BMİS Eskişehir Şube Başkanı Bayram Kavak ile Eskişehir 1 Mayısı üzerine konuştuk...
“Sınıfsal özünden kopuk bir 1 Mayıs!”
- Eskişehir 1 Mayıs’ı KESK ve Türk-İş tarafından örgütlendi. Bu yıl komitenin dışında kaldınız. Örgütlenme süreci ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
- 1 Mayıs’ta Türk-Metal’in tavrı Eskişehir’de de Türkiye genelinde olduğundan farksızdı. DİSK ve KESK, Türk-İş tarafından bu sürecin dışında bırakılmaya çalışıldı. DİSK, KESK ve meslek örgütleri 1 Mayıs’ı birlikte örgütleme taraftarıydı. Fakat Türk-Metal DİSK’in olduğu yerde olmayacağını belirtti. Bunun üzerine biz de KESK ve meslek örgütleriyle ikinci alan tartışmalarını başlattık. 1 Mayıs’la ilgili dışta kalan tüm örgütler birlikte hareket edecekti. 24 Nisan’da Türk-İş’le bir toplantı daha yapıldı. Biz de yapılan tartışmalardan sonra birlikteliği bozmamak adına komitede yer almadık.
- Bu süreçte sadece KESK ve DİSK değil demokratik kitle örgütleri ve siyasi yapılar da dışında tutulmaya çalışıldı.
- Zaten Türk-İş’in daha önceki yıllarda da 1 Mayıs alanını tamamen kendi isteğine göre yönlendirme çabası vardı. Eskişehir özelinde KESK’in kendi içindeki sorunlardan kaynaklı da bu süreç düzgün işletilemedi. KESK’e bağlı SES’in yönetiminin Türk-İş ile birlikte hareket etmek istemesi, toplantıların ve kararların Türk-İş eksenli yürümesi 1 Mayıs tartışmalarını sınıfsal özünden uzaklaştırdı. Bu yönde basınç da yapılamadı. Zaten Türk-İş tarafından da istenmiyordu.
- 1 Mayıs alanındaki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Mitingin düzenlenmesinden alandaki konuşmalara kadar sınıfsal özünden kopuk bir 1 Mayıs’tı. 1 Mayıs öncesi 9 askerin ölmesi ile Türk-İş ve belli siyasi yapılar alanı 1 Mayıs alanından çok Cumhuriyet mitinglerini andıran bir alana çevirdiler. İşçilerin ve emekçilerin gerçek taleplerini işletmekten çok uzak şiarları dillendirdiler.
Mitingin esas duruş ve İstiklal marşıyla başlaması, DTP’nin alana girişi sırasında atılan sloganlar, kürsüden yapılan konuşmalar tamamen içini boşaltmaya yönelik çabalardı. İşçi ve emekçilerin günü olan 1 Mayıs’ta yüzlerce işçiyi işten çıkarmış olan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e kürsüde konuşma yaptırılacaktı. Komite dışındaki hiçbir sendika, mesleki örgüt, siyasi yapıya konuşma yaptırmayan zihniyet emek düşmanı insanlara böylesi bir fırsatı verme cesareti gösterebiliyor.
BMİS’in fotoğraf için kürsüye çıkmasına bile tahammül edilemedi. Sendika temsilcilerinin tüm bu yaptıkları işçi sınıfına ihanettir. Üstelik sınıfın marşlarının, halayların, türkülerin çalınması gerektiği yerde taverna müziğiyle bir program düzenlendi. Biz de bize destek olan kurumlar ve sendikalarla birlikte alandan ayrıldık. 1 Mayıs alanında yaşananlar Türk-İş’in kendi tabanında da belli bir rahatsızlığa yol açtı. 1 Mayıs’tan sonra Türk-Metal’de örgütlü birçok işçi bizi aradı ve durumdan duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
- Türkiye genelindeki 1 Mayıslar’ı ve özellikle Taksim 1 Mayısı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye genelinde Türk-İş’in ve Hak-İş’in genel olarak tavrı buradaki gibiydi. Yaptıkları açıklamaları hepimiz biliyoruz. Taksim üzerinden ise biz devlete geri adım attırdık. Artık Taksim kazanılmıştır. 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi de bir tesadüf değildir. Hem resmi tatil hem de Taksim alanının kazanılması yıllardır verilen mücadele ve Taksim ısrarının sonucudur. Tabii herkesin birlikte Taksim alanına girememiş olması üzücüdür. Yine de binlerce işçi ve emekçi Taksim alanını doldurdu.
Kadıköy’deki ayrışmayla da kimler emeğin yanında kimler değil belli oldu. Özellikle belli siyasi partiler bunun sorumluluğunu taşımalı diye düşünüyorum.
Kızıl Bayrak / Eskişehir
|