8 Aralık 2017
Sayı: KB 2017/47

Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetin kaynağı kapitalizmdir!
Büyük resmin gösterdiği mesele “milli” değil, sınıfsaldır!
Reza Zarrab’dan rüşvet itirafları
“Avukatların dayanışma ve direniş hattı bu saldırıyı boşa çıkaracaktır!”
Kasım ayı enflasyonuyla yeni rekor
“OHAL’le hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir sürece girildi”
Çürümüş anlayışların tükettiği KESK
Metalde süreç hareketleniyor
HT Solar Enerji’de işten atma saldırısı ve işgal
“Yeni Ekimler için ileri!”
İstanbul’da ‘Gelecek mutlak sosyalizm’ etkinliği
Petrol-İş Aliağa Şubesi Genel Kurulu’nun ardından
“İş güvenliği önlemleri alınmalı, taşeron işçilerinin koşullarına özen gösterilmelidir!”
İş cinayetlerinin sorumlusu sermayedarlardır!
Cehennem koşullarında çalışmak kaderimiz değildir!
Mesleki Eğitim Kurultayı toplanıyor!
Birinci Filistin İntifadası’nın 30. yılı
“Oslo Barışı”ndan günümüze, Filistin davası
Suriye’de çözüm mü, çözümsüzlük mü?
Erdal Eren mücadelemizde yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Reza Zarrab’dan rüşvet itirafları

 

İran’a yönelik uluslararası ambargoyu delmek gerekçesiyle ABD’de tutuklanan Reza Zarrab, 29 Kasım tarihli duruşmada “tanık” sıfatıyla ifade vermeye başladı. New York’taki duruşmada Zarrab 17-25 Aralık 2013’te düzenlenen yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda adı geçen Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan ile kirli ilişkilerini anlattı.

Takas görüşmeleri başarılı olmadı

Savcı Sidhardha Kamaraju, Zarrab’a avukatlarının Türkiye ile mahkum takası için çalıştığını hatırlatarak, “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dahil olduğu bu görüşmeler (takas görüşmeleri) başarılı oldu mu?” diye sordu. Zarrab “hayır” yanıtını verdi. Zarrab, kendisiyle takas edileceklerin kimler olacağına dair ise bir şey söylemedi.

Hesap açmasına Egemen Bağış yardım etmiş

Eski Halkbank yöneticisi Hakan Atilla aleyhine tanıklık yapan Zarrab, İran’la iş yaptığı için Türkiye’deki Aktif Bank’ta hesap açmasının reddedildiğini ve eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın devreye girerek kendisine yardım ettiğini söyledi.

Hakan Atilla işi yaptırımlara uydurmuş

Zarrab ilerleyen süreçte Aktif Bank’ın doğrudan İranlı yetkililerle çalışmaya başladığını ve kendisinin devre dışı bırakıldığını söyledi.

Aktif Bank’ın kendisini devre dışı bırakması üzerine Halkbank’a gittiğini anlattı. Hakan Atilla ile irtibata geçtiğini belirterek “Oluşturduğumuz yapının Amerikan yaptırımlarıyla uyumlu gözükmesi için katkıda bulundu” dedi.

Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon avro rüşvet vermiş

Zarrab Halkbank ile ilk temasın 2012’de kurulduğunu ancak ilişkilerin daha eskiye dayandığını söyledi. Ahmet Alacacı adlı bir kuyumcunun kendisine altın ihracatı yönetimi ve Halkbank’ta açılan hesapla transferlerin gerçekleştirilebileceğini söylediğini aktardı.

Eşi Ebru Gündeş’in ünlü bir isim olması nedeniyle eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın kendisiyle çalışmak istemediğini bunun üzerine devreye dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın girdiğini ifade etti.

Zarrab, Halkbank ile bağlantının kurulması için Zafer Çağlayan’a toplamda 45 ila 50 milyon avronun yanı sıra 7 milyon dolar ve 2 bin 465 milyon Türk Lirası rüşvet verdiğini söyledi.

Zarrab ayrıca, Çağlayan’ın İran’a para transferi karşılığında elde edilecek kârın yüzde 50’sini istediğini de anlattı.

Rüşvet vermek için Çağlayan’dan onay aldı

30 Kasım’da devam eden duruşmada Zarrab, ABD ve AB bankacılık sistemlerine takılmamak için parayı TL olarak gönderdiklerini ve Türk bankalarını kullandıklarını belirtti.

Süleyman Aslan’ın kaygılı olduğunu ve kendini güvenceye almak için rüşvet istediğini anlatarak rüşvet verebilmesi için Zafer Çağlayan’dan onay alması gerektiğini ifade etti. Çağlayan’dan gizli hiçbir şey yapmadıklarını söyleyen Zarrab, Çağlayan’ın şirketin hesap ekstrelerini kendisinin bizzat incelediğini anlattı.

“Başbakan onay ve talimat verdi”

Zarrab ayrıca, “Başbakan Erdoğan ve Babacan İran’la işlemlere (altın ticareti) yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankası’na şahsen talimat verdiler” dedi. Bu talimatı kendisine Zafer Çağlayan’ın aktardığını belirtti. Zarrab, Muammer Güler’in Çin bankalarına referans mektubu yazması için oğlu Barış Güler’e 100 bin dolar verdiğini söyledi.

Türkiye’de Serbest kalmak için ‘kısmen’ rüşvet vermiş!

1 Aralık günkü duruşmada yaptığı sahte ticaretleri anlatan Zarrab 4 Aralık’taki duruşmada da itiraflarına devam etti.

17-25 Aralık’ta tutuklanan ve kısa süre sonra serbest bırakılan Zarrab, Türkiye’de serbest kalmak için ‘kısmen’ rüşvet verdiğini de itiraf ederken savcı ile arasındaki diyalog şu şekilde gerçekleşti:

Soru: Türkiye’de hiç tutuklandınız mı?

Zarrab: Evet, gözaltına alınıp cezaevine gönderildim... Sonra salıverildim.

Avukatlarım geldi, görüşme yaptık ve serbest bırakıldım.

Soru: Serbest kalmak için bir ödeme yaptınız mı?

Zarrab: Evet, yaptım.

Soru: Bunlar rüşvet miydi?

Zarrab: Kısmen.

Zarrab 5 Aralık’taki duruşmada da kirli ilişkileri ve hapishanede uyuşturucu alabilmek için 45 bin dolar rüşvet verdiğini anlattı. İşlediği suçlardan ne kadar kazandığı sorusuna ise “100, belki 150 milyon dolar” cevabını verdi.

6 Aralık’taki duruşmada kurduğu paravan şirketlerle ilgili konuşan Zarrab, dinletilen ses kayıtları üzerine soruları cevapladı.

Öte yandan, Zarrab’ın savcılıkla itirafçı olmak üzerine yaptığı anlaşmanın ardından savcılığın, Zarrab’ın fuhuş yaptırdığını görmezden geldiği ifade ediliyor.

 

 

 

 

AKP medyası Zarrab davasını “görmedi”

 

Dünya basınının ve kamuoyunun dikkatle izlediği ve Erdoğan yönetimi ile ABD arasındaki siyasi krizin önemli bir arenasına dönen Reza Zarrab davası, AKP medyası tarafından es geçildi. Kimi AKP bürokratlarının kimsenin ciddiye almadığı açıklamaları dışında, Zarrab davası yandaş medyanın gündemleri içerisinde kendisine yer “bulamadı.”

Anadolu Ajansı (AA) ve TRT’de Zarrab sessizliği

Hükümet kanalı olarak çalışan Anadolu Ajansı ve TRT 30 Kasım günü sayfalarında dava ile ilgili tek bir habere dahi yer vermedi. AKP borazanı Yeni Şafak da, TRT ve AA’nın çizgisinde ilerleyerek davayı görmezden geldi.

Yandaşlarda “iftira” kampanyası

AKP yandaşı diğer medya organları ise Zarrab davası üzerinden iç kamuoyuna dönük manipülatif haberler yayınlama yoluna gitti. Tescilli AKP borazanı Sabah gazetesi, haberi “Zarrab Tiyatrosu” başlığı ile manşetlerine taşıdı. Gazete, konuyla ilgili olarak hükümet sözcülerinin yaptığı kimi açıklamalara yer vererek, Reza Zarrab’ın baskı ile “iftiracı” olduğunu iddia etti.

Yeni Akit ise bilindik çizgisini sürdürerek Tayyip Erdoğan ve AKP’ye yaranmak için diğer yandaşları ile adeta yarış içerisine girdi. Davayla ilgili yapılan haberlerde daha çok Reza Zarrab’ın hapishanede uyuşturucu ve alkol için gardiyanlara verdiği rüşvet olayını ön plana çıkardı.

AKP iktidarına kalemlerini ve sayfalarını çoktan satmış bulunan diğer yayın kuruluşları ise, dava haberini ve bağlı olarak yansıyan gelişmeleri bir dizi başlığın yanında sıradan bir haber olarak sunma yoluna gitti.

Yandaş medyanın bu tutumu kimi uluslararası basın kuruluşlarının da dikkatinden kaçmadı. Konuya Zarrab davası ile ilgili bir makalede değinen New York Times, devlet televizyonu TRT ve Türkiye’nin resmi haber ajansı AA’da Zarrab’ın itiraflarına yer verilmediğine dikkat çekti.

 
§