Kızıl Bayrak'tan...
Son günlerde devlet teröründe bir tırmanış yaşanıyor. Bu tırmanış AB ile 3 Ekim görüşmelerinin devam ettiği günlerde oluyor.
17'lerin katledilmesinin sonra, özellikle Adana'da, yapılan eylem ve etkinliklerin çoğuna polis saldırıyor. Gözaltı ve tutuklamalar yaşanıyor. Bu kentte gözaltı ve tutuklama terörü adeta rutin bir hal alıyor.
Adana'd en son 3 ay önce gözaltına alınan 5 devrimcinin tahliye edilmesi üzerine polis, devrimcilere ve ailelere saldırarak terör uyguluyor.
Yine Dersim'de açıklama yapan devrimciler saldırıya uğruyor, gözaltına alınıp tutuklanıyorlar.
İstanbul Bağcılar'da yapılan bir eylemde, polisin açtığı ateş sonucu Atilla Geçmiş adlı genç sokak ortasında katladiliyor. Cenazesini Adli Tıp'tan almaya gelen kitle saldırıya uğruyor ve gözaltına alınıyorlar.
Yukarıdaki veriler son günlerde yaşanan saldırıların kısa bir bilançosunu sunuyor bize. Demokratikleşme yalanlarının ortalığı kapladığı bir dönemde sokak ortasında infazların, gözaltı ve tutuklamaların, baskı ve devlet törürün günden günü arttığını gösteriyor.
Meclis 1 Ekim günü yeni yasama yılını açtı. Meclisin açılışı ile birlikte saldırı ve “terör yasaları”nın çıkarılması gündemde. Meclis yeni saldırı yasalarını çıkarmak için işbaşında.
“Sosyal Güvenlik Reformu”, Kıdem Tazminatı Fonu Yasası Tasarısı, yeni Sendikalar Yasası ile Terörle Mücadele Yasa tasarıları yasalaşmak üzere meclisin gündeminde. Tüm bu saldırı ve “terör yasaları” ile işçi ve emekçilerin kırıntı düzeyindeki demokratik hak ve özgürlükleri, sosyal ve iktisadi hakları gaspedilmeye çalışılacak.
İşçi ve emekçiler ise, haklarını korumanın ve yeni hakları kazanmanın yolunun mücadeleden geçtiğini bilince çıkarmalı, üzerlerinde ölü toprağını atarak bir an önce harekete geçmelidirler.
|