Kızıl Bayrak'tan...
Ergenekon İddianamesi ve AKP’yi kapatma davası üzerinden süren düzen güçlerinin savaşı bir süreliğine dinmiş oldu. Düzen güçleri birbirlerini yıpratmak adına kan kusarken sermaye medyasının tüm çirkefliğinden fazlasıyla faydalandılar. Uzlaşı sağlanana kadar yaşanan her türden gelişme ya orduyu ya da AKP’yi yıpratacak şekilde verildi. Sayısız iddia ve belge çarşaf çarşaf yayınladı.
Şimdi çatışma duruldu. Geriye hep birlikte düzenin bekası için kontrgerilla devletini aklamak, çete düzenini temize çıkarmak kaldı. Zira bu sürede birbirlerini yıpratmak adına sistemin temel kurumlarıyla da oynamış oldular. Emekçilerin bilincinde ordu da, AKP de yıpranmış, “devlet pislik içinde yüzüyormuş” düşüncesi güçlenmiş oldu. Egemenler bu kanının güçlenmesini engellemek için hep birlikte harekete geçtiler.
Uzlaşı sonrası burjuva medya sistematik olarak Ergenekon davasından yansıyan belgeleri, iddiaları yayınlamaya devam ediyor. Ancak hiçbir şekilde devletin temel kurumlarını işin içine sokmuyor. Bundan özenle uzak duruyor. Zira düğmeye basılmıştır ve devlet tüm kurumlarıyla aklanmak üzere temize çıkarılmaya çalışılmaktadır.
AKP’ye kin kusan Doğan medyası da, orduya ateş püsküren dinci medya da şimdi elbirliği yaptılar ve ne etliye ne de sütlüye dokunmadan sadece kişilere fatura ettikleri belgeleri manşet manşet yayınlamaya giriştiler.
Mehmet Ağar’ın Veli Küçük’le ilişkileri, Korkut Eken’in çete hesaplaşmasına nasıl kurban edildiği vb. Susurluk’tan gerçekleştirilen katliamlara kadar tüm devletin kirli işleri, kişilerin üzerine yıkılarak verilmeye başlandı. İsimleri dolaşan tetikçilerin denetimden çıktığı, devletin hiçbir kurumuyla ilişkisi kalmadığı vb. yalanlarıyla haberler süsleniyor. Tüm kanlı ve kirli icraatların devletin bilgisi ve denetimi dışında gerçekleştiği topluma empoze edilmeye çalışılıyor. Şimdi elbirliğiyle devletin derinlerine kadar sızan “kirli güçler ve çeteler” temizlenerek devlet aklanmaya çalışılıyor.
Sermaye medyasının kendisi de bu düzenin bir parçasıdır. Hem de en etkili, en çirkin ve ikiyüzlü bir parçasıdır. Can havliyle düzeni aklamaya çalışmaktadır. Çünkü o da aynı çöplükten beslenmekte, milyonların açlığı, sefaleti, baskı ve terörle susturulması sayesinde varlığını sürdürmektedir.
Her biri sermaye gruplarının tekelinde olan ve onların çıkarları doğrultusunda yayın yapan tekelci medya teşhir edilmeli, bu sistemle birlikte dağıtılması gereken bir odak olduğu emekçi kitlelere anlatılmalıdır.
***
Hatırlatma:
Gazetemizin fiyatında uzun bir dönemdir değişikliğe gitmediğimiz okurlar tarafından bilinmektedir. Önümüzdeki sayıdan itibaren gazetemizin fiyatı 1 YTL olacaktır. Okurlarımızın bunu anlayışla karşılayarak gerekli desteği vereceğini umuyor ve bekliyoruz.
***
Düzeltme:
Gazetemizin 1 Ağustos 2008 tarihli 2008/31. sayısında yeralan “Geçici olmaya mahkum gerici uzlaşma!” başlıklı başyazının son cümlesi, hatalı olarak şu şekilde basılmıştır:
“Düzene karşı devrim alternatifine dayalı bir çizgi, düzen hakkında şu veya bu türden hayaller yayan her türden oportünist tutum ve çabayla birleştirilmek zorundadır.”
Doğrusu şu şekildedir:
“Düzene karşı devrim alternatifine dayalı bir çizgi, düzen hakkında şu veya bu türden hayaller yayan her türden oportünist tutum ve çabaya karşı mücadele ile birleştirilmek zorundadır. “
Yayın süreci içerisinde gözden kaçan bu hata nedeniyle okurlarımızdan özür diler, düzeltiriz...
|