31 Temmuz 2009
Sayı: SİKB 2009/29

  Kızıl Bayrak'tan
  Kürt sorununda “Amerikan Çözüm Planı” devrede
  Kürt halkına yönelik baskılar, cinayet ve katliamlar sürüyor..!
  “Güney Kürdistan seçimleri ve ötesi
Adli Tıp Kurumu, sermaye devletinin
has bir kurumudur!
Entes direnişi günlüğünden…
Alpagut işçisi mücadele geleneğini sürdürüyor...
  Metal İşçileri Kurultayı
hazırlık çalışmalarından.....
  Kent AŞ’de direnişe devam!
  Mamak 6. Kültür Sanat Festivali’nde buluşalım!
  AKP Hükümeti, Emre Aköz’ün ağzından Alevilere kin kusuyor...
  Eğitim haktır, satılamaz!
  Gençlik eylemlerinden...
  İstanbul Sanayi Odası raporu aynasına yansıyanlar...
  Devrimci sınıf çalışmalarından...
  “Barack Obamalı hayaller” çöküyor…
  Dünyada işçi ve emekçi eylemlerinden...
  “Arka bahçe”deki devrim 50. yılında!
  Güler Zere serbest bırakılsın!
  Kürdistan hapishanelerinden
zulüm manzaraları
.
  Güney Kürdistan seçimleri
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Sermaye iktidarı, kamu işçisine yapılan yüzde 3- 5 arasındaki zammı kabul etmek için bile bin dereden su getirirken; sigaraya, akaryakıta, şekere, kıymetli evraktan alınan damga vergisine (pasaport, ehliyet vb.) yüksek oranlı zamlar yaptı. Belediyeler ulaşıma ve suya zam yaparken, YÖK de üniversitelerde öğrenci har(a)çlarına yüzde 500’lere varan zamlar yaptı.
Dahası bunların başlangıç olduğu; elektrik, doğal gaz, sağlık hizmetleri, sigaraya yeniden zam, eğitim ve belediye hizmetleri, emlak vergileri, yurt dışı çıkış harçları, köprü ve oto yol geçişlerine zam gibi işçi ve emekçi kitlelerin en temel harcamalarına zam yapılmasının da sırada olduğu belirtiliyor.
“Kriz bizi teğet geçti” diyenlerin bir yandan bütçe giderlerini kısarak, öte yandan da sermaye sınıfına yeni destekler vermek için bir “Acil Önlemler Paketi” hazırladığı da basına yansıyan haberler arasında. Hazırlanan “Acil Önlemler Paketi”nin aynı zamanda İMF ile anlaşmayı kolaylaştırmak için bir ön hazırlık olduğu da biliniyor.
Mevcut zam tablosu, aslında Türk-İş’in altına imza attığı zamları alıp şimdiden götürmüş bulunuyor. Kuşkusuz ki, bu aynı zamanda işçilerin sendikal korucuların geçtiğimiz günlerde imzaladığı çerçeve anlaşmayı tanımaması için çok haklı ve meşru bir zemin de demektir. Elbette bu söylenenler, kamu emekçilerinin 15 Ağustos’ta başlayacak toplu görüşmelerde kendilerine dayatılan yüzde 4.5’luk zammın kabul edilecek hiçbir yanının olmadığını da ifade ediyor.
Bütün olumsuzluklara karşın işçiler ve kamu emekçileri bu dayatmalara boyun eğmeyebilirler. Kamu işçileriyle kamu emekçilerinin mücadeleyi birleşik bir çizgide ilerletmelerinin koşulları da halen mevcuttur.
Sendikaların başındaki ihanet şebekesi tarafından sendikaların nasıl kötürümleştirildiği bilindiğine göre, burada asıl sorumluluk ilerici, devrimci güçlere ve onların işçi sınıfı içinde tabana dayalı birleşik, kitlesel ve militan bir çizgide enerjik faaliyetine düşmektedir.
Hem sermaye sınıfının ve onun bekçisi devletin çok yönlü saldırılarını püskürtebilmek, hem de işçi ve emekçilerin sırtlarına ur gibi yapışan sendika bürokratlarını defetmek ve yeniden silkinip sınıfın gücünü açığa çıkarmak için de bu bir zorunluluktur.