Kızıl Bayrak'tan...
Baharı kazanmanın yolu
Ölüm Oruçlarını kazanmaktan geçecektir!
Ölüm Oruçlarının başlamasının üzerinden 114, katliamın üzerindense 54 gün geçti.
Düzenle devrim arasındaki irade savaşı, hala (ve fakat esasta) hücrelerde direnen devrimci tutsaklar üzerinden sürüyor. Katliamdan bu yana, 54 gündür, direnişin dışarıdaki ayağı bir türlü toparlanıp harekete geçirilemedi.
Estirilen devlet terörünün, 3 bin civarında gözaltı, 200e yakın tutuklamanın, kurumlara yönelik kapatma saldırılarının vb. bu geri çekilmede kuşkusuz önemli bir payı var. Ancak ve buna rağmen, direnişin dışarıdaki desteğini yükseltmek de tarihi bir sorumluluk olarak karşımızda durmaya devam ediyor. Kaldı ki, içeride tüm baskı ve teröre rağmen sürdürülen direniş, devlet terörünün dışarıda yarattığı olumsuz havanın dağıtılabilmesi için gerekli olan moral gücü oluşturmaya da devam ediyor.
Cezaevlerinde katliam, dışarıda baskı ve terörün artırılmasıyla sonuçlanan operasyonun ardından, mücadelenin dışarıdaki ayağında yaşanan kırılmayı ortadan kaldırmak, hareketi yeniden canlandırmak için her imkanın, her aracın sonuna kadar kullanılması, en verimli biçimde değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bunun bir yolu da, zindan gündemli tüm eylem ve etkinliklerin en güçlü biçimde desteklenmesinden geçmektedir. Bu çerçevede, İstanbul İHDnin 12 Şubattaki Ankara yolculuğuna, gerek uğurlama gerekse karşılama aşamasında güçlü bir katılım gerçekleştirilmelidir. Aynı gereklilik, ilerici partilerin 11 Şubatta İstanbulda yapmaya hazırlandığı miting için de geçerlidir. Direnişin 115. gününde gerçekleştirilecek olan bu mitingin, sona yaklaşan direnişin zaferini büyütmek/bedelini küçültmek için gerekli olan toparlanma ve çıkış için bir imkan ve zemin işlevi görebilmesi/bu yönlü değerlendirilebilmesi gerekmektedir.
Hücre saldırısı ve katliam karşısında onurlu bir tutumla devrimci tutsakları ve taleplerini sahiplenen DKÖlerin, meslek örgütü ve sendikaların, üzerlerine yoğunlaştırılan devlet terörünün ardından yaşanan durgunlukla birlikte ortaya çıkan sinmişlik görüntüsünü kolayından hazmetmeleri beklenmemelidir. Kaldı ki, sürmekte olan direnişin (ve direnişe yönelik devlet terörünün) yarattığı yeni ölümler beklentisi, tüm devrimci-ilerici kamuoyu üzerinde yarattığı baskı da günden güne artmaktadır.
Bir kez daha; zindan direnişinde kazanılacak zafer, baharı kazanmanın da güvencesi ve temel dayanağı olacaktır.