15 Eylül 2017
Sayı: KB 2017/35

Dikta rejimi ancak sınıf mücadelesiyle yıkılabilir!
Reza Zarrab davası ve AKP’nin zayıf karnı
Gerginliğe dayalı siyaset ve gerginliğin pazarlanması
Kontrgerillanın yeni katliam aracı: SİHA
Metalde kazanımın anahtarı Metal Fırtına ve Greif’tir!
EİB’den sempozyum çağrısı
İşçi sınıfı mücadeleyi sürdürüyor
12 saatlik çalışma süresi ve sınıfa dönük saldırılar üzerine...
Gece çalışması: Kapitalistin kan dolu kadehi
Kadına şiddet üreten kapitalizm, eşitlik sunan sosyalizm!
Yeni insanın inşasında eğitim
Eğitimdeki gericileşme ve TÜSİAD’ın serzenişleri
Gerici eğitime karşı başka bir dünya mümkün!
Üniversitelerde yeni mücadele yılı
Deyr ez-Zor savaşı, emperyalistler ve PYD
Asya-Pasifik’te sular ısınmaya devam ediyor
Bağımsızlık referandumu ve Kerkük sorunu
Bir fırtına bir “çaresizlik”
Şili halkının direniş sembolü: Victor Jara
Musa Anter Kürt halkının mücadelesinde yaşıyor!
Müziğe aşık bir devrimci ozan: Ruhi Su
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bir fırtına bir “çaresizlik”

 

Kapitalist düzende her şey kâr uğruna yapılır. Doğal afetlere önlemler almak mı, almamak mı daha kârlı bir iştir? Düzen cephesinin bu soruya gerçek cevabı hiç de “insani” olmayacaktır. Çünkü sermaye düzeninde ölen insanların ve yıkılan yuvaların tek bir anlamı vardır. Düzen bu yıkımdan nasıl kârlı çıkacağını düşünür. Sigorta şirketleri en düşük sigorta bedelleriyle insanları nasıl yüzüstü bırakabileceklerinin hesaplarını yapar, inşaat firmaları leş bulmuş aç kurtlar gibi enkazın başına üşüşüverir. Konut reklamları bunları izler. İnsani trajediler milli birlik ve beraberlik demagojisinin parçası haline getirilir.

Kuzey Amerika kıtasında Irma adı verilen 5. kategorideki kasırga bir süredir gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Kasırgaların yıkıcı etkisini anlatabilmek için 5 aşamalı bir derecelendirme vardır. 5. kategori, bir kasırganın en yıkıcı olduğu halini ifade eder ve hızının saatte 252+ km olduğu anlamına gelir. Bu şiddetteki bir kasırgayla evler yıkılabilir, ağaçlar kökünden sökülebilir, yollar kullanılmaz hale gelebilir. Irma kasırgası ABD’nin Florida eyaleti, Küba’nın kuzeyi ve Karayipler ekseninde etkili olan bir kasırgadır. Bu eksen yaklaşık olarak Türkiye yüzölçümünde bir alana karşılık gelir. Şu ana kadarki etkilerine bakıldığında Irma kasırgasının şiddeti daha iyi anlaşılacaktır. Şimdiye kadar Irma nedeniyle 4 milyon ev ve işyerinin elektriği kesildi, 9 binin üzerinde uçak seyahati iptal edildi, 6 milyonun üzerinde insan için zorunlu tahliye kararı verildi. Karayipler’de 28, ABD’de 3 kişinin öldüğü tespit edildi. Onlarca insana ulaşılamadığı ya da kayıp olduğu bilgisi var.

Irma kasırgası bugüne kadar Atlas Okyanusu’nda kayda geçen en büyük kasırgadır. ABD tarihinde 5. kategoride yer alan üçüncü kasırgadır. 1928 yılında ortaya çıkan Okeechobee kasırgası 4 binin üzerinde ölü ve 100 milyon doların üzerinde zarara yol açmıştı. 2005 yılında New Orleans’ı vuran Katrina kasırgası 120 milyar dolarlık bir zarar doğurmuş, Küba’da 10 kişinin canını almıştı. Irma kasırgasının halihazırda 1,2 milyon insanın yaşamını etkilediği ve bu sayının 26 milyona çıkabileceği söyleniyor.

Trump Irma kasırgasından “kocaman canavar” diye bahsediyor. Oysa asıl canavarlık belli aralıklarla fırtınaların/kasırgaların olduğu bölgelerde her yıkımdan sonra aynı mimariyle, aynı altyapılarla, aynı tarzda yaşam alanları inşa ederek insanları felaketin kurbanı etmektir.

 

 

 

 

Fransa genelinde kölelik yasası protestoları

 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “emek yasası reformu” adıyla hayata geçirmeye çalıştığı kölelik yasaları Fransa genelinde sendikaların çağrısıyla 12 Eylül’de protesto edildi.

Başkent Paris’in yanı sıra Marsilya, Nantes, Lyon, Rennes kentleri başta olmak üzere ülkenin büyük kentlerinde işçi ve emekçiler sokaklara inerek yasa tasarısını kabul etmeyeceğini haykırdı. CGT, FO, FSU-UNSA, SUD-Solidaire sendikalarının çağrısı ile Fransa genelinde 200 noktada eylemler düzenlendi.

Sendikalara göre Fransa genelinde 400 bin kişinin katıldığı eylemlere Paris’te 60 bin, Lyon’da 15 bin, Bordeaux’da 15 bin, Nantes’da 15 bin, Rennes’de 12 bin, Strasbourg’da 3 bin kişinin katıldığı açıklandı.

Paris’te on binler sokaktaydı

Paris’te eylem için Bastille Meydanı’nda toplanan emekçiler sloganlarla İtalya Meydanı’na yürüdü.

Yürüyüş boyunca taşınan pankartlar ve dövizlerde de Macron ile genişletilen çalışma yasasının sermayeye hizmet ettiği; işçi ve emekçilere, gençliğe geleceksizlik ve kölelik dayattığı üzerinde duruldu. Bu saldırıya geçit verilmeyeceği vurgulu dövizler ve pankartlar taşındı.

Paris’te TKİP taraftarları da eyleme Fransızca “İşçi sınıfı savaşacak sosyalizm kazanacak!” pankartı ve parti bayrakları ile katıldı.

Yasa tasarısında neler var?

Emmanuel Macron’un seçim vaadi olarak ortaya attığı yasa tasarısında özetle şu maddeler yer alıyor:

- Patronların kâr etmediği gerekçesiyle işten attığı işçiye ödeyeceği tazminata üst sınır getiriliyor.

- Çalışma saatlerindeki yasal süre kısıtlaması kaldırılarak çalışma süresinin ‘işçi ile birlikte’ belirlenebilmesinin önü açılıyor.

- İşçi ve memur arasındaki fark ortadan kaldırılıyor.

- Toplu sözleşme koşulları değiştirilerek daha kısa süreli ve iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı  kısa süreli sözleşmeler ön görülüyor.

- 50’den az işçi çalıştıran iş yerlerinin sendika olmaksızın pazarlık yapmasının önü açılıyor.

 
§