15 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/07

  Kızıl Bayrak'tan
  Emekçiler gerici güçlerin peşine takılmayı reddetmelidir!
  Emperyalist gericilik gölgesinde dinci gericilik ilerlemeyi sürdürüyor
TÜSİAD–AKP ilişkileri ve kriz dinamikleri
TEGA işçisiyle dayanışmayı büyütelim!
Türban dalaşı ve üstü örtülen gerçek gündem
A. Deniz
Laik–anti laik çatışması neye hizmet ediyor?
  5. Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu toplantısına çağrı!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  SSGSS saldırısı ve gelişen mücadele süreci üzerine Harb-İş Sendikası Anadolu Şube Başkanı Hüseyin Över ile konuştuk....
  SSGSS karşıtı faaliyetlerden...
  TKİP II. Kongresi değerlendirmeleri...
Kadın sorunu ve sınıf içinde kadın çalışması / 2
  Emekçi Kadın Kurultayı çalışmalarından...
  Nükleer santrallere hayır!
  Fahişeleştiren düzene çanak tutmak!
A. Eylül
  Dünyadan...
  Köln’de “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” gecesi
  Demokrasi mücadelesi mi, iktidar çekişmesi mi?
M. Can Yüce
  Sitemizin Ocak ayı rakamları...
  Gündem, Devrimci Demokrasi gazetesi ve Sosyalist Barikat dergisi temsilcileriyle basına yönelik sansür üzerine konuştuk....
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

Gazete biçiminde okumak için tıklayın

 

Tersane işçileri insanca bir yaşam ve özgürlük istiyor!

“Artık ölmek istemiyoruz!”

Tersaneler cehenneminden gelen TİB-DER üyesi bir işçi, tersane patronlarına biriktirdiği öfkesini ve insanca bir düzende çalışma ve yaşam isteğini 10 Şubat günü Galatasaray Lisesi önünde şöyle haykırıyordu:

“Şahin Çelik Tersanesi’nde bir arkadaşımız iş cinayetine kurban gitmiştir. Kurban gittiği yetmiyormuş gibi arkadaşımızın ölüsüne bile değer vermiyorlar, sahip çıkmıyorlar. Arkadaşımızın ölüsünü vinçle ayağa kaldırıyorlar. Bu resmen katliamdır. ‘Artık yeter ölmek istemiyoruz!” TİB-DER üyesinin bu konuşması “Artık ölmek istemiyoruz!” sloganıyla kesiliyor.

Tersane işçileri kölece çalışma koşullarının hüküm sürdüğü, kuralsızlığın kural sayıldığı Tuzla tersaneler havzasında yaşanan iş cinayetlerine, işçi katliamlarına karşı mücadeleyi yükseltiyorlar. Tersane İşçileri Birliği Derneği, bir süredir büyük bir emek ve çabayla çalışmalarını sürdürdüğü “İş güvenliği ve işçi sağlığı tedbirleri alınsın!” başlıklı kampanyayı bugün Taksim’de yaptığı bir yürüyüşle sonlandırdı.

Davutpaşa’da yaşanan patlamada ölen 23 kişiyle eş zamanlı olarak tersaneler havzasındaki işçi ölümleri 14 Ocak ‘08 tarihinde Sedef Tersanesi’nde çalışırken iş cinayetine kurban giden Onur Bayoğlu ve 4 Şubat ‘08 tarihinde Şahin Çelik Tersanesi’nde çalışan Metin Turan’ın katledilmesiyle devam etmişti. Ancak bu kez dirisi tersane patronları için bir “baret” kadar değer taşımayan işçilerin ölüsüne de aynı tavır sergilendi. 4 Şubat günü iş cinayetinde yaşamını yitiren Metin Turan’ın cesedi tersanede iple sallandırıldı.

Saat 12.00’de Beyoğlu Emek Sineması önünde toplanan tersane işçileri, “Sigortasız çalışmaya, iş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye!” pankartının açıldığı yürüyüş boyunca iş cinayetlerini ve asalak tersane patronlarını teşhir eden konuşmalar yaptılar.

Tersane işçileri yağmur altında yaptıkları yürüyüş boyunca, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Katil GİSBİR hesap verecek!”, “Tersanede grev, tersanede direniş!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Tersane işçisi köle değildir!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!” sloganlarını attılar.

Sloganlarla Galatasaray Lisesi önüne gelen tersane işçileri, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. İlk olarak bir tersane işçisi yaptığı konuşma ile direniş çağrısı yaptı: “Arkadaşlar gördüğünüz gibi ne iş güvenliği var ne de iş sağlığı var! Emniyet kemerini, bareti bile bize aldırmak istiyorlar. Ölmek için mi çalışıyoruz, yaşamak için mi? Yaşamak istiyoruz, ölmek istemiyoruz. Yeter artık durmak yok, direnmek var! Her insan çalışmak istiyor. Bu dünyayı kuran bizsek yaşamak da bizim hakkımızdır. Sosyal güvence ve iş güvenliği istiyoruz. İş sağlığı istiyoruz. Maaşlarımız bile verilmiyor. Buna dur demeliyiz artık! Özgürlük istiyoruz!”

Tersane işçisinin konuşmasının ardından TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu basın açıklamasını yaptı. Nihadioğlu, Türkiye ve dünyada yaşanan iş kazaları ve cinayetlerinin istatistiki verilerini aktardığı açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bugün iş cinayetlerine kurban giden sınıf kardeşlerimizi anmak ve sorumluların yargılanmasını talep etmek için buradayız. Bugün Bursa’da diri diri yanarak can veren 5 kadın tekstil işçisini, Davutpaşa’da göz göre göre ölüme gönderilen çoğu işçi 23 kişiyi, göçük altında kalarak yaşamını yitiren maden işçilerini, tersaneler cehenneminde 1983 yılından bugüne kadar yitirdiğimiz 100’ü aşkın işçi kardeşimizi unutturmamak için buradayız. Kokuşmuş düzenin asalak patronlarından hesap soracağımızı haykırmak için buradayız.”

Son 7,5 ayda 14 tersane işçisinin yaşamını yitirdiğini belirterek açıklamasına devam eden TİB-DER Başkanı, 2007 yılında tersanelerde “incelemeler”de bulunan Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in ziyaretinin ardından işçi ölümlerinin devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Biz iş cinayetlerinin ve diğer tüm sorunlarımızın ancak işçilerin örgütlü gücüyle çözülebileceğini düşünüyoruz. Ancak tersanelerde gerçekleşebilecek bir Grev sorunlarımızı bir nebze hafifletebilir. Tersanelerde greve hazırlandığımızı da buradan ilan ediyoruz.”

Açıklamanın sonunda talepler sıralandı:

* Kişisel koruyucu Donanımlar (baret, gözlük, eldiven, çelik uçlu ayakkabı, emniyet kemeri) tersane tarafından sağlansın!

* Her tersaneye revir, ambulans ve acil müdahale doktoru sağlansın!

* Kansere neden olan ve doğayı tahrip eden grit tozuyla çalışmak yasaklansın!

* İş cinayetlerinin önemli sebeplerinden biri olan taşeronluk sistemi kaldırılsın, kadro hakkı tanınsın!

* İş cinayetlerinin sorumluları yargılansın!

* İşçilere belli periyotlarla işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verilsin!

* İş kazaları çoğunlukla fazla mesailerde gerçekleşiyor, zorunlu mesai kaldırılsın!

* 7 saatlik iş günü, 35 saatlik çalışma haftası!

* Her işçiye her iş yaptırılmasın! İşçiler kendi uzmanlık alanlarına göre konumlandırılsın!

* Birçok kazaya yol açan vinç ve forklift gibi alet ve makinelerin periyodik kontrolleri yapılsın!

* Gemi inşa sektörü ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınsın!

Tersane işçilerinin eylemi etraftan insanlar tarafından ilgiyle karşılandı. TİB-DER üyeleri, yürüyüş ve açıklama boyunca “İş cinayetlerine karşı, sigortasız çalışmaya karşı, düşük ücretlere karşı GREVE! Tersanede grev tersanede direniş!” sloganını attılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

Dearsan Tersanesi’nde iş cinayeti!

Tersane cehenneminde bir ayda 3. ölüm!

Tersane patronlarının aşırı kâr hırsı tersanelerde seri cinayetlere davetiye çıkarıyor. 4 Şubat günü Şahin Çelik Tersanesi’nde Metin Turan’ın ölümünden sonra yeni “iş kaza”ları olmuş ancak ölümle sonuçlanmamıştı. 9 Şubat günü Sedef Tersanesi ile Dearsan Tersanesi’nde iş kazaları oldu. Ağır yaralanan arkadaşlar halen tedavi görüyor. 12 Şubat günü ise yine Dearsan Tersanesi’nde çalışan tavcı yardımcısı Cevat Toy iş cinayetine kurban gitti.

20’li yaşlarda olduğu bildirilen Cevat Toy tersanenin kadrolu işçisiydi. Öğle yemeğinden sonra bir yakını tersane idaresine Toy’un kaybolduğunu bildirdi. Tersane yönetimi “bir şey olmaz” diyerek olayı geçiştirdi. Akrabasının saatler süren araması sonucu Toy’un, geminin kazan dairesine düştüğü ve vücudunun çeşitli yerlerine demir lamaların saplandığı görüldü. Yardımına koşan işçi arkadaşları durumu tersaneye bildirdi. Sağlık birimleri kaza yerine geldiğinde Toy halen yaşıyordu. Bir müddet sonra kalbi durdu.

Dearsan’da çalışan TİB-DER üyeleri cinayetin olduğu kazan dairesine yönelince tersanenin güvenliği müdahale etti. Uzun süren gerginliğin ardından TİB-DER yöneticileri de tersaneye gitti.

Tersane İşçileri Birliği Derneği