9 Mart 2018
Sayı: KB 2018/10

Emperyalistler ve işbirlikçileri yenilecek, direnen halklar kazanacak!
Ekonomide sahte rekorlar ve gerçekler
Sağlıkta neo-liberal programların çöküşü
“Tarım politikalarıyla şeker fabrikaları zarar ettirildi”
Efrîn’de “ateşkes” boyunca 33 sivil katledildi
İşçi ve emekçiye reva görülen yoksulluk
“İşimizi geri alacağız!”
Performans sistemine karşı Eğitim Sen’den kampanya
Devletten çocuk işçilikle mücadele yalanı!
‘Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği’ raporu
Burjuva toplumu ve burjuva kadın hareketi - H. Fırat
Sınıf devrimcilerinden 8 Mart etkinlikleri
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken…/ 7
Siyasal süreç ve gençlik mücadelesi
Büyüyen küresel ‘‘ticaret savaşları”
Avrupa’da ırkçı-faşist tırmanış!
Körfez şeyhleri “Hizbullah’ın şifreleri”ni çözebilir mi?
Nükleer rekabet ve savaş tehdidi
Gazi Direnişi 23. yılında
Kiralık senaryolu “Freiheit” filmi üzerine
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçiye reva görülen yoksulluk

 

Ekonomide çizilen “pembe tablolara” karşın Türkiye’de yoksulluk artıyor. Gıda, barınma gibi temel harcamalardaki artış, ücretlerdeki artışları geçti. İşçinin yaşayabilmesi için yapması gereken aylık asgari harcama 2 bin TL’yi aştı. Temel harcamalardaki artış iki ayda 100 TL’ye, son bir yılda ise 450 TL’ye yaklaştı. Öyle ki; harcamalardaki artış, asgari ücretteki artışı ikiye katladı. Ortalama 3 bin 147 TL maaş alan kamu çalışanları, her ay 2 bin 68 TL’yi sadece gıda ve barınma için harcıyor. Geriye kalan tüm ihtiyaçları için ise maaşından sadece 1079 lira kalıyor. Emeklilerin tamamı yoksulluk sınırının altında, yüzde 75’i de açlık sınırının altında maaş alıyor. Türkiye şartlarında bu ücretlerle geçinebilmek ise olanaksız.

Türkiye’de yaklaşık 7 milyon işçi asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Toplam 13.8 milyon işçi olduğu dikkate alındığında işçilerin yarısı asgari ücretli. Yılbaşında 1404 TL’den, 1603 TL’ye çıkarılan asgari ücret, geçim ücreti olmaktan çok uzak.

Türk-İş’in araştırmasına göre bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti Şubat ayında ilk kez 2 bin lirayı aşarak, 2 bin 22 lira 8 kuruşa çıktı. Bir ailenin insan onuruna yaraşır düzeyde geçimi için gerekli harcama tutarı da yılın ilk iki ayında 93 TL arttı. Son bir yıldaki artış ise 437 TL oldu. Asgari ücret 199 lira arttırılırken, harcamalardaki bir yıllık artış ise asgari ücretteki artışın iki katını da aştı. Şu anda 1603 lira olan asgari ücretle değil bir ailenin, bir işçinin bile geçinebilmesi mümkün değil.

Kamu çalışanlarının ortalama maaşı 3 bin 147 lira. Türkiye Kamu-Sen’in araştırmasına göre, 4 kişilik memur ailesinin aylık ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2 bin 67 lira. DİSK Emekli-Sen’in verilerine göre, işçi emeklileri ortalama 1500 TL, memur emeklileri ise ortalama 2 bin 100 TL maaş alıyor. Emeklilerin tamamı yoksulluk sınırının altında, yüzde 75’i de açlık sınırın altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Emeklilerin yüzde 60’ı bankalara kredi borçlusu. Yüzde 25’i icralık.

 

 

 

 

AKP yalanlarıyla övünüyor!

 

AKP iktidarı yüksek ekonomik büyüme rakamlarıyla, işsizliği azaltıcı ve istihdamı artırıcı politikalar konusunda TÜİK’in “pembe” verileriyle sürekli övünürken gerçekler de herkesin gözü önünde duruyor.

Bu gerçeklerin sadece bir kısmı CHP Sosyal Politikalar Genel Başkan Yardımcılığı’nın, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak koordinasyonunda hazırladığı ‘İşsizlik ve Yoksulluk Bülteni’nin yayınlanan ilk sayısında belirtildi.

İstihdam kampanyası yalanıyla birlikte artan işsizlik

2017’de AKP iktidarı istihdam kampanyası yaptı ve bununla övündü. Ne var ki OECD verilerine göre Türkiye, OECD içinde işgücüne katılım oranı en düşük olan ülke.

Hazırlanan rapora göre Türkiye, kadınların işgücüne katılımı ve istihdamında OECD ülkeleri arasında sonuncu olduğu görüldü. Ayrıca raporda kadın istihdamını OECD ortalaması seviyesine çıkaramamanın ülkeye faturasının sadece 2017 yılı için 282 milyar dolar olduğu belirtildi.

Yine de bir istihdam artışından söz edilmişti. Raporda bu konu “Başbakan Binali Yıldırım’ın, istihdamdaki artışın stajyer ve kursiyer sayısındaki artışla ilgisi olmadığı yönündeki açıklamasına karşın Başbakan’ın, bizzat Türkiye İstatistik Kurumu yalanlıyor. TÜİK, hane halkı işgücü anketinde stajyerlerin istihdamda sayıldığını açıkça belirtiyor. Bu nedenle 2017 Kasım ayı ile 2016’nın aynı ayı arasında stajyer ve kursiyerlerin sayısında 843 bin kişilik olağanüstü artış göz önüne alındığında, bunun istihdamdaki artışa çok büyük katkısı bulunuyor” biçiminde aktarıldı.

 

 

 

 

70. Vicdan ve Adalet Nöbeti

 

Adalet Arayan İşçi Aileleri, 70. Vicdan ve Adalet Nöbeti’ni 4 Mart’ta gerçekleştirdi. Eylemde, 11 Mart 2012’de Esenyurt MarmaraPark AVM inşaatında yaşanan iş cinayetinde hayatını kaybeden işçilere dikkat çekildi.

Galatasaray Meydanı’nda yapılan nöbette, Adalet Arayan İşçi Aileleri hukukçularından Gökhan Küçük konuştu. İş cinayetinin kaza olmadığına değinen Küçük, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin ihmal edildiğine dikkat çekerek, en çok iş cinayetinin inşaat iş kolunda gerçekleştiğini belirtti.

Taşeronluk sisteminin iş cinayetlerini arttırdığına değinen Küçük, iş cinayetlerinin ardından yargı sürecinde de sorumluların korunduğunun altını çizdi.

MarmaraPark AVM’de gerçekleşen iş cinayetiyle ilgili Adalet Arayan İşçi Aileleri’nin verdiği mücadeleyi vurgulayan Küçük, bu mücadele sonucunda, mahkemenin katilleri koruyan kararını Yargıtay’ın bozduğunu dile getirdi.

Küçük’ün ardından, Arka Sıradakiler dizi setindeki iş cinayetinde hayatını kaybeden Selin Erdem’in annesi Hacer Erdem söz alarak “On yıldır bağırıyoruz, sesimize ses vermesi gerekenler nerede?” diye tepki gösterdi.

Davutpaşa’daki işçi katliamında eşini kaybeden İdris Çabuk ise yetkililerin iş cinayetlerindeki ihmallerden sorumlu olduğuna, yargının da katilleri koruduğuna dikkat çekti.

 

 

 

 

Sincan’da bülten dağıtımına gözaltı

 

Ankara Sincan’da 2 Mart sabahı bülten dağıtımı sırasında 4 sınıf devrimcisi gözaltına alındı. Ankara işçi bülteni olan Grev’in işçi servis noktalarına dağıtımı sırasında sivil polisler tarafından gözaltı işlemi yapılmak istendi. Emekçilerin yoğun ilgisinden rahatsız olan polisler, seslerini yükselterek ortamı provoke etmeye çalıştı.

İhbar” bahanesiyle çalışmayı engellemek isteyen polisler “Size bunları kim dağıttırıyor”, “Başka nerelerde dağıtıyorsunuz” sorularıyla işçileri korkutmaya çalışırken, sınıf devrimcileri ise “Biz patronların gizlediği, kimsenin görmesini duymasını istemediği haberleri yani bizim, işçilerin sesini taşıyoruz. Bu ses Sincan OSB, Ostim OSB ve Ankaralı emekçilerin sesidir. Bize bunu Ankaralı emekçiler dağıttırıyor” yanıtını verdi.

Sincan Polis Karakolu’nda Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı polislerin gelmesini bekleyen polisler üç buçuk saatin ardından hiçbir işlem yapmadılar.

Polisler ayrıca “Grev kırmızı yazıyor bu yasadışı olabilir, hükümete yönelik kışkırtıcı sözler var” diyerek “suç” üretme gayretinde kendilerini aştılar.

Ankara İşçi Bülteni Grev adına yapılan açıklamada “Ankaralı emekçilerin sesini taşımaya devam edeceğiz, sermaye düzeninin bekçilerinin telaşını arttırmaya devam edeceğiz” vurgusu yapıldı.


 
§