Kızıl Bayrak'tan...
İMF-Dünya Bankası toplantıları dolayısıyla bir süredir sürdürülen çalışmalar, zirve günü gerçekleştirilen militan kitle gösterileriyle taçlandırıldı. Bu süreç, emperyalist haydutların toplanmasını engellemek hedefiyle örgütlenmişti. İki gün boyunca eylemler yoluyla açığa çıkan sosyal öfke toplantılara damgasını vurdu.
İşçi sınıfı ve emekçilere karşı yeni saldırı planları hazırlamak için toplanan emperyalist haydutlar ve işbirlikçileri, bundan dolayı bol bol sosyal duyarlılık mesajları verip timsah gözyaşları dökmek zorunda kaldılar. Bu kadarı dahi yürütülen mücadelenin başarısına bir göstergedir.
Kuşkusuz ortaya çıkan bu sonuç, esas olarak sürece yön veren “engelleme” perspektifinin ürünüdür. Haydutların buluşması engellenememiştir, zira sınıf hareketinin mevcut durumu bunu başaracak gücü ortaya çıkarmaktan uzaktır. Ancak bu perspektif, mevcut imkan ve güçleri azami biçimde değerlendirmenin de yolunu açmıştır. Polis ablukasına karşın Kongre Vadisi’ne yürüme kararlılığı biçiminde ortaya konulan irade ile düzenin protesto gösterileri için belirlediği sınırlar aşılmıştır. Önemli politik ve moral kazanımlar elde edilmiştir.
Bu iradi militan çıkışın anlamını görmeli, ancak sınırlarını da unutmamalıyız. Zira, emperyalist haydutlara ve işbirlikçilerine karşı verilen bu mücadelenin işçi ve emekçi tabanı zayıftır. Bu tabanın genişletilmesi ve giderek işçi sınıfı ve emekçilerin geniş gövdesinin mücadele sahasına taşınması görevi bir an olsun unutulmamalıdır. Hele hele, militan gösterilerin havası buna dayanak yapılmamalıdır. Zira böyle yapmak geçmişte sayısız defalar olduğu gibi, eldeki imkanların da kaybedilmesiyle sonuçlanacaktır.
Yapılması gereken eldeki imkan ve kazanımları, işçi sınıfı ve emekçilerle devrimci tarzda buluşmanın maddi ve moral dayanakları haline getirebilmektir. Bu, yoğun ve sistematik bir kitle çalışması anlamına gelir. İşte bugün İMF-DB zirvesinin hemen ardından yapılması gereken böyle bir çalışmayı örgütleyecek bir politik inisiyatifi göstermektir.
Bu bakımdan halihazırda böylesi bir çalışmayı örgütlemeyi kolaylaştıracak ve vesile olacak bir dizi önemli politik gündem ve duyarlılık alanı vardır. Bunların başında ise 18 Ekim’de yapılacak sağlık ve sosyal güvenlik konulu miting gelmektedir. Özellikle sosyal güvenlik ve sağlık alanlarında sorunların arttığı ve emekçilerin hoşnutsuzluğunun biriktiği bir dönemde, bu gündem üzerine yapılacak sınıf ve kitle çalışması oldukça işlevsel olacaktır. Bu nedenle sadece mitingin yapılacağı İstanbul’da değil, diğer illerde de bu konu üzerine yoğunlaştırılmış etkin bir faaliyet bizleri bekliyor. |