23 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/21

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharın birikimlerini ileri taşıyabilmek için!..
   Düzenin has partisi CHP makyaj tazeliyor…
Kürt hareketinde çözüm tartışmaları ve 1 Haziran mitingi
Yeni TYM’ye dayalı faşist uygulamalar yeni bir boyut kazandı...
“İstihdam paketi” meclisten geçti...
Mayıs şehitleri anmalarından...
  Kapitalizmde gençliğe gelecek yok!
  Hak–İş: Sendikal hareketin
dip noktası!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  21. yüzyılda bir ölüm kampı: Tuzla cehennemi
  Gençlik hareketinden....
  İlbek işçileri (ne) kazandı!
  Sincan İşçilerin Birliği Kurultayı Hazırlık Komitesi sözcüsü ile kurultay süreci üzerine konuştuk...
  SİDER’den sempozyum hazırlığı...
  Eğitim–Sen Genel Kurulu’na ilkesiz ittifaklar damgasını vurdu!
  Dünyadan...
  TC ve Güney ilişkilerinin Kuzey’e etkileri M. Can Yüce
  A. Cihan Soylular Denizler’e ihanet ettiler...
  Bültenlerde...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Tersane işçisinin “21. yüzyılda bir ölüm kampı: Tuzla cehennemi” olarak nitelendirdiği Tuzla’da değişen bir şey yok. Ölümler sürüyor. Ölümler artık kanıksanır bir hal aldı. En başta tersane işçinin tutumunu böyle tanımlayabiliriz. Adeta bir kabulleniş var. Ancak bu kabulleniş böyle sürgit devam etmeyecektir. Devlet yetkililerinin ve asalak patronların ölümleri meşru gösteremeye ve taşıdıkları sorumlulukları üzerlerinden atmaya yönelik hiçbir çabası artık onları kurtaramayacaktır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Üzerinde atlanamaz bir tablo vardır orta yerde.

Tersaneler ara ara gündemin geri planına itilse bile yeni ölümler Tuzla ölüm kampını hızla gündemin ön sıralarına çıkarmakta. Asalak tersane patronları, devlet ve hükümet yetkilileri yaptıkları açıklamalarla durumu kurtarmaya çalışmaktadırlar. Hiçbir ciddi iş sağlığı ve iş güvenliği tedbiri almayan yetkililer ölümlerin peşpeşe yaşanmasının yarattığı sıkışma üzerine tersaneleri kapatma kararı veriyorlar. Ancak bu karar Tuzla cehennemindeki yaşanan sorunları çözemez. Tersane işçisinin “Tersane kapatmak çözüm değil” açıklaması da bunu anlatıyor. Bu adımlar ölümlerin yarattığı tepkiyi boşa çıkarmak ve yaşanan sıkışmayı atlatmak için başvurulan bir manevradan ibarettir. Zira ölüm makinası Tuzla tersanelerinde işlemeye devam ediyor. Asalak tersane patronlarının aşırı kâr hırsı bu çarkın böyle dönmesini zorunlu kılıyor. Bu çark patronlar için başka türlü dönme imkanına sahip değildir. O halde Tuzla cehennemindeki kuralsızlığı ve iş cinayetlerini ancak tersane işçinin örgütlü iradesi çözebilir.

Tersane işçisinin sesi ve iradesi olan Tersane İşçileri Birliği, 19 Aralık 2007 tarihinde gerçekleştirdiği 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nda aldığı bir kararla 3. Tersene İşçileri Kurultayı’nı bir “grev kurultayı” olarak açıklamıştı. O kararında alınmasından itibaren de tüm çalışmalarını bu eksen üzerinden örgütlemeye başladı.

Tersane İşçileri Birliği, önümüzdeki günlerde 15-16 Haziran İşçi Direnişi’nin 38. yıldönümü vesilesiyle tersanelerde iş cinayetlerine kurban giden tüm tersane işçilerin anmak için bir anma etkinliği düzenleyecek. Bu etkinlik ile birlikte tersane işçileri yeni bir sürecin örgütlenmesini somut bir çalışmaya dönüştürmek için bir dizi adım atacaklardır. Artık tersanelerde, tersane işçisinin iradesine ve inisiyatifine dayalı ve taban örgütlenmeleri üzerinde yükselen bir grevi örgütlemenin somut görevleri adım adım gündeme girmiştir. Tersane havzasında somut kazanımlarla sonuçlanacak bir grevi ciddi bir ön hazırlık temelinde örgütleyecek bu iradenin açığa çıkarılması bugün en temel ihtiyaçtır. Sınıf devrimcileri, bu iradenin ete-kemiğe büründürmesinin yüklediği tüm görev ve sorumlulukları taşımak kararlılığındadırlar.

* * *

3 Haziran 1963... Sınıfın, devrimin ve komünizmin büyük şairi Nazım Hikmet’in ölümü yıldönümü....

“61 yıllık yaşamının 40 küsur yılını kavgasıyla olduğu kadar sanatıyla da dolu dolu yaşamış ve yaşatmış bir dünya vatandaşıydı Nazım. Sınırsız ve sınıfsız bir dünya özlemi, bu özlemin vücut bulduğu mücadelelerle dolu bir yaşam ve o yaşamın prizmasında kırılıp sanata yansıyan yüzlerce yapıt... İşte buydu Nazım Hikmet. Durup dinlenmeden yazdığı şiirlerinin bugün hala güzelliğinden ve etkisinden bir şey kaybetmemiş olduğunu görüyoruz. Yarına baktığımızda yine o şiirlerin pırıltısını görüyor olmamız ise, Nazım’ın ne denli büyük ve güçlü bir şair olduğunu bir kez daha anımsatıyor bize.”

Sınıf devrimcileri, 3 Haziran’da 45. ölüm yıldönümünde gerçekleştirecek anma etkinlikleriyle işçi sınıfının büyük şairini geniş işçi ve emekçi kitlelere tanıtmalı, yaşamını, eserlerini, örgütlü devrimci kimliğini bilince çıkaran bir çabaya konu etmeliler.