3 Ağustos '02
Sayı: 30 (70)


  Kızıl Bayrak'tan
  Emperyalist savaşa karşı mücadele güncel ve yakıcı görevdir!..
  Emperyalist savaşı durdurmak için seferber olalım!
  Amerikan askerlerinde savaş sendromu
  Sermaye ordusu Irak cephesine ısınıyor
  Emperyalist savaşlar ve tekeller
  "Irak'a müdahale yıkım olur"
  Emek Platformu kime hizmet ediyor?
  TEKEL'de peşkeş ve vurgun
  Gerçek iş güvencesi işçilerin kendi eylemiyle sağlanabilir
  Süreci kamu emekçilerinin taban inisiyatifi kazanabilir!
  Paşabahçe direnişinin önemi ve işçi sınıfının sorumluluğu
  Direnişteki Paşabahçe işçisiyle konuştuk...
  Paşabahçe direnişine destekler...
   Açlık ordusu büyüyor!..
   '96 ÖO Zindan Direnişi şehitleri anmaları
   6. Ekip ÖO savaşçısı Semra Başyiğit şehit düştü!
   Irak'a emperyalist saldırı ve TC
   Dersim, barajlar ve kalkınma/1
   Fabrika=F tipi hücre...
   TSK'ya Irak vitrini...
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

6. ekip Ölüm Orucu direnişçisi Semra Başyiğit, 29 Temmuz 2002’de şehit düştü. Bu şanlı direnişin 92. şehidi olan Semra, direnişin 648. gününde şehitler kervanına katıldı. Kendisinin direnişe başlamasının üzerinden ise tam 1 yıl geçmişti.

Bir yandan direnişte yeni şehitler veriliyor, diğer yandan, yıl dönümlerinde ‘96 direnişçilerini anma etkinlikleri yapılıyor. Bu etkinlikler çerçevesinde, İstanbul Sarıgazi’de, Ali Ayata’nın mezarı başında yapılan anmaya polis saldırdı. Yaklaşık 60 kişi jandarma tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 20’si aynı gün akşam saatlerinde, kalanlar da ertesi gün savcılık tarafından serbest bırakıldı.

İzmir’de de Hücre Karşıtı Platform’un düzenlediği etkinlikler çerçevesinde, 28 Temmuz günü Müjdat Yanat ve Tahsin Yılmaz mezarları başında anıldı. Ancak anma burada da devletin saldırı ve gözaltı engeline takıldı. Otobüsler jandarma tarafından durdurularak eylemcilerin mezar başında toplanması engellendi. TAYAD temsilcisi ve Genel-İş 3 No’lu şube sekreteri gözaltına alındı. Yine aynı gün, Tahsin Yılmaz’ın Bornova’daki mezarını ziyarete gidenler jandarma tarafından engellendiler. Sadece aile üyelerinin mezarlığa girmesine izin verildi.

Bu gelişmeleri 1 hafta kadar önceleyen bir tarihte ise katliamcı devletin katil memurları yeni bir cezaevi projesinin protokolünü imzalıyordu. L tipi adı verilen bu yeni proje ile, F tipinin tecriti ile angarya birleştirilmek isteniyor. Yani, adli mahkumlar da tıpkı siyasiler gibi hücre cezasıyla yola getirilmek isteniyor.

Oysa görüldüğü gibi, F tipi işkence ve katliamın mimarları halihazırda bu saldırıya karşı yükselen direnişle başedebilmiş değiller. F tiplerini sadece siyasi mahkumlar nezdinde değil, toplumun gözünde de meşrulaştırabilmiş değiller. Uyguladıkları bunca vahşetin, akıttıkları kanın, aldıkları canın ardından, artık meşrulaştırma imkanlarını da tümden yitirmiş durumdalar. Ama varlıklarının devamını muhalefetin ne pahasına olursa olsun ezilmesinde bulanlar, toplumsal meşruluğa da ihtiyaç duymuyor.

Aldıkları tüm kararlar, İMF programlarını uygulamaktan emperyalist savaşı desteklemeye kadar tümü, halka rağmen alınmış, dolayısıyla meşruiyetten fersah fersah uzak kararlardır. Devrimci muhalefetten F tipi katliamlarla kurtulmayı umanlar, toplumsal muhalefetten de savaş katliamıyla kurtulmak istemektedir. Sistemin ve devletin bugünlerde kotarmakla uğraştığı emperyalist savaş yıkımını engellemek için devrimci sınıf mücadelesinin yükseltilmesi zorunludur. Bunu engellemenin başka bir yolu da yoktur.