ARSIVANA SAYFA
 
10 Şubat '01
SAYI: 06
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
İMF saldırı programı, düzenin zorlanma alanları ve devrimci görevler
TTB Merkez Konseyi açıklaması: "Ölümlere tanıklık yapmak istemiyoruz
Düzenin açmazları, mücadelenin olanakları
"Tekstil patronları saldırıda, sendika bürokratları uzlaşmada sınır tanımıyor!...
"Özgür" savcı ya da "hükümetin itibarı"
Kürdistan'da kontr-gerilla operasyonları sürüyor!
Ölüm Orucu Direnişi'yle dayanışma eylemleri
Öncü işçi inisiyatifi: Sermayenin karşısına bir sınf olarak çıkmanın zamanı gelmiştir!
Sınıf hareketi
Teslimiyet batağı terkedilmeksizin çıkış yolu bulunamaz
Ekim'den...
Direniş,katliam ve sol hareket/3
İHD İstanbul Şubesi: "Ölümleri, sakatlanmaları seyretmek istemiyoruz!"
Düzendeki çürüme ve kokuşmaya ilişkin itiraflar...
Faşist vahşetin ve devrimci direnişin Bayrampaşa cephesi.
Tutsak yakınlarının SAG eylemi
Emeperyalist küreselleşmeye militan kitlesel öfke
Uluslararası hareket
Ölüm Orucu direnişçilerinden mektup
Ölüm Orucu direnişçilerine mektup
Kitap tanıtımı: Haydari Kampı
Devrimci Taktiğin Sorunları
Yok saymak çözüm mü?
Mücadele Postası


Bu sayının
PDF formatını download
etmek için tıklayın



 
 
Kızıl Bayrak'tan...

Baharı kazanmanın yolu
Ölüm Oruçları’nı kazanmaktan geçecektir!

Ölüm Oruçları’nın başlamasının üzerinden 114, katliamın üzerindense 54 gün geçti.

Düzenle devrim arasındaki irade savaşı, hala (ve fakat esasta) hücrelerde direnen devrimci tutsaklar üzerinden sürüyor. Katliamdan bu yana, 54 gündür, direnişin dışarıdaki ayağı bir türlü toparlanıp harekete geçirilemedi.

Estirilen devlet terörünün, 3 bin civarında gözaltı, 200’e yakın tutuklamanın, kurumlara yönelik kapatma saldırılarının vb. bu geri çekilmede kuşkusuz önemli bir payı var. Ancak ve buna rağmen, direnişin dışarıdaki desteğini yükseltmek de tarihi bir sorumluluk olarak karşımızda durmaya devam ediyor. Kaldı ki, içeride tüm baskı ve teröre rağmen sürdürülen direniş, devlet terörünün dışarıda yarattığı olumsuz havanın dağıtılabilmesi için gerekli olan moral gücü oluşturmaya da devam ediyor.

Cezaevlerinde katliam, dışarıda baskı ve terörün artırılmasıyla sonuçlanan operasyonun ardından, mücadelenin dışarıdaki ayağında yaşanan kırılmayı ortadan kaldırmak, hareketi yeniden canlandırmak için her imkanın, her aracın sonuna kadar kullanılması, en verimli biçimde değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bunun bir yolu da, zindan gündemli tüm eylem ve etkinliklerin en güçlü biçimde desteklenmesinden geçmektedir. Bu çerçevede, İstanbul İHD’nin 12 Şubat’taki Ankara yolculuğuna, gerek uğurlama gerekse karşılama aşamasında güçlü bir katılım gerçekleştirilmelidir. Aynı gereklilik, ilerici partilerin 11 Şubat’ta İstanbul’da yapmaya hazırlandığı miting için de geçerlidir. Direnişin 115. gününde gerçekleştirilecek olan bu mitingin, sona yaklaşan direnişin zaferini büyütmek/bedelini küçültmek için gerekli olan toparlanma ve çıkış için bir imkan ve zemin işlevi görebilmesi/bu yönlü değerlendirilebilmesi gerekmektedir.

Hücre saldırısı ve katliam karşısında onurlu bir tutumla devrimci tutsakları ve taleplerini sahiplenen DKÖ’lerin, meslek örgütü ve sendikaların, üzerlerine yoğunlaştırılan devlet terörünün ardından yaşanan durgunlukla birlikte ortaya çıkan sinmişlik görüntüsünü kolayından hazmetmeleri beklenmemelidir. Kaldı ki, sürmekte olan direnişin (ve direnişe yönelik devlet terörünün) yarattığı yeni ölümler beklentisi, tüm devrimci-ilerici kamuoyu üzerinde yarattığı baskı da günden güne artmaktadır.

Bir kez daha; zindan direnişinde kazanılacak zafer, baharı kazanmanın da güvencesi ve temel dayanağı olacaktır.