25 Haziran 2005
Sayı: 2005/25 (25)


  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimciler ölmez,
devrim davası yenilmez!
  Dersim şehitleri İstanbul’da binlerin
katılımıyla, güneşe uğurlandı
  TKİP İstanbul Örgütü’nden çağrı
  Maoist Komünist Partisi’nin açıklaması
  Katliamı protesto eylemlerinden
  Kürdistan Devrimci Sosyalistleri’nden
açıklama
  Van’da binler katledilen gerillalara
sahip çıktı
  Özelleştirmeye karşı mücadele ve Telekom
  Tayyip Erdoğan Beyrut’a gitti
  Seydişehir Alüminyum işçileriyle konuştuk
  Tersane işçileri iş cinayetlerine
“artık yeter!” dedi
  DİSK’in 15-16 Haziran
Kocaeli-İstanbul yürüyüşü
  Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni
dönem (Orta sayfa)
  “Aydınlar bildirisi” ve
düşündürdükleri
  Üniversitelerimizde faşiste, polise,
sermayeye yer yok!

  ÖSS sınavı 19 Haziran’da yapıldı

  Irak bataklığına saplanan işgalcilerin
direnişi zayıflatma çabaları
  Lübnan seçimlerinden “Suriye karşıtı” ittifak galip çıktı
  İran’da seçimlerin ikinci turunda
iki aday yarışacak
  Bolivyalı işçi ve emekçilerin kararlılığı
sistemi zorluyor
  GOP İşçi Derneği Genel Kurulu
başarıyla gerçekleştirildi
  Cinsel taciz ve tecavüz; Yaygın bir kirli savaş yöntemi
  Rosenbergler;  İnançlarından ödün vermeyen iki onurlu insan
  Paris’te “Dünden bugüne devrimci
hareket” üzerine bir konferans
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Dersim'deki devrimci katliamını protesto gösterilerinden...

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!

Gebze...

“Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”

Dersim'de katledilen 17 MKP gerillasının anısına 21 Haziran günü Gebze'de meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirildi. DHP, BDSP, HÖC, ESP ve Kaldıraç'ın örgütlediği yürüyüşe yaklaşık 30 kişi katıldı.

Akşam saat 21.00 civarında Dayanışma bürosundan toplu çıkış yapıldı. Kahvehaneler dolaşılarak halka çağrıda bulunuldu. Şehit devrimcilerin adaletli bir dünya uğruna mücadele ettikleri için katledildikleri ve onlara olan borcun ancak mücadeleyi daha da yükselterek ödenebileceği ifade edildi.

Mahalle halkının katılımı ve desteğiyle Tepe Meydanı'nda devrimci şehitler için bir dakikalık saygı duruşundan sonra yürüyüşe başlandı. “Mercan şehitleri ölümsüzdur!” pankartının açıldığı eylemde, “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”, “Katil devlet halka hesap verecek!”, “MKP şehitleri ölümsüzdür!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları eşliğinde sokaklar dolaşılarak tekrar Tepe Meydanı'na dönüldü. Son olarak sermaye devletinin faşist kudurganlığını teşhir eden bir konuşma yapılarak eylem sona erdirildi.

Kaybımız, acımız büyük. Fakat zaman gözyaşı dökme zamanı değildir. Zaman sınıfsal kini büyütme ve mücadeleye tüm gücümüzle sarılma zamanıdır. Devrimci şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz ve söz veriyoruz: “Mücadelemiz sürüyor, sürecek! Sınıfsız, sömürüsüz dünya kuruluncaya dek!”

Kahrolsun sermaye iktidarı!

BDSP/Gebze

Samsun...

“Devrim şehitleri ölümsüzdür!”

Dersim'in Ovacık İlçesi Mercan Vadisi'nde 17 MKP'li devrimciye yönelik katliam 21 Haziran'da yapılan basın açıklamasıyla lanetlendi. HÖC, Partizan ve BDSP olarak yapılan basın açıklamasında operasyonun toplu katliam olduğu vurgulandı. Bir süredir yoğun bir şekilde devam eden operasyonların amacı anlatılarak, “Dün Kızıltepe'de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ı katleden zihniyet hala bu ülkeyi yönetiyor. Bu ülkeyi yönetenler katliamlar yaparken, acıyla yürekleri korlaşan ana-babaları hesap etmiyorlar” denildi. Halen gözaltında olan 3 devrimcinin akıbetinin açıklanması istendi. Ülkemiz devrimcilerinin her koşul altında direnme, devrimci düşünce ve inançlarına sahip çıkma geleneğinin güçlü olduğu ifade edilerek “hiçbir güç bu ülke topraklarından devrimcileri ve devrimci düşünceyi söküp atmayı başaramayacaktır” denildi.

Yurtsever Gençlik ve SDP Gençliği'nin destek verdiği açıklamada “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Ovacık şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı. Açıklamaya 25 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Samsun

Antakya...

“Mercan vadisi şehitleri ölümsüzdür!”

20 Haziran günü Antakya Ulus Alanı'nda Dersim'de katledilen 17 devrimciyi anmak ve katliamı teşhir etmek amaçlı bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı ESP, Partizan, HÖC düzenledi, BDSP destek verdi. “Mercan vadisi şehitleri ölümsüzdür!” yazılı pankart açıldı. “Kürdistan'da askeri operasyonlara son verilsin!” yazılı döviz nedeniyle 2-3 kişiden oluşan faşist bir grup saldırmaya kalkıştı. Saldırıya tok bir yanıt verildi. Faşistler geri çekilmek zorunda kaldılar. Eylem haberini veren kimi medya kuruluşları Trabzon'daki faşist saldırılardan sonraki tutuma benzer provokatif bir tutum sergilediler.

Faşistler 22 Haziran günü yapılan bir başka basın açıklamasına ise saldırma gücü bulamadı. Zira bu topraklar her türden faşist ve gerici saldırganlığa yanıt verebilecek bir birikime sahiptir.

BDSP/Antakya

-----------------------------------------------------------------------------------------

Dersim şehitlerinin adlarını savaş bayraklarımıza yazdık!

Biz kazanacağız!

Dersim'in Ovacık ilçesi Mercan Vadisi'nde düşman güçlerinin düzenlediği operasyonda şehit düşen 17 MKP‘li devrimci kitlesel cenaze törenleriyle ölümsüzlüğe uğurlandı. Mercan'da şehit düşen devrimcilerden biri de İzmir'de devrimci-demokrat kamuoyunun yakından tanıdığı ve sevdiği Binali Güler'di. Şehit düştüğü haberini ilk olarak 18 Haziran gecesi öğrenen Binali Güler'in ailesi aynı gece cenazeyi almak için yola çıktı. Devrimci güçler olarak siper yoldaşımızın şehit düştüğü haberini 19 Haziran günü öğrenebildik. Yoldaşlarının çağrısıyla 19 Haziran akşamı toplantı yaptık. Siper yoldaşımızın cenazesinin hakettiği biçimde sahiplenilmesi ve onları katledenlere anlamlı bir cevap olabilmesi için hazırlık çalışmalarımız başladı.

BDSP'liler olarak sınırlı zaman içerisinde yapabileceğimiz herşeyi yapmaya çalıştık. Zira bu saldırının hedefi tüm devrimci güçlere yönelikti ve devletin sık sık başvurduğu katliamlardan biri değildi. Yapılan planlama içerisinde sabah saat 08:00'de İzmir'den bir grup olarak yola çıkılacak, İzmir çıkışında siper yoldaşımız karşılanacak, saat 12:00'de Buca'da yıllardır oturduğu mahalle olan Kuruçeşme'de Cemevi önünde kitlesel olarak buluşulacaktı.

Kitle saat 11:00'de Kuruçeşme Cemevi önünde toplanmaya başladı. “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Binali Güler ölümsüzdür!” pankartları açıldı ve saat 12:00'de yürüyüşe geçildi. Yaklaşık 600 kişi sloganlarla öfkesini haykırıyordu. En önde “Halk savaşçıları ölümsüzdür!” pankartı taşınırken arkasında katledilenlerin resimleri ve DHP flamalarını taşıyan kortej yeralıyordu. Ayrıca Binali Güler'in resimlerinin olduğu kokartlar taşınıyordu. Yürüyüş ve mezarlıkta hiçbir polisiye önlemin alınmamış olması dikkat çekiciydi. Sadece toplanma alanı olan Cemevi önünde bir grup siville yaşanan tartışma sonrasında polis mahalleyi terketti.

Siper yoldaşımızın, sokaklarında onyıllardır ayak izlerini taşıyan Kuruçeşme Mahallesi'ne doğru yapılan yürüyüş, evinin önünde son buldu. Burada kitle mezarlığa gitmek için otobüsleri beklemeye başladı. Bir süre beklendikten sonra araçlara binilerek mezarlığa gidildi. Yürüyüşün başlamasıyla birlikte yaşanan duygusal anlar, öfkeli sloganlara karışarak kinin ve öfkenin buluştuğu devrimci bir eyleme dönüştü. Kitle, Kaynaklar Mezarlığı'na gelindiğinde araçlardan inerek tekrar pankartlar, flamalar, resimler ve sloganlarla yürüyüşe geçti. Mezarlıkta siper yoldaşımızın defin işlemi sürerken sloganlar hiç susmadı. Defin işlemi bittikten sonra Binali Güler şahsında Mercan şehitleri ve tüm devrim şehitleri için saygı duruşu yapıldı. Arkasından devrimci yapılar tarafından ortak hazırlanan metin okundu. Siper yoldaşımızın ölümsüzlüğe uğurlanması şiirler, marşlar ve sloganlar eşliğinde oldu. Bu uğurlamada “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Binali yoldaş ölümsüzdür!”, “MKP şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Katil devlet hesap vercek!”, “Yaşasın MKP!”, “17'ler yaşıyor MKP savaşıyor!” sloganları sık sık atıldı.

Yaşanan katliam göstermiştirki, bu sömürü ve zorbalık düzeninin son bulması için tek adres olan devrimci güçler hedef tahtasındadır. Bir devrim toprağı olan ülkemizde F tipi saldırısı boyutlanarak sürmektedir. Amaçları devrim davasını bu topraklardan tasfiye etmek, silmektir. Oysa tarihimiz tanıktır, kendi küllerimizden yeniden doğduğumuza... Tarihimiz tanıktır, onyıllardır parlayan devrim alevinin asla söndürülemediğine... Bedreddin'den Pir Sultan'a, Mustafa Suphiler'den Denizler'e, İbolar'a, tarih tanıktır, Kızıldere direnişi tanıktır; zulmün olduğu yerde isyanın da olacağına...

Bugün kaybımızın büyük olması ancak sömürü düzeninin sahiplerini ve uşaklarını korkutabilir. Çünkü öfkemiz de büyük olacaktır.

Mutlaka biz kazanacağız!

Yaşasın devrimci dayanışma!

BDSP/İzmir

------------------------------------------------------------------------------------------

Binali Güler ölümsüzdür!

Faşist sermaye devletinin Dersim'de gerçekleştirdiği katliam sonucu 17 MKP savaşçısı şehit düştü. Faşist sermaye devleti zor aygıtını kullanarak bu coğrafyada devrim ve sosyalizm davasına gönül vermiş insanları katlediyor, cesetleri parçalıyor, canlı ele geçirdiği devrimcilerin boğazlarını kesiyor, bedenlerine işkenceler yapıyor. Tüm bunları sınıf savaşımı içerisinde olağan karşılıyoruz. Tüm katliam ve baskılarını, zor üzerine inşa ettiği iktidarlarını ayakta tutabilmek için yapıyorlar. Ama bu katliamcı güruhun unuttuğu birşey var. Bu coğrafya devrim coğrafyası. Bugüne kadar binlerce devrimciyi katlettiler, faşist askeri darbeler düzenlediler. İşçi ve emekçileri her yönden kuşatma altına aldılar. Neyi başarabildiler? İşçilerin, emekçilerin nasırlı yumruklarına, yüreklerine engel olabildiler mi? Gırtlağını patlatırcasına attıkları sloganlarla bu yiğit devrimcilerin ölümsüzlüğünü haykırmalarını engelleyebildiler mi? Yeni Denizler'in, Mahirler'in, İbolar'ın yaratılmasının önüne geçebildiler mi? Katliam geleneğine yenisini ekleyen sermaye devleti neyi başarabilir, neyi yok edebilir? Bugüne kadar yok edebildiğinin tek bir kanıtı var mı? Tarih bu coğrafyada böyle birşey yazdı mı? Şairin dediği gibi “Bir ölür bin doğarız biz”.

Dersim'de şehit düşen Binali Güler de bundan önce olduğu gibi kavgayı en önde karşıladı ve şehit düştü. Katil sermaye devleti ne yaparsa yapsın, bu coğrafyada tıpkı bundan önce şehit düşenlerin yerini alanları engelleyemediği gibi yine kavgada yeni Binaliler'in doğmasının önüne geçemeyecek. Binali Güler siper yoldaşımız şahsında başta 17'ler olmak üzere tüm devrim şehitlerini derin bir saygı ve bağlılıkla anıyoruz.

17'ler yaşıyor, kavga sürüyor!

Binali Güler ölümsüzdür!

BDSP/Buca

-----------------------------------------------------------------------------------------

MKP-HKO şehitleri Dersim ve Hozat'ta uğurlandı...

“Devrim şehitleri ölümsüzdür!”

Dersim'in Ovacık ilçesine bağlı Mercan Vadisi'nde Maoist Komünist Partisi-Halk Kurtuluş Ordusu (MKP/HKO) gerillaları ile TC askerleri arasındaki çatışma sonucu şehit düşen 17 gerilladan 5'i Dersim merkezde, 2'si de Hozat'ta toprağa verildi. 19 Haziran akşam saatlerinde Malatya Adli Tıp Kurumu'ndan alınan cenazeler yaklaşık 100 araçlık bir konvoy eşliğinde getirildikleri Dersim Cemevi morgundan 20 Haziran günü saat 11.00'de yaklaşık 1500 kişilik bir katılımla Siğenk Mezarlığına götürüldü.

Kitle “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Mercan şehitleri ölümsüzdür!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “MKP mevziye misillemeye!”, “Yaşasın halk savaşı!” sloganları eşliğinde mezarlığa kadar yürüdü. Burada yapılan saygı duruşu ve konuşmaların ardından sloganlar ve alkışlar eşliğinde şehit gerillalar toprağa verildi.

Hozat'ta yapılan cenaze törenine ise yaklaşık 2500 kişi katıldı.

Şehit gerillalardan Taylan Yıldız, Cafer Cangöz, Aydın Hanbayat, Ali Rıza Sabur, Ahmet Perktaş Dersim'de, Gülnaz Yıldız ve Alaattin Ateş ise Hozat‘ta toprağa verildi.

Kızıl Bayrak/Dersim

------------------------------------------------------------------------------------------

17 devrimci Mamak'ta kitlesel ve militan bir eylemle anıldı...

“Katil devlet hesap verecek!”

17 MKP‘li devrimcinin şehit düştüğü Dersim Mercan Vadisi'nde yaşanan katliama karşı büyüyen öfke sokaklara taşmaya devam ediyor. 19 Haziran günü Ankara'ya getirilen üç devrimcinin cenaze töreninin ardından 20 Haziran günü Ankara Mamak'ta şehit devrimcileri sahiplenmek ve katliamı lanetlemek için DHP, BDSP, YDG, HÖC, Alınteri, ESP ve Kaldıraç tarafından bir eylem örgütlendi.

Saat 19:30'da Tekmezar Parkı'nda toplanan kitle “Halk savaşçıları ölümsüzdür!” ve “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” pankartları arkasında dövizler, flamalar ve şehitlerin fotoğraflarıyla birlikte yürüyüşe geçerek NATO Yolu'nu trafiğe kapattı. Bir saati aşan yürüyüş boyunca sık sık “ Mercan şehitleri ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Halk savaşçıları ölümsüzdür!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “17'ler yaşıyor, halk savaşı sürüyor!”, “Kanla yazılan tarih silinmez!”, “MKP şehitleri ölümsüzdür!” sloganları atıldı. Yürüyüş kolu Tuzluçayır Mahallesi'nin yakınında bir süre bekleyerek meşaleleri yaktı. Ardından ıslıklar, sloganlar ve meşalelerle birlikte coşkulu bir şekilde Tuzluçayır meydanına girildi. Tekmezar'dan Tuzluçayır'a uzanan yürüyüş esnasında sık sık konuşmalar yapıldı, marşlar söylendi. Kortej coşkusu, kileselliği ve militanlığıyla çevreden ilgi topladı.

Eylemin başında 200 civarında olan katılım Tuzluçayır'a girildiğinde daha da arttı. Tuzluçayır meydanda trafiği üç koldan kesecek şekilde çember oluşturuldu. Ardından şehit düşen 17 yiğit devrimcinin şahsında tüm devrim ve sosyalizm şehitleri için saygı duruşu gerçekleştirilirdi ve gür bir şekilde ortak sloganlar haykırıldı. Okunan ortak metinde, sergilenen vahşetin boyutlarına değinildi ve bu katliamın sorumlusunun faşist devlet olduğu vurgulandı. Açıklama tüm devrimci demokrat kamuoyunu hesap sormaya çağırarak sonlandırıldı. Bu sırada tüm meşaleler ortaya getirilerek yakıldı.

Yapılan açıklamanın ardından 200'ü aşkın kitle aynı disiplin ve coşkuyla kortej oluşturdu ve mahallenin içerisine doğru yürüyüşe geçti. İnsanlar camlara ve balkonlara çıkarak ıslık ve alkışlarıyla desteklerini sundular. Yaklaşık olarak üç saat sonra, saat 22:30 civarında, Tuzluçayır Mahallesi Muhtarlığı'nın önünde eylem bitirildi.

Komünistler olarak diğer devrimci dostlarımızla birlikte devrimci dayanışmanın anlamlı bir örneğini sergiledik. 17 yiğit savaşçıyı ölümsüzlüğe uğurlarken seslerini Mamak sokaklarına taşıdık. Devrim ve sosyalizm davasının yenilmezliğini, tüm baskı, zor ve katliamlara rağmen bitirilemeyeceğini bir kez daha gösterdik. 17'lerin mücadele çağrısını Mamaklı işçi ve emekçilere ulaştırdık.

Mercan şehitleri ölümsüzdür!

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!

Yaşasın devrimci siper yoldaşlığı!

Mamak BDSP

------------------------------------------------------------------------------------------

Devrimci irade ve mücadele teslim alınamaz!

Sermaye devleti kanlı tarihine bir sayfa daha ekledi. Dersim'in Ovacık ilçesinde MKP-HKO 2. Kongresi'ni toplarken, faşist Türk devletinin baskınına uğradı. 17 devrimcinin katledildiği baskının ardından 3 devrimciden haber alınamıyor.

Katliamcı devletin geleneği gereği, işbirlikçileri temsilen ABD'ye giden her uşak efendisinin huzuruna çıkarken, elinde devrimcilerin kanı olurdu. Önceki uşaklardan farklı olarak Tayyip, ABD'den aldığı buyruklara biat etmeye devam edeceklerini, dönüşte elini devrimcilerin kanına bulayarak ispatlamış oldu. AB hayallerinin pompalandığı böylesi bir dönemde yapılan bu katliam bir kez daha göstermiştir ki, faşist TC ve emperyalist dünyanın işçi-emekçilere sunacağı tek şey katliam ve sefalet içinde bir yaşamdır.

Katledilen devrimcilerden kimisi ÖO direnişlerinde yeralmış, kimisi de Ulucanlar ve 19 Aralık katliamlarını yaşamış, direnişçi kimlikleriyle öne çıkmış devrimcilerdir. Onlar şahsında katledilmeye çalışılan devrim davasına duyulan inanç ve kararlılıktır. Onlar şahsında katledilmek istenen devrim ve sosyalizmin yüce ideolojisidir.

Türkiye devrimci hareketinin tarihi kan ve katliamla yazılmıştır. Denizler, İbolar, Mahirler, M. Fatih Öktülmüşler, Habipler bu topraklardan çıkan önderlerdir. Katledilen her önder devrimcinin yerine niceleri türemiştir bu topraklardan. Bu topraklar devrim toprağıdır. Şu ana kadar kimsenin gücü bu geleneği, bu gücü kurutmaya, yok etmeye yetmedi. Bundan sonra da yetmeyecektir.

Devrimci mücadele meşrudur. Devrimciler güçlerini emekçi halk yığınlarından, devrimci iradeden alıyorlar. Çürümüş ve her tarafından pislik saçan bu düzen herşeyden önce çözümsüzdür. İnsanlığa ve geleceğe yıkım ve çürümeden başka bir şey sunmuyor. Bu köhne düzen devrimci iradeyi yenemez. Yapılan onca katliamın yanına Dersim katliamının da hesabını yazıyoruz. Hesap günü gelip çattığında bütün bu katliamların hesabını tek tek soracağız. O güne dek yüreğimizde kor ateşler, bilincimizde devrimin aydınlık ateşi yanmaya devam edecektir.

Katledilen siper yoldaşlarımızın önünde derin bir saygıyla eğiliyoruz.

İstanbul'dan TKİP'li işçiler

-----------------------------------------------------------------------------------------

Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!

“Diyoruz ki size:

Bundan böyle şarkıları

Söyleyin kalan topraklar için.

Başkaldırın, diyoruz, başkaldırın,

Öğretin karanlık tarihimizi,

Öğretin çocuklarımıza,

Yapışıp kalsın diye kanımız

Bir felaket arması gibi

Katillerin bayrağında.

İsteriz güçsüzleri

Koruyasınız güllerden,

Enezleri koruyasınız,

Yara almasın hiçbir canlı

Ve geleceğin çocukları.

Akar oluk oluk cinayetin kanı,

Tıkayın onu.

Dört açın gözünüzü.

Tetikte olun.

Hazırlanın kavgaya.”

Emperyalist-kapitalist sistemin tarihi kanlı ve kirli bir tarihtir. Faşist terörün doğasında sadece devrimcileri değil, kendine muhalif olan herkesi katletmek vardır. Faşizm, yine doğasına uygun olarak yeni bir katiam daha gerçekleştirdi. Dersim Ovacık'ta 17 devrimciyi katletti.

MKP (Maoist Komünist Partisi) önder kadroları, Dersim Ovacık'ta, havadan ve karadan kuşatma altına alınarak katledildiler. Ölen devrimcilerin vücutlarının yanması ve parçalanması, yaşananın bir çatışmadan çok açık bir katliam olduğunu gösteriyor.

Dersim Ovacık'ta katledilen devrimciler bir hain pusuda katledildiler. Fakat zulmün olduğu yerde isyanın da olacağı açıktır. Onlar mücadelenin kızıl bayrağını bıraktılar bizlere. Şimdi bu bayrağı daha yükseklere dikmenin bu sorumlulukla devrimci iradeyi, siper yoldaşlığını yüceltmenin günüdür! Ortada, söylenecek bütün sözleri pratikleriyle söylemiş olan, saygı duyulacak ve mücadeleyle yaşatılacak 17 yiğit devrimci var.

Faşist katliamının hesabı bir gün mutlaka sorulacak. Devrimciler öldü, ama devrim mücadelesi güçlenerek sürecek. Devrim mücadelesi zaferle taçlanacak ve faşizm döktüğü kanda boğulacak.

Devrim şehitleri ölümsüzdür!

BDSP/Küçükçekmece

-----------------------------------------------------------------------------------------

Paris'te Dersim katliamına öfkeli protesto

17 MKP‘li devrimcinin Dersim'in Ovacık kırsalında faşist sermaye devleti tarafından katledilmesi, Fransa'nın Paris kentinde anında protesto edildi. Protesto gösterisine yaklaşık 300 kişi katıldı. Bu katılımın henüz doğru dürüst bir bilginin olmadığı koşullarda ve üstelik kısa bir zamanda sağlandığı düşünülürse, oldukça anlamlıdır.

Katliama dönük protesto gösterisine başından sonuna dek devrimci öfke, coşku, devrimcilere tam sahiplenme duygusu, ileri düzeyde bir devrimci dayanışma ruhu ve kararlılık egemendi. Yürüyüş boyunca Türkçe ve Fransızca olarak atılan sloganlar hiç susmadı. Yürüyüşte faşist Türk devletini protesto içerikli sloganların yanısıra, Avrupa'nın gitgide birer polis devletine dönüşen rejimlerinin suç ortaklığını dile getiren sloganlar da atıldı.

Protesto yürüyüşü katliama ilişkin o anki bilgiler çerçevesinde yapılan açıklama ve katliama dönük tepkilerin dile getirilmesi ile başladı. Ardından Türkiyeliler'e ait işyerlerinin yoğun olduğu bir güzergah izlenerek yeniden başlangıç noktasına gelindi. Burada bir kez daha mücadele çağrısı yapılarak gösteri sona erdirildi.

Kızıl Bayrak/Paris

-----------------------------------------------------------------------------------------

Ankara

“Katledenlerden hesap sorulması için duyarlı aydınları, demokratik kitle örgütlerini, ilerici parti ve örgütleri göreve, sokağa çağırıyoruz!”

Basına ve kamuoyuna

Egemen güçler ezilenlere her cepheden saldırıya geçti. Genelkurmay'ın inisiyatifinde bir süredir katliamlarla el ele yürüyen Kürt illerindeki operasyonlar devam ediyor. Son süreçte 50'yi aşkın insan yaşamını yitirdi. Polis desteğinde ülkücülerin üniversitelerde gerçekleştirdikleri saldırılar yayılarak sürüyor. Çok sayıda öğrenci bıçaklı-satırlı saldırılarda yaralandı. En son Tunceli-Mercan bölgesinde MKP gerillalarıyla girilen çatışmada ise tam bir vahşet yaşandı. Havadan yağdırılan bombalarla MKP gerillalarından 17 kişi topluca katledildi.

Gerillaların vücutları parçalanmış halde ve yanıklarla dolu. Sağ alınanların isimleri açıklanmıyor. Çatışmaların ise hala devam ettiği belirtilmektedir.

Demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından çokça söz eden hükümet ve diğer devlet güçleri yapılanları neyle açıklayacaktır? İşçiler işleri ellerinden alınarak sokağa atılıyor. Gecekondu yoksullarının evleri başlarına yıkılıyor. Kürt halkının ısrarlı “barış” çağrılarına mermi ve bombayla yanıt veriliyor. Devrimciler, yurtseverler, komünistler cezaevlerinde, işkencelerde, sokaklarda katlediliyor.

Bütün bunlar neyin işaretidir?

Açık ki egemen güçler, militarist saldırganlıkta kararlılar. Onlar en masumane talepleri bile silahla yanıtlamaktan, terör ve katliamlarla karşılık vermekten başka yol bilmiyorlar. Onlar, iktidarlarını vahşetin, zulmün, terörün üzerine kurmuşlardır. Emekçi sınıfların, ezilenlerin mücadelesini bu yolla bastırmaya çalışıyorlar.

Ama bilmelidirler ki, barbarlığın üzerine kurulu iktidarlar yıkılmaya mahkumdur. Ve onlar döktükleri kan deryasında kendileri boğulacaktır. Yaptıkları yanlarına kalmayacak, döktükleri her damla kanın hesabı sorulacaktır.

Bizler de, sayısız örneğinde görüldüğü gibi, mücadelemizi sürdürmede kararlıyız. Ne bombalar, ölüm kusan makineler, ne zindanlar, tecritler ve nede toplu katliamlar, işlenen cinayetler haklı olanları mücadeleden alıkoyamacaktır. Bugün burada bu vahşeti kınamak için hep birlikteyiz. Yarın yine birlikte bu kavgayı örmeye devam edeceğiz.

Tunceli Mercan bölgesinde 17 MKP gerillasının katledilmesini kınıyoruz. Bütün emekçi sınıfları yaşanan vahşete son demek için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Operasyonlara son verilmesi, gözaltına alınanların isimlerinin açıklanması, katledenlerden hesap sorulması için duyarlı aydınları, demokratik kitle örgütlerini, ilerici parti ve örgütleri göreve, sokağa çağırıyoruz.

Mercan şehitleri ölümsüzdür!

Katliamların hesabını sorduk, soracağız!

Yaşasın devrimci dayanışma!

20 Haziran 2005

HÖC, BDSP, ESP, DHP, Partizan, Alınteri, KSD, Kaldıraç