Tekstilde işten çıkarmalar ve haksızlıklar sürüyor

Krizin faturasını işçiler ödemeye devam ediyor. İşten çıkarmaların yanı sıra baskılar artarak devam ediyor. Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamalarla örgütlenme çalışması yürüttüğü tekstil fabrikalarında yaşanan bu hukuksuzlukları dile getirmeye devam ediyor.

Batman’da bulunan Taşkın Tekstil’de işçiler mağdur olmaya devam ediyor. Bölgede devlet teşviklerinden en çok yararlanan tekstil patronları işçi çıkartıp İŞKUR üzerinden bedavaya işçi çalıştırıyorlar. Krizi, asgari ücret zammını işten çıkarma gerekçesi gösteren Taşkın Tekstil de bunlardan biri. Son olarak 25 işçi işten çıkarıldı. Çıkarılan işçiler arasında engelli işçiler de var. Ankara’da bulunan ve kısa bir süre önce de işten çıkarmaların yaşandığı Ekol Tekstil’de ise son olarak 4 işçi çıkarıldı. Ekol patronu işçi düşmanlığını küçülme bahanesiyle hayata geçirdi.

İşten atmaların yanı sıra işçilere kölece çalışma koşulları dayatılıyor. DEV TEKSTİL, Antep’te bulunan Melike Tekstil’de işçilere imzalatılmak istenen kölelik sözleşmesine karşı örgütlenme çağrısı yaptı. Melike Tekstil patronu işçilere imzalatmak istediği sözleşmeye ek bir madde eklemiş. Adına “serbest zaman kullandırılması” dedikleri bu sözleşme ile işçilere yaptıkları mesailerin ücretini vermek yerine onlara “ücretsiz izin” verecekler. Hafta tatillerinde, dini/resmi tatillerde çalışan işçilere bunun karşılığında mesai ücreti vermek yerine ücretsiz izne çıkaracaklar. Yine Antep’te bulunan Villa Halı işçileri de DEV TEKSTİL’in sosyal medya hesaplarından seslerini duyurarak maaş ödemelerinin sürekli geciktirildiğini söylüyorlar.

DEV TEKSTİL tarafından yapılan açıklamada şunlar söylendi: “Tekstil patronlarına AKP eliyle devlet büyük yardımlar yapmaktadır. İşçiler düşük ücretlerle kölece çalıştırılmaktadır. Bunların sonucunda tekstil patronları muazzam kazançlar elde etmektedir. İşçilerin payına ise işten atmalar, daha da kötüleşen çalışma koşulları düşmektedir. Hep birlikte bu sömürüye, keyfiyete dur diyelim. Birlik olalım, güçlü olalım, sendikalı olalım, DEV TEKSTİL’e üye olalım.”

Recticel’de sendikal mücadele devam ediyor!

Geçtiğimiz aylarda Tuzla’da bulunan teknik sünger izolasyon fabrikası Recticel’de işçiler Petrol-İş Sendikası’nda örgütlenmişler, sendikal çoğunluğa da ulaşmışlardı. Ancak patronun sendikal faaliyet karşındaki düşmanlığı neticesinde Petrol-İş’in fabrikadaki yetkisi tanınmamıştı.

Patronun bu tutumu karşısında işçiler sendika hakları için eylemlere devam ediyorlar.

Vardiya giriş-çıkışlarında, çay ve yemek molalarında işçiler sloganlarla durumu protesto ediyorlar.

Petrokimya İşçileri Birliği (PİB) 24 Ocak Perşembe günü, gündüz vardiyası çıkışında işçilere bülten ulaştırarak mücadeleyi selamladı. İşçiler fabrikadan toplu olarak coşkulu sloganlarla çıktılar. İşçiler sık sık “Sendika hakkımız engellenemez!” ve “Dişe diş, kana kan, mücadeleye devam!” sloganlarını haykırdılar. Petrokimya İşçileri Birliği adına yapılan konuşmada, Flormar ve İzocam işçilerinin direnişlerine değinilerek bu dönemde yaşanan işçi direnişleri arasındaki dayanışmaya vurgu yapıldı. Konuşmanın ardından işçilere PİB Bülteni ulaştırıldı.

SİBAŞ işçilerinin direnişi sürüyor

Aydın Söke’deki SİBAŞ turşu fabrikasında çalışırken Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için 1 yıl içinde işten atılan 77 işçi, fabrika önünde direnişte. SİBAŞ yönetimi 24 Ocak’ta yaptığı açıklamada işten atmaların sendikal faaliyetler nedeniyle değil, “makineleşme” nedeniyle olduğunu öne sürdü. SİBAŞ Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Suat Zeytinoğlu ise “Bazı işçiler de bizim haberimiz olmadan sendikalaşmışlar” diyerek, işten atmaların asıl nedenini söyledi.

TOKİ işçileri kazandı

Ankara Mamak’ta bulunan Gülseren TOKİ inşaatında çalışan ve 2 yıldır ücret alamayan işçiler direnişe geçmiş ve defalarca gözaltına alınmıştı. İşçiler direnişin 65. gününde (25 Ocak) ücretlerini alarak, direnişlerini kazanımla bitirdiler.

Direnişçi işçilerden 200. gün mektubu

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan işçiler, 24 Ocak’ta direnişlerinin 200. gününün dolması vesilesiyle bir mektup yayınladı. Belediyenin emek düşmanlığına, sendikalı olmak anayasal bir hak olmasına karşın fiilen bu hakkın kullanılamadığına dikkat çeken işçiler şunları belirtti: “Şimdi yerel seçim dönemindeyiz ve CHP’nin rakibi AKP adayının ise ‘biz başa geldiğimizde tüm işçilere sendika hakkı verilecek’ şeklinde bir açıklaması oldu. İşçiye sendika hakkını anayasa zaten vermiş bulunuyor. Bu söylem ile aslında bir gerçeği de gözler önüne sermiş oldular. Bu partiler anayasanın yok sayıldığını ve işçilerin nasıl bir baskı altında olduğunun, anayasal haklarının bile patronlar tarafından gasp edildiğinin açık bir kanıtıdır. Bizler bu vaatlerle sarı sendikaların devam edeceğini ve işçilerin geleceğinin sermayenin ve partilerinin insafına kalacağını anlamış olduk.”