15 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/33

  Kızıl Bayrak'tan
  Kafkasya’da emperyalist
nüfuz mücadeleleri
   Emperyalist planlar Kafkas halklarının başına savaş açtı!
AKP’nin kapatılmaması üzerinden yayılan boş hayaller
“Cari açık” polemiğinin ardına gizlenen gerçekler!

İşçi ve emekçi hareketinden…

KESK: “Toplu görüşme değil toplu sözleşme!”
  KESK toplu görüşme sürecine ilişkin “mücadele programı ve eylem takvimi”ni açıkladı…
Grev ve TİS komiteleri kurulmalı,
işyerlerini temel alan bir süreç örülmelidir!
  Sİ-DER kampanyası güçlenerek sürüyor…
  Mamak 5. Kültür-Sanat Festivali binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla başarıyla gerçekleşti…
  Dünyadan kısa kısa...
  Diktatör Pervez Müşerref’in cumhurbaşkanlığından azli gündemde…
  Filistinli şair Mahmud Derviş’i yitirdik...
  DHKP: “Komutanımız, önderimiz, dayımızı yitirdik”
  Bir kez daha Ergenekon tartışmaları ve doğru yaklaşım üzerine...
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Her an yeni işçi ölümleriyle gündeme gelen Tuzla tersanelerde yaşanan iş cinayetleri bitmek bilmiyor. En son Gisan Tersanesi’nde yaşanan 3 işçinin boğularak katledildiği vahşet günlerdir kamuoyunun gündeminde. Sermaye medyası dahi günlerdir Tuzla’da yaşanan bu vahşetten bahsediyor. Ancak Tuzla’da yaşanan aşırı kâr mantığı üzerine kurulu kapitalist sistemin vahşetidir. Bundan dolayı patronuyla, hükümetiyle, bakanıyla tüm düzen güçleri el birliğiyle kapitalist sistemi aklamaya, suçu iş cinayetlerine kurban edilen işçilerin üzerine atmaya girişmektedir.

Cinayetin hemen ardından Gisan Tersanesi patronu açıklama yaparak suçu armatör firmaya attı. Olay yerinde “inceleme” yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise aymazlık örneği göstererek “Tuzla’da ki sorunun temelinde iş sağlığı ve güvenliğinin çok ötesinde alan darlığı gibi yapısal sorunlar, insan odaklı çalışma kültürünün yerleşmemesi yatmaktadır” diyerek suçu ölen tersane işçilerine attı. Türk-İş’in genel başkanlığını yaptığı dönemde işçi sınıfına yaptığı ihanetlerine bugün CHP milletvekili olarak devam eden Bayram Meral ise arsızca tersane patronlarını savundu. Olay yerinde “inceleme”de bulunan Bayram Meral olayın kaza olduğunu ve tersane patronlarının bu kazaya “çok üzüldüğü”nü ifade etti. Gazetecilerin “Siz buna kaza mı diyorsunuz?” sorusu üzerine ise “Bana patronlar işçileri öldürtüyor dedirtemezsiniz” diyerek sömürücü asalakları ve onların düzenini savundu.

Oysa Tuzla tersanelerde yaşanan iş cinayetlerinin artması üzerine oluşan kamuoyunun tepkisi sonucu tersanelerindeki çalışma koşullarını göstermelik de olsa incelemek zorunda kalan Çalışma Bakanlığı’nın raporu dahi kendilerini yalanlamaktadır.

Konuya ilişkin, Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan bir çalışmada, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde yaşanan sorunların temelinde alan darlığı, fazla çalışma, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin yeterli olmayışı, kayıt dışılık, alt işverenlik sistemindeki problemler, işçilerin mesleki eğitimlerinin yetersizliği vb. eksikliklerden bahsedilmektedir.

Benzer sorunlar daha önce Meclis’te oluşturulan Tuzla Tersaneler Bölgesi Araştırma Komisyonu raporunda da yer almaktadır.

Kendi hazırladıkları raporlarda dahi tersane patronlarıyla, sermaye hükümetiyle, bakanlıklarıyla yaşanan iş cinayetlerinden bir bütün olarak sermaye iktidarının sorumlu olduğu görülmektedir. Kuşkusuz kan emeci asalaklardan ve onların hizmetkarlarından sorunların çözümünü beklemek için ortada bir neden bulunmamaktadır.

Onlar için tersane işçisinin kanı sudan ucuzdur. Canı ise kum torbası kadar değersizdir. Tuzla tersanelerde yaşanan sorunların çözümü ortadadır. İşçi katili tersane patronlarından ve onlar adına ülkeyi yönetenlerden hesap sorulmalıdır. Tersane işçilerini kölece çalışma koşullarına mahkum eden ve canına malolan taşeronluk sistemi kaldırılmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmalıdır. Tersane işçilerinin yaşadığı sorunlara karşı duyarlı olmak, taleplerini sahiplenmek ve tersane işçileriyle dayanışmak emekten yana tüm güçlerin ertelenemez görevidir.