim sistemi sorun yumağı
“Fatmagül’ün suçu ne?” dizisi ve
medyada tecavüz seferberliği”.
Neden Hakkâri?-M. Can Yüce
“Şiir boşuna yazılmış olmayacak!”
Hasta tutsak Şimşek için yürüyüş
Türkan Albayrak’ın kaleminden
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyadan...

Madencilere 300 metre kaldı

Şili’de 5 Ağustos’tan beri yerin 700 metre altında mahsur 33 madenciyi kurtarmak için yürütülen tünel delme çalışmalarında iki sondaj makinesi 400 metre derinliği buldu.

Hükümet yetkilileri, “B Planı” adı verilen kurtarma operasyonu çerçevesinde sondaj makinelerinden birinin, bulunduğu galeriye bağlı bir başka bölüme kadar tüneli açmayı başardığını belirttiler.

T-130 adı verilen makinenin ikinci aşamada, mahsur madencilerin tek tek yukarı çıkarılabilmelerini sağlamak için 30 cm genişliğindeki deliği, 66 ila 70 cm’ye kadar genişletmesi gerekiyor.

“A Planı” adı verilen operasyon çerçevesinde çalıştırılan ve 702 metreye kadar tünel açacak diğer makinenin ise, 17 Eylül günü 320 metreye ulaştıktan sonra bakım ve onarım için durdurulduğu bildirildi.

Yetkililer, mahsur madencilerin Kasım ile Aralık başı arasındaki bir zamanda kurtarılmalarını öngördüklerini söylüyorlar. Psikologlar ise, madencilerin moral açısından zor olan kısmı atlattıklarını ve daha kolay bir döneme girdiklerini belirtiyorlar.

 

Yunanistan’da şoförler eylemdeydi

Yunanistan’da kamyon şoförleri, sektörü özelleştiren tasarıya tepkilerini göstermek için başkent Atina’ya çıkan karayollarına araçlarını park etti.

Yunanistan’da 13 Eylül’den bu yana grevde olan kamyon şoförleri, hükümetin, çalıştıkları sektörü piyasa açmak istemesini protesto ediyor. Şoförler iki haftadır grevlerini sürdürürken, 21 Eylül günü yapılan eylemle başkentin caddeleri trafiğe kapatıldı. Ayrıca şoförler, “Kahrolsun PASOK cuntası!” sloganlarıyla kent merkezinden parlamento önüne yürüdü. Sayıları bini bulan kitle, geceyi parlamento önünde geçirdi.

Sendikalar, hükümetin “reform” adı altında yeni işletim ruhsatları çıkararak sektörü rekabete açma planının çalışanları olumsuz etkileyeceğini ifade ediyor. Kamyoncular temmuz ayında da greve gitmiş, gümrükleri ve taşımacılık iş kolunu kilitlemişti.


Ücretini almak için kendini yaktı

Hindistan’ın Bihar eyaletine bağlı Patna şehrinde bir fabrikada çalışan ve uzun süredir maaşlarını alamayan işçiler protesto yürüyüşünde bulundu.

Fabrika yetkililerinin kendilerini muhatap kabul etmediğini ve içeride birikmiş maaşlarını alamadıklarını dile getiren işçiler, yürüyüşe geçtiler.

Protesto gösterileri sırasında bir işçi, kendini ateşe verdi. Arkadaşları tarafından söndürülerek hastaneye kaldırılan işçinin sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı.

 

Almanya’da nükleer karşıtı miting

Alman hükümetinin nükleer santrallerin faaliyet süresinin 8 ile 14 yıl arasında uzatılması doğrultusundaki kararı, Berlin’de gerçekleştirilen kitlesel bir mitingle protesto edildi.

Berlin merkez tren istasyonunda başlayan protesto yürüyüşü, Başbakanlık, Federal Meclis ve hükümet binalarının bulunduğu bölgede devam etti. Almanya’nın değişik bölgelerinden gelen protestocular, nükleer santrallerin kapatılmasını isterken, Alman hükümetinin ülkedeki nükleer santrallerin faaliyetlerini uzatma kararına karşı çıktı.

“Nükleer enerji? Hayır, istemeyiz!” sloganı altında düzenlenen protesto yürüyüşüne katılan on binlerce kişi, Başbakanlık ve Federal Meclisi’n bulunduğu semti abluka altına aldı. Nükleer atıkların depolandığı varillerle hükümeti protesto eden eylemciler, nükleer santrallerin derhal kapatılmasını talep ettiler.

Çeşitli çevre örgütleri, ilerici kurumlar ve “muhalefet” parti temsilcilerinin de katıldığı mitingde mücadele çağrıları yapıldı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel liderliğindeki hükümet ülkedeki 13 nükleer santralin kullanım süresini 2036 yılına kadar uzatmıştı.

 

Yoksulluğa karşı eylem!

“Stand up take action”ın çeşitli taleplerle 17-19 Eylül tarihleri arasında Almanya’nın birçok şehrinde başlattığı eylemler, Bielefeld’de de gerçekleştirildi. Birçok kitle örgütü ve sendikanın destek verdiği eyleme yaklaşık 150 kişi katıldı.

Mücadele edilen taleplerin başında açlık ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, bütün çocuklar için eğitim, kadınlara eşit haklar ve daha fazla destek, çocuk ölümlerinin (hastalık, açlık vb.’den kaynaklı) düşürülmesi, anne sağlığının geliştirilmesi, HIV/AIDS ve diğer hastalıklara karşı savaşılması vb. yer aldı.

BİR-KAR eyleme “Yoksulluk ve işsizliğe karşı birlikte mücadele!”, “Kapitalizm kriz demektir, krizin faturasını ödemeyeceğiz!” şiarlı Almanca dövizlerle katıldı.

“Stand up take action” adlı organizasyon 2000 yılında kuruldu. 189 ülkede faaliyet gösteren organizasyon 2015 yılına kadar, başta yoksulluk ve açlık olmak üzere 8 maddeden oluşan taleplerini gerçekleştirmek üzere çalışmalarını yürütüyor.

BİR-KAR / Bielefeld