11 Temmuz 2014
Sayı: KB 2014/28

Sınıf hareketi önündeki engellerin kaldırılması için...
Engelleri aşmak için taban inisiyatifleri
İş güvencesi hakkına
sahip çıkmak için birleşik mücadeleye!
Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine...
Çatı aday kimin adayı?
TKİP hedef gösteriliyor!
İnternette sansüre devam!
Maltepe Belediyesi dava kararından görünenler
Bosch’ta yetki
Türk Metal’e verildi
Ha cam ha soda:
İşçi düşmanı Şişecam!

Sütaş’ta devlet sermayenin hizmetine koştu

İşçiler sessiz sedasız ölüyor

Tanrıverdi’de işçi iradesine patron müdahalesi

Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz!

Kızıl Bayrak: Tasfiyeciliğe, karanlığa tutulan kızıl bir meşale! - H. Eylül
Direnişçi işçilerden
Kızıl Bayrak’ın 20. yılına...
“Yeni Greif’ler için ileri!”
Ekim Gençliği II. Yaz Kampı
Mülteciler sorunu ve devrimci sorumluluk
İsrail saldırıyor, Filistin direniyor!
Mısır’da yeni yönetimin ilk icraatı
zam furyası
Çocuklar hapishanede, suçlular nerede? - Z. Eylül
Eylül günlerinde acının arabesk hali - K. Ehram
“Müziğimiz mücadeleye devam çağrısı!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İnternette sansüre devam!

 

Pew Araştırma Merkezi’nin raporuna göre Türkiye, Pakistan ve Mısır’ın içinde bulunduğu birçok ülke protestoların önüne geçmek için internet içeriklerini engelledi veya filtreledi.

Küresel internet üzerindeki baskılar devam edecek ve belirsizliklere yol açacak. Hükümetler istemedikleri sitelere erişimi engelleme konusunda daha çok deneyim kazanacak.

Araştırma şirketi Pew Center, Elon Üniversitesi ile birlikte bin 400 katılımcıyla yürüttüğü ‘İnternetin Geleceği’ raporuna göre gelecek 10 yılda hükümetler interneti düzenlemek amacıyla kısıtlayıcı rolü daha çok benimseyecek, büyük şirketler bilginin serbestliği görüşünü öldürmek için kurumsal açıdan açgözlü bir tavır takınacak. Cumhuriyet gazetesinden Şehriban Kıraç’ın aktardığı rapora göre, önümüzdeki yıllarda büyük siber saldırıların ve internet suçlarında yeni bir dalganın oluşması beklenmiyor. Ancak araştırmaya katılan uzmanların büyük bir çoğunluğu bu anlamda en büyük tehdidi büyük şirketlerin ve hükümetlerin oluşturacağı konusunda birleşiyor. Pew veri akışını elinde bulunduran Facebook, Google ve Microsoft gibi küresel internet şirketlerinin tehdit unsurları kapsamında olduğuna dikkat çekiyor. Raporda şu tespitlere yer verildi:

* Türkiye, Pakistan ve Mısır’ın içinde bulunduğu birçok ülke protestoların önüne geçmek için internet içeriklerini engelledi veya filtreledi. Katılımcılar diğer ülkelerin bu ülkeleri takip etmesinden endişe duyduklarını ifade etti.

* Türkiye’de şahit olduğumuz üzere hükümetler interneti kısıtlama konusunda her geçen gün daha da yetenekli hale geldi. Nitekim yeni politikalarla birlikte takip, engelleme ve sansür teknolojilerinin altyapı çalışmaları tüm dünyada hız kazanmış durumda.

* Hükümetlerin internet üzerindeki kontrolünün yarattığı diğer bir endişe ise sansür sürecinin derinleşmesi olacak. Her ne kadar Kanada ve Avustralya çocuk pornografisinin önüne geçmek için uygulanan filtreleme çalışmaları gibi iyi niyetli sayılabilecek örnekler olsa da hükümetlerin internet özgürlüğünü tehdit eden uygulamaları artacak.

* Gizlilikle ilgili sorunlar 2014’te internet içeriklerinin erişimi ve paylaşımındaki en ciddi tehdidi oluşturuyor. İnternet kullanıcılarını ve dünya genelindeki şirketleri hedef alan siber terör tehditleri artarken bunun 2025 itibarıyla değişmesini beklemek için çok az sebep var.

* İnternet tarafsızlığında sorunlar yaşanma ihtimali gayet yüksek. Paranın siyasi konuşmalara eşit olduğu bir siyasi ortamda birçok şey internet servis ve içerik sağlayıcılarının farklı çıkarları korumak için ne kadar para harcamak istediğine kalıyor. Ne yazık ki günlük kullanıcıların çıkarları çok az korunuyor.

* Çok fazla bilgi problemi yakında çok az bilgiye dönebilir. Bilgiyi filtreleyip daha kontrol edilebilir hale getirmek tam tersi bir etki yaratabilir.

 

 

 

 

Abdullah Cömert davası ertelendi

Haziran Direnişi’nde Abdullah Cömert’i katleden polislerin yargılandığı dava 8 Temmuz’da görülmeye devam etti.

Aradan geçen bir yılın ardından Hatay’da görülen ilk duruşmaya katil polis Ahmet Kuş katılmazken, Abdullah Cömert’in ailesi Abdocan’ın fotoğrafları ile duruşma salonuna girdi. Katilin avukatı duruşma yerinin değiştirilmesi talebini ilettince, Abdullah Cömert’in ailesinin Avukatı Hatice Can itiraz ederek talebin reddini istedi. Duruşmada söz alan anne Hatice Cömert “Ben mağdurum, ben hastayım. Ben başka yere gitmek istemiyorum. Oğlum barış için halk için özgürlük için sokağa çıktı” diyerek nakil talebine karşı çıktı. Abi Zafer Cömert ise “Polis benim gözümde teröristtir. Kardeşimi vuran Ethem’i vuran polisler serbestçe geziyor, Berkin’i vuran polis belli bile değil” diyerek tepkisini gösterdi.

Davaya bakan hakim katil polisin tutuksuz yargılanmasına karar verirken duruşmayı 15 Eylül’e erteledi. Ahmet Kuş’un kasten adam öldürmekten ceza alması beklenirken tutuksuz yargılanmasına dikkat çekilerek bunun “vicdanları rahatsız ettiği” ifade edildi.

Abdullah Cömert davasında da dışarıda hesap sormak için destekçiler beklerken polis adliye önünü abluka altına alarak destekçileri taciz etti.

 

 

 

 

KESK: “Baskılar bizi yıldıramaz!”

 

19 Şubat 2013 tarihinde 28 ilde KESK üye ve yöneticilerine yönelik yapılan operasyonun ardından başlayan yargı süreci devam ediyor.

Dava öncesinde adliye önünde açıklama yapan KESK üye ve yöneticileri, yargılanan kamu emekçilerinin 85 yıla varan ceza tehdidiyle karşı karşıya olmalarına dikkat çekti.

Basın açıklamasını okuyan, KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak, “Biliyoruz ki, bu davada yargılananlar; sadece üye ve yöneticilerimiz değildir. Aynı zamanda, sefalet ücretine-yoksulluğa-adaletsizliğe mahkum edilen, iş güvencesinin yok edilmesi hazırlıkları yapılan, grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkı yok sayılan, emeğinin hakkını ve demokrasi isteyen kamu emekçileridir.” dedi.

Basın açıklamasının ardından kitle duruşmayı izlemek için adliyeye girdi.

Duruşmada söz alan Selçuk Kozağaçlı, ÖYM’lerin kaldırılması ve TMK’da yapılan değişikliklerin ardından dava dosyalarının olağan mahkemelerde görülmesi gerektiğine dikkat çekerek, adil yargılama yapılmadığı gerekçesiyle kapatılan ÖYM’lerin ikame ettiği delilerle, yürüttüğü soruşturmalar ve kovuşturmalarla davanın devam edemeyeceğini kaydetti.

Savcının, 6526 sayılı TMK’nın birinci maddesinde yer alan ibarenin hukuka aykırılığının incelenmesi ve adli kontrol kararının kaldırılması yönünde mütaala verdiği duruşma, 15 Ekim tarihine ertelendi.

 

 

 

 

Hasan Ferit’in duruşmasına
katılım çağrısı

 

Hasan Ferit Gedik’in ailesi ve avukatları, çetelerin yargılanacağı duruşmaya dikkat çekmek için basın toplantısı düzenledi.

PSAKD Armutlu Cem ve Kültür Evi’nde düzenlenen basın toplantısında söz alan Hasan Ferit’in dedesi Mustafa Menal, Hasan Ferit’in katledilmesinde sadece çetelerin rol oynadığına inanmadığını belirterek, katliamın arkasında devletin parmağı olduğunun altını çizdi.

Avukat Şükriye Erden ise Çete üyelerinin birçok suçtan poliste kaydı olmasına ve saldırıların olacağını bilmesine rağmen müdahale etmediğini söyledi. Erden, Gülsuyu esnafının birçok defa haraç toplayan bu çetelere karşı suç duyurunda bulunduğuna vurgu yaptı ve suç duyurularına ve dinleme kayıtlarına karşın devletin saldırıları izlediğini ifade etti.

Halk Cephesi adına açıklama yapan Baran Kuzey Yıldırım, duruşma gününe kadar uyuşturucuya karşı kampanya yürüteceklerini ifade etti ve 14 Ağustos’ta yapılacak duruşma öncesinde Hasan Ferit’in vurulduğu yerden, davanın görüleceği Kartal Adliyesi’ne yürüyüş yapılacağını dile getirdi.

 
§