Irak halkının işgalcilere karşı direnişi giderek yayılarak ve sertleşerek devam ediyor. Bu gelişme tüm dikkatleri yeniden Irak ve Ortadoğuya yoğunlaştırdı.
Tam da artık işleri yoluna koyduklarını düşünmeye başladıkları bir zamanda patlayan bu silahlı direniş, emperyalist işgalci güçlerin tüm hesaplarını alt-üst etti. Yapılan resmi açıklamalara göre 460 Iraklı ile 40 işgalci öldürüldü. Emperyalist işgalciler ve işbirlikçilerini derin bir kaygı ve korku sarmış bulunuyor. İşgalci güçler Necef ve Kut kentinden sökülüp atıldılar. İşgalci güçler bu kentlerde denetimin artık kendilerinde olmadığını açıklamak zorundu kaldılar.
Bu gelişmeler emperyalist işgalcilerin işbirlikçilerini de harekete geçirmiş durumda. AKP hükümetinin dışişleri bakanı Gül, Türkiyenin Iraka asker göndermesinin söz konusu olmadığını açıkladı. Elbette ki şimdiden asker gönderme yönlü bir açıklama yapması beklenemez. Ancak sermaye medyası bu konuyu şimdiden tartışmaya başladı bile. Hükümetin elinde Iraka asker gönderme tezkeresi bulunduğunu, bunun için yeniden meclisten yetki almasına gerek olmadığını belirtiyor. Bu tartışma önümüzdeki günlerde alevlenecektir. Sermaya medyası, Türkiyenin çıkarının işgalcilerle ortak olduğunu ve Iraka asker göndermenin ülkenin yararına olacağını dile getirecektir.
Önümüzde iki temel gündem bulunuyor; 1 Mayıs ve NATO Zirvesi. Bu iki gündem sınıf ve kitle hareketinin yeniden canlanmasını güçlendirecek zeminlerdir. Ancak bunun kendiliğinden olmayacağı açıktır. Tüm devrimci güçler bu iki gündeme ortak müdahale etmek için seferber olmalıdır. Sınıf ve emekçi kitleleri emperyalist işgale karşı direnen halkların mücadelesiyle dayanışmaya çağırmak amacıyla tüm güç ve olanaklarını harekete geçirmelidirler.
1 Mayısta, alanlarda, direnen Irak ve Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltmek ve emperyalist işgalciler ile işbirlikçilerine karşı öfke ve tepkiyi büyütmek önümüzde duran güncel bir görevdir. Yüzbinlerle alanlara çıkabilmeyi başarmak bu açıdan büyük bir önem taşımaktadır. Zira 1 Mayısta bu yönlü gösterilecek kararlı bir tutum, Haziranda İstanbulda yapılması planlanan NATO Zirvesini zora sokacaktır.
Savaş örgütü NATOya İstanbulun kapılarını kapatmak, emperyalist barbarlara geçit vermemek için yüzbinlerle mücadele alanlarında olmalıyız.