27 Haziran 2008 Sayı: SİKB 2008/26

  Kızıl Bayrak'tan
  Derinleşen kriz, düzenin yeni manevra arayışları...
   Emekçi halklara karşı düşmanlıkta aynı saftalar!
Başbuğ-Erdoğan görüşmesi ve
çatışan tarafların ortak gündemleri
“Darbeye karşı 70 milyon adım” parodisinin hatırlattıkları...
İşçi ve emekçi eylemlerinden…
Tuzla tersanelerde hak gaspları sürüyor, mücadele de...
  16 Haziran eylemi ve dükkancı zihniyetin küçük hesaplara dayalı sorumsuzluğu üzerine…
Gerçek bir grev için ileri!
  OSB-İMES İşçileri Derneği 3. Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi…
  Sincan İşçilerin Birliği Kurultayı’nın ardından...
  Sosyalist Kamu Emekçileri’nden KESK Genel Kurulu öncesi panel…
  Gençlik örgütlenmesi sorunu, Genç-Sen ve tutumumuz üzerine...
  Dünyadan...
  Düzenin gözbağlarına kanmayalım...
  “Çatı Partisi”…
M. Can Yüce
  Bir-Kar’ın kampanya
çalışmalarından…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Sivas katliamının üzerinden 15 yıl geçti. Bugüne kadar sayısız katliama imza atan sermaye devleti, Sivas’ta devlet güdümlü dinci ve faşist katilleri eliyle gerçekleştirdiği saldırıyı seyretmekle yetindi.

Sivas katliamının ardından katillere açılan göstermelik davalarla devlet aklanmak istendi. Sivas katliamı “laik devleti yıkmayı amaçlayanlar”ın bir eylemi olarak tanımlanarak, katliamın sorumlusu olan devlet “mağdur” olarak gösterilmeye çalışıldı. Böylece emekçi kitlelerin “ordunun destekçisi” ve “cumhuriyetin bekçisi” olması için yoğun çaba sarfedildi. Alevi işçi ve emekçilerin özelde Sivas katliamına, genelde ise devlete yönelik birikmiş öfkesi, “laik-anti laik” ikilemi üzerinden düzen kanallarına akıtılmak istendi.

Aynı yöndeki çabalar bugün de sürdürülmektedir. Ordu merkezli burjuva klik, şeriat tehdidini öne sürerek kitleleri düzene yedeklemeye çalışmaktadır. Oysa ordunun “laiklik” söylemi, devlet ve siyasal yaşam üzerindeki ağırlığını korumak için kıyasıya yürüttüğü düzen içi dalaşmadan ibarettir.

Devletin katliamcı kimliği daha önce de kendini gösterdi. Çorum’da, Maraş’ta, Gazi’de, Ulucanlar’da, 19 Aralık’ta kanlı katliamlar gerçekleştirildi.

Sermaye sınıfı ve onun devleti, sömürdüğü ve baskıladığı emekçilerin uyanmasından, düzene karşı başkaldırmasından korkmaktadır. İşçi ve emekçilerin ayağa kalkmasını engellemek için her türlü kirli yöntemi devreye sokmakta, katliamlar düzenlemektedir. Kontrgerilla aygıtını daha iyi tahkim etmek için çabalamaktadır.

Katliamcı faşist devletin gerçek yüzü bu kadar açık ve net görülürken, liberal reformist çevreler CHP, DSP gibi katliamdan doğrudan sorumlu olan düzen güçleriyle birlikte aynı safta buluşurken, Sivas’ın 15. yıldönümünde “Katil devlet hesap verecek!” şiarını öne çıkarmak ayrıca önem taşımaktadır.

Zira Sivas katliamının hesabını sormanın biricik yolu, sermaye düzenini yıkmaktan, bunun için de işçi ve emekçilerin birleşik, kitlesel, devrimci ve militan mücadelesini yükseltmekten geçmektedir.

***

Ekim Gençliği’nin 110. sayısı çıktı. Okurlarımız Ekim Gençliği’ne Eksen Yayıncılık bürolarından ve bayiilerden ulaşabilirler...