Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Mart-Nisan 2004
Sayı: 70
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Barbarlar geliyor!
  İstanbul'u emperyalistlere dar etmek için görev başına!
  Barbarlar geliyor!
  Gençlik geleceği için Kızılay'daydı!
  13 Mart'ın ardından...
  Beyazıt Meydanı'ndan haykırdık...
  1 Mayıs'ta alanlara!
  Irak işgalinin birinci yılında tüm dünyada kitlesel protesto gösterileri düzenlendi!
  Newroz kutlamaları...
  Gerici dersler kaldırılsın!
  Edirne'de Ekim Gençliği okurlarına polis terörü...
  Trakya Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi...
  Eğitimin özelleştirilmesine karşı mücadeleye!
  Tasarıda değişen bir şey yok!
  Lisansüstü eğitim sınavları...
  Zafer direnen Irak halkının olacak!
  Emperyalist bir saldırı ve savaş örgütü: NATO
  "Derin devlet"e ilişkin itiraflar
  ABD emperyalizmi/2
  Gençlik baskılara boyun eğmeyecek!
  Hewler'de Halepçe çığlığı
  Cejna Newroz piroz be!
  Ateş saçan yürekli yoldaş
  Paris Komünü: Toplumsal devrimin şafağı
  Orkestranın şefini 14 Mart 1883'te yitirmiştik... Senfoni sürüyor!
  İLGP kuruldu!
  Refhan Tümer Lisesi'nde olmak bir ayrıcalıktır!
  Savaşan halklar kazanacak!
  Germinal ve Emile Zola
  Ev kölelerinin kurtuluşu
  Sabahattin Ali: Halkçı-gerçekçiliğin ilk temsilcisi
  Kara civciv katilleri
  İÜ öğrencisi Önder Babat vuruldu!



 
 
Newroz isyan, isyan özgürlüktür!

Cejna Newroz piroz be!

Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan ve özgürlük mücadelesinin bir simgesi haline gelen Ortadoğu halklarının bayramı olan Newroz, Kürt halkı üzerinde devam eden sömürü, baskı ve zulüm nedeniyle Kürt kimliğiyle özdeşleşmiş, tarih sahnesinde ulusal kurtuluş mücadelelerinin bir simgesi haline gelmiş bir bayramdır. Geçmişte kanlarımızla renklendirdiğimiz, serhıldanlarla anılan devrimci Newroz geleneği, ulusal kurtuluşumuz için mücadele ettiğimiz sürece yaşayacaktır. Bu yüzdendir ki faşist Türk burjuvazisi bu geleneğimizi elimizden almaya, herkese maletmeye, Newroz’un içini boşaltmaya -yani Newroz’u “nevruz”laştırmaya- çalışmaktadır.

Son yıllara kadar PKK önderliğinde sürdürülen devrimci mücadele ile birlikte Newrozlar hep Türk sömürgeci burjuvazisiyle bir hesaplaşmaya dönüşüyordu. Kölece bir yaşama başkaldırı, ulusal kurtuluşun sesi, ateşi oluyordu Newrozlar. Ancak PKK’nin sömürgeci burjuvaziye karşı devrimci direniş bayrağını indirmesiyle, kazandığı mevzilerle yetinme çabası, kendi burjuva ideolojisine teslim olmasıyla birlikte, Türk burjuvazisiyle bir anlaşma zemini oluşturulmaya çalışıldı. Ancak mücadele tarihi göstermiştir ki, devrimci mücadeleden, direnişten vazgeçerek anlaşma ve uzlaşma yolunu seçerek hiçbir sonuç alınamamıştır, alınamaz da. Bu uzlaşmacı tavrın sonu, günümüzde de aşikar olduğu gibi, teslimiyete kadar varmıştır. Kürt burjuvazisinin bu teslimiyetçi tavrı, bir takım kırıntılar koparma çabası ile, ulusal kurtuluştan bahsetmk bir hayaldir. Kurtuluştan öte, bu tavır kendi halkını baskı altında tutmanın bir yolu olmuştur.

Bunu da çok iyi kullanan Türk burjuvazisi, Kürt kimliğini yoketmek için elinden geleni yaptı. Kürt kimliğiyle bütünleşen Newroz bayramını sürekli hiçe sayarken, kutlamalara ve gösterilere izin vermezken, bir anda sahiplenmeye başladı. Newroz kutlamaları devlet eliyle yapılır oldu. İzinler verilmeye başlandı. Direnişin, başkaldırının bayramı olan Newroz, Ergenekon’dan çıkış oldu Türk burjuvazisinin elinde. Hem de çiçeklerin açmadığı, zulmün ve baskının bitmediği baharlarda... Geçtiğimiz senelerde gördüğümüz gibi bir şenlik, açık hava konseri haline dönüştürüldü çoğu yerde.

Ancak hala devrimci dinamikleri içinde barındıran, Newroz ateşini tutuşturan Kürt halkı Newroz’u bir hesaplaşma gününe çevirmeyi de bilmiştir. Geçtiğimiz senelerde İstanbul ve Mersin’de izin alınmamasına rağmen yakılan ateşler, çekilen halaylar ve gösterileri dağıtma çabalarına rağmen gösterilen irade, mücadelenin devamlılığının göstergesidir.

Özgürlük mücadelelerini yüzyıllardır sürdüren Kürt halkı, 26 yüzyıl önce Asur kralı Dehaq’ın zulmüne nasıl karşı koymuş, başkaldırmışsa, bugün de kendisini yok sayan, sömüren ve asimile etmeye çalışan faşist Türk burjuvazisine karşı da aynı mücadeleyi sürdürmelidir.

Yüzyıllardır süregelen Newroz geleneğini sadece kutlamalarla değil, göstereceğimiz direniş ve kararlılıkla sürdürmeliyiz. Nasıl Newroz yeni bir gün demekse, biz de yeni bir gün, yeni günler, yaratmalıyız. Nasıl demirci Kawa zalim Dehaq’ın kafasını çekiciyle ezdiyse, biz de faşist Türk burjuvazisine aynı cevabı vermeliyiz. Ve nasıl Demirci Kawa yaktığı ateşle zulmün bittiğini müjdelemişse, biz de yaktığımız ateşlerle mücadelemizi yükseltmeli, müjdeli günleri hedeflemeliyiz. İran’dan, Suriye’den, kardeşlerimizden müjdeli serhıldan haberleri geliyor. Kawa’nın orada yaktığı ateş, bize artık beklememek gerektiğini haykırıyor.

Newroz isyan, isyan özgürlüktür!
Newroz alanlarında özgürlük ateşini yakalım!
Cejna Newroz piroz be!

R. U. Kurşun-A. Genç