23 Eylül 2016
Sayı: KB 2016/35

İşçi sınıfının alternatifi sosyalizmdir!
ABD yıkıcı savaştan çıkışın yollarını tıkıyor
ABD’nin Suriye’deki “mızrak”ı “Fırat Kalkanı”
Baskı ve zulme karşı direnişi büyütelim!
Burjuva yargısı kirli icraatlarını sürdürüyor
Hapishanelerde OHAL işkenceleri
Cerattepe davasında mahkeme heyeti reddedildi
İş cinayetleri sürüyor
İzmir’de Hasan Ülker’le dayanışma etkinliği
İşsizliğin panzehiri sosyalizm için mücadeleye!
Onlar partimizin özü ve özetidirler - H. Fırat
Kanlı ve kirli tarihiyle, burjuvazi yıkılmayı bekliyor!
Devrimci tutsaklarla dayanışmayı yükseltmek için...
Kirpiklerimiz yere düşmesin diye… / 1
Susma, kabullenme, gericiliğe karşı direnişe!
Güç ve eylem birlikleri üzerine
NATO yetmedi, şimdi de Avrupa Ordusu gündemde
Dünyadan işçi ve emekçi eylemleri
İsrail askerleri Filistinlileri katletmeye devam ediyor
1. Enternasyonal 152 yaşında!
Suat Derviş ve Fosforlu Cevriye
“Yeryüzünde konaklayan” bir ozanın tanıklıktan taraflaşmaya serüveni
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emperyalist savaşa, baskı ve sömürüye karşı

İşçi sınıfının alternatifi sosyalizmdir!

 

Türkiye’de ve onu çevreleyen coğrafyada önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Günbegün tırmandırılan savaş politikaları, arkası gelmeyen sosyal-iktisadi yıkım saldırları, bütün bir toplumu kuşatan burjuva gericiliği ve baskıcı uygulamalar bu gelişmelerin öne çıkan yanlarını oluşturuyor.

Toplumsal yaşamı doğrudan etkileyen; ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel açıdan ciddi sorunlara yol açan bu gelişmeler karşısında henüz işçi sınıfı ve emekçiler adına anlamlı bir çıkış ortaya konulabilmiş değil. Zira, günümüz Türkiye’sinde işçi sınıfı örgütsüz, dağınık ve siyasal sınıf bilincinden yoksun bir tabloya sahip. Bu durum, burjuvaziye çok yönlü saldırıları hayata geçirme konusunda önemli kolaylıklar sağlıyor. Dahası, kendi sınıf çıkarlarını toplumun genelinin çıkarıymış gibi gösterme ve emekçileri arkasından sürükleme imkanı veriyor.

Bu açık olgu, işçi sınıfını ve emekçileri örgütlemenin, kendi siyasal sınıf bilinci ile kuşatmanın aciliyetini ve yakıcılığını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.

Sınıfa karşı sınıf

Türkiye işçi sınıfının örgütsüz ve dağınık tablosu siyasal ve ekonomik saldırıların hayata geçmesini kolaylaştırsa da, bu süreç aynı zamanda iki sınıfı bizzat fabrikalar zemininde gündelik olarak karşı karşıya getiriyor. Zira sermayenin savaş, sömürü, baskı ve yağma politikaları işçi sınfının yaşam koşullarını her geçen gün daha da kötüleştiriyor. Ücretler düşüyor, çalışma koşulları ağırlaşıyor, sömürü katmerleşiyor, emek ile sermaye arasındaki çelişki her geçen gün derinleşiyor. Bu durum henüz ekonomik-sosyal talepler sınırında olsa da işçi sınıfı içerisindeki mücadele dinamiklerinin giderek olgunlaşmasını sağlıyor.

Özellikle geçtiğimiz yıl patlak veren metal hareketi işçi sınıfı içerisinde büyüyen hoşnutsuzluğun boyutlarını gözler önüne sermekle kalmadı, mücadele etme ve örgütlenme eğilimindeki isteği de ortaya koydu. Bu gerçeklik, şu veya bu düzeyde tüm üretim birimlerini kesmekte, kapitalizmin yapısal çelişkilerinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira sınıf çelişkileri ve mücadeleleri kapitalist toplumda (temelde üretim birimlerinde) nesnel ve kesintisiz bir süreç olarak döne döne kendisini üretmektedir.

Burada yakalanması gereken kritik halka ise, işçi sınıfı içerisinde daha çok ekonomik-sosyal sorunlar üzerinden ve kendiliğinden şekillenen mücadele dinamiklerini devrimci bir sınıf hareketine doğru geliştirme sorunudur. Bir başka ifade ile, bugün için örgütsüz ve dağınık olan işçi sınıfını burjuvazinin karşısına örgütlü, siyasal bir güç olarak çıkarma sorunu günün en temel sorumluluğu olarak öne çıkmaktadır.

Altı çizilen bu sorumluluk alanı devrimci öznenin rolünü, temelde devrimci sınıf partisinin güncel görevlerini de ortaya koymaktadır.

İşçi sınıfı alternatifsiz değildir

Önemli siyasal ve toplumsal gelişmelerin yaşandığı günümüz Türkiye’sinde işçi sınıfı sömürü düzeni karşısında alternatifsiz ve çaresiz değildir. Zira, bu topraklarda işçi sınıfının devrimci programı 18 yıldır bir bayrak gibi dalgalanmaktadır.

Devrimci sınıf programı, kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı toplumsal, siyasal, iktisadi ve sosyal sorunları tüm yönleriyle ortaya koymakta, bu sorunlara açıklıklar getirmekte ve çözümü konusunda yol göstermektedir. Güncel planda sorun, devrimci sınıf programının işçi sınıfına mal edilmesi, gündelik mücadelenin rehberi haline getirilmesi sorunudur.

Sınıf devrimcileri siyasal sınıf çalışmasının güncel görevlerini bu kapsamda ele almalı, işçi sınıfının bilinç ve örgütlenme düzeyini yükseltmeye dönük her türlü çabanın merkezine bu bakışı koyabilmelidir.

Bu açıdan; emperyalist savaş politikalarından doğa ve çevrenin yağmalanmasına, ulusal sorundan Günbegün tırmandırılan faşist baskı ve kuşatmaya kadar, toplumsal yaşamda ortaya çıkan her türlü gelişme karşısında devrimci sınıf programını öne çıkarmak, bu temelde işçi sınıfını aydınlatmak, eğitmek ve taraflaştırmak, gündelik olarak emekçilerin karşısına çıkan ekonomik-sosyal sorunlar ile siyasal gelişmelerin bağını başarılı bir şekilde kurabilmek kritik bir önem taşımaktadır.

Zira, sosyalist program çerçevesinde olayların ve gelişmelerin sınıfsal mantığını, kurulu düzenle ilişkisini, her türden gündelik sorunla bağını ortaya koymaksızın işçi ve emekçileri bağımsız devrimci sınıf çizgisine kazanmak mümkün olmayacaktır.

 
§