6 Temmuz'02
Sayı: 26 (66)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yıkım ve yağma programına karşı mücadelede birleşelim!..
  Niyet mektubu ve kamuda tasfiye
  İş kanunu tasarısıyla kıdem hakkı da gaspediliyor...
  İMF artık siyasete de müdahaleye başladı
  Sivas'ın ışığı sönmeyecek!
  Sivas'ın katili sermaye devleti!
  BİR-KAR'dan direnişçi İSDEMİR işçilerine...
  İSDEMİR direnişi ve sınıfa karşı sorumluluklar
  İnsanca yaşamaya yetecek vergiden muaf asgari ücret!
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Kamu emekçilerinin 12 yıllık fiili-meşru mücadelesi 2 saate sığdırıldı
  "Bilim Kurulu"nun esnek üretim gerekçeleri ve gerçekler
  Düzenin sol kulvarında yeni bir oyuncu
   "Solcu aydın" geçinen holding kalemşörlerinin AB feveranları
   İsrail siyonizmi Filistin'de kalıcı işgal peşinde
   Bir kültürel etkinlik deneyimi...
   Venezüela’da yeni faşist darbe hazırlığı
   Emperyalistlerden "umut yolculuğuna” duvar
   Emperyalist G8 zirvesi..
   “Güneydoğu Müsteşarlığı” ile OHAL’e devam!...
   Cezaevleri Sempozyumu...
   Küreselleşmenin sonu mu?
   Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

Gündemimizde yine ağırlıklı olarak sınıfa ve emekçi kitlelere yönelik saldırılar var. Hükümetin yeni niyet mektubuyla bir kez daha teyit etmiş olduğu bu saldırı azmi ve kararlılığı kırılıncaya, saldırıları püskürtme imkan ve etkinliliği geliştirilinceye kadar da gündemimizdeki yerini koruyacak.

Söz konusu sermayenin saldırıları olunca, içimizdeki ajanlarının da döne döne teşhir edilmesi zorunlu bir görev haline geliyor. Saldırıların ele alındığı hemen her yazı, emperyalizmin, sermaye sınıfı ve devletinin yanı sıra sendikaların başındaki ihanet şebekelerinden de söz etmek, hedef tahtasına oturtmak durumunda kalıyor.

İlgili her yazıda vurgulandığı gibi, gerçekten de, içimizdeki bu ihanet çeteleri olmasa, sermayenin söz konusu saldırıları bu derece kolaylıkla yürütebilmesi mümkün değildir. Öyleyse, saldırıların püskürtülebilmesi için öncelikle mücadelenin önündeki bu ihanet barikatı aşılmak zorundadır.

Demek ki, sendikal ihanete karşı mücadele devrimci sınıf çalışmamızın eksenine oturtulmalıdır. Konuya ilişkin perspektif yazılarımız bu gözle incelenmeli, gazetemiz faaliyetimiz için etkili bir araç olarak kullanılabilmelidir. Özellikle, İMF’ye sunulan mektupla saldırıların giderek daha da yoğunlaştırılacağı teminatının verildiği bugünkü süreçte, sınıfın örgütlenmesi ve mücadelenin yükseltilmesi çabalarının da yoğunlaştırılması ihtiyacı, bu aynı mektupta da deşifre edilmiş bulunan sendikal ihanete karşı mücadeleyi daha da zorunlu kılmaktadır.

Emperyalizm uşağı hükümet, saldırıların hayata geçirilmesi konusunda sendikalarla vardığı mutabakatı, İMF’nin önüne bir teminat olarak sürmektedir. Sermayeye, sınıf adına ve sınıfın aleyhine verilmiş olan bu vaatleri boşa çıkarmayı boynumuzun borcu bilmeli ve ne pahasına olursa olsun boşa çıkarmalıyız. Sınıfın ve ülkenin geleceği, bugün daha fazla devrimcilerin azim ve kararlılığına bağlıdır.