4 Mayıs 2011
Sayı: SİKB 2011/17

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs’ın devrimci kazanımları
Taksim’de coşkulu, kitlesel ve
görkemli 1 Mayıs!
İzmir’de 50 bin kişi Gündoğdu’da toplandı
Adana’da 1 Mayıs
Bursa’da kitlesel 1 Mayıs
Eskişehir’de 1 Mayıs coşkusu
Her yerde 1 Mayıs coşkusu!
Newroz coşkusuyla 1 Mayıs
Kürt halkı militan
mücadeleyle kazandı!
Direnen işçiler sendikal bürokrasinin suskunluğunu bozdu!
BDSP emekçileri
mücadeleye çağırıyor!..
Dünyada 1 Mayıs...
Almanya’da 1 Mayıs...
İsviçre’de 1 Mayıs...
Suriye’de olaylar karmaşık
bir hal alıyor
ABD Bin Ladin’i öldürdü
Parti ve geçmişin devrimci
mirası H. Fırat
TKİP Kurucu Üyesi
Hatice Yürekli anıldı
Mahkeme Festus’un katillerini
aklamada ısrarlı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Direnen işçiler sendikal bürokrasinin suskunluğunu bozdu!

Türk-İş’ten destek ve dayanışma sözü!

Direnişçi Ontex/Canbebe ve PTT taşeron işçileri direnişlerini görmezden gelen sendika bürokratlarını teşhir etmek, direnişlerine sahip çıkılmasını sağlamak amacıyla Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilciliği’ni işgal etti. Gümüşsuyu’ndaki temsilcilik binasına pankartlarını asan işçilerin işgal eylemi taleplerin kabul edilmesiyle sona erdi.

İşçilerden Türk-İş işgali

29 Nisan günü saat 15.00’te temsilcilik binasına gelen işçiler “İşimizi geri istiyoruz, taşeron çalıştırma yasaklansın, sendikalar işçilerindir, demokratik seçim - demokratik sendika / Ontex Canbebe – PTT taşeron işçileri” pankartını binaya astılar.

İşçiler daha sonra Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak’a taleplerini ilettiler. İşçiler sendika yönetiminden, sendikaların direnişlere sahip çıkmasını, taşeron çalıştırmayla ilgili bir mücadele programı oluşturulmasını, işten atılan işçilerin işe geri alınmasını ve 1 Mayıs’ta direnişçi işçilere söz hakkı verilmesini talep ettiler. İşçilerin talepleri ise Büyükkucak tarafından kayıtsızlıkla karşılandı. Büyükkucak, “1 Mayıs’tan sonra gelin görüşelim” biçiminde konuştu. Bunun üzerine talepleri karşılanmadan binadan ayrılmayacaklarını belirten direnişçi işçiler “Biz çıkartmasını biliriz” cevabıyla karşılaştılar. Kendilerinin yapacak birşeyi olmadığını söyleyen Büyükkucak, “Gidin genel merkezinizle görüşün, gidin Türk-İş Genel Merkezi’yle görüşün” dedi. Bununla beraber direnişçi Ontex işçileri Selüloz-İş Genel Başkanı Ergin Alşan ile telefonda görüştü. Alşan da benzer bir tutumla işçileri geçiştirdi. Taleplerini yanıtsız bıraktı.

İşçiler kararlı

Büyükkucak ile yapılan görüşmenin ardından balkona çıkan işçiler, “Zafer direnen işçilerin olacak!” yazılı ikinci bir pankart daha astılar. “İşgal, grev, direniş!”, “Ağalar defolsun, sendikalar bizimdir!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Türk-İş uyuma işçine sahip çık!”, “Selüloz-İş uyuma işçine sahip çık!” sloganlarını atan işçilere, temsilcilik binası önünde ise Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu “Köleliğe ve sendikal ihanete karşı işgal, grev, direniş!” pankartıyla destek verdi.

Büyükkucak’tan polise davet

Sivil polisler temsilciliğin olduğu daireye girmeye çalışınca işçiler ise polislere engel oldu. Bunun üzerine polisler dış kapının önüne indiler. Basının içeri girmesine engel olan polisler, kendilerinin Büyükkucak’ın daveti üzerine geldiklerini belirttiler. İlerleyen dakikalarda sivil polis yığınağı artarken, polisler bina önünde etten duvar ördüler. Sendika-polis işbirliği kendini en açık şekilde gösterdi. Polisler sadece basın kartı olanların içeriye girebileceğini bunun Büyükkucak’ın talebi olduğunu belirttiler.

Türk-İş harekete geçti

Saat 17.00 sularında direnişçi işçiler Türk-İş Genel Merkezi tarafından arandı. Direnişçi işçilere, “İşgale son verin, yarın sabah sizinle görüşelim” denildi. İşçiler ise görüşme gerçekleşmedikçe ve talepleri karşılanmadıkça eylemlerini sonlandırmayacaklarını belirttiler.

Direnişçi işçiler megafonla balkondan konuşmalar yaparak taleplerini dile getirdiler ve görüştükleri sendikacıların tutumlarını teşhir ettiler. Hakları ve gelecekleri için direniş çadırları kurduklarını fakat emekten yana olduğunu söyleyen sendikaların kendilerine sahip çıkmadığını belirten işçiler, direnişlerinin görmezden gelindiğini vurguladılar.

Direnişçi işçiler saat 17.00’de basına bir açıklama yaparak bilgilendirmede bulundular. Temsilciliğin içerisinde yapılan açıklamaya basının ilgisi yoğundu. Türk Metal üyesi Kale Kilit işyeri temsilcileri, Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, TEKEL direnişçisi Metin Arslan’ın yanısıra gün boyunca EHP, Sosyalizm, Mücadele Birliği, Devrimci Proletarya, İşçi Cephesi, DHF ve Tekstil-Sen işçileri ziyaret etti. BDSP ve DHF gece de temsilcilikte kalarak işçileri yalnız bırakmadı.

Türk-İş yönetiminden söz...

30 Nisan günü öğle saatlerinde, eylemin sürdüğü Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilciliği’nde Türk-İş yöneticileriyle direnişçiler tarafından yapılan basın toplantısıyla taraflar varılan nokta hakkında bilgilendirmede bulundular. Zaman zaman gerilimli tartışmaların olduğu toplantıda Türk-İş yönetimi işçilere her türlü maddi ve manevi destekte bulunma sözü verdi. Verilen bu sözlerin takipçisi olduklarını ifade eden işçiler ise eylemi noktalarken, sözler tutulmadığı durumda bir kez daha Türk-İş’in kapısına dayanacaklarını söylediler.

İşgale destek yürüyüşü

Basın toplantısından önce direnişçi işçilere destek vermek amacıyla bir yürüyüş düzenlendi. İlerici ve devrimci güçler ile bazı sendikacıların da destek verdiği yürüyüş AKM önünde başladı. “Yaşasın sınıf dayanışması! Zafer direnen işçilerin olacak!” pankartının açıldığı yürüyüşte, Gümüşsuyu Caddesi’nin Dolmabahçe yönü kapatıldı. Bina önünde yapılan açıklamada direnişçi işçilerin onurlu mücadelesine değinilerek, bu mücadeleye sonuna kadar destek olunacağı vurgulandı. Yürüyüşe BDSP’lilerle birlikte DHF ve Birleşik Metal üyeleri destek verdi. Açıklamanın ardından basın toplantısını izlemek üzere binaya girildi.

Direnişçiler: Taleplerimizde kararlıyız!

Toplantıda kürsüde, direnişçi işçiler ile birlikte Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Toleyis Genel Başkanı Cemail Bakındı, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ve Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi yer aldı.

İlk sözü Ontex/Canbebe direnişçisi Gamze Kayhan aldı. Kayhan ayları geride bırakan direnişlerinin sermayeye ve sendikal ihanete karşı sürdüğünü, bugün bu eylemi yapmalarının nedeninin de direnişlerine sahip çıkmayan, seslerini duymazdan gelen sendikal bürokrasiye tepkilerini göstermek ve onları mücadelelerine sahip çıkmaya çağırmak olduğunu vurguladı. İşyerinden başlayarak karşılaştıkları sendikal bürokrasi ve ihanet gerçeğini de ayrıntılarıyla anlatarak taleplerini sıraladı. Direnişlere maddi ve manevi destek, taşeronlaştırmaya karşı etkin mücadele, sendikal demokrasinin işletilmesinin önündeki engellerin kaldırılması, 1 Mayıs kürsüsünden söz hakkı talep ettiklerini vurguladı.

Bakındı: Sorunu çözmek için elimizden geleni yapacağız

Kayhan’ın ardından konuşan Cemail Bakındı ise, konuşmasına ‘taleplerimizi demokratik biçimlerde ifade etmeliyiz’ gibi demagojik ifadelerle başlarken Ontex direnişinden bir hafta önce haberdar olduklarını söyleyerek işçilerin eyleminin ne kadar meşru olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Bakındı konuşmasına sorunları diyalog ile çözmek istediklerini, UPS ve Rimaks’ta işçilerin böyle kazandıklarını iddia ederken, şahsen ve Türk-İş olarak sorunun çözümü için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ontex/Canbebe ve PTT direnişleriyle maddi ve manevi dayanışma içerisinde olacaklarını, bunun için en kısa sürede bir dayanışma fonu oluşturacaklarını, uluslararası bir kampanya başlatacaklarını, 3 Mayıs Çarşamba günü destek ziyareti örgütleyeceklerini ve daha başka ne gerekiyorsa bunları yetkili kurullarında konuşacaklarını söyledi.

Bakındı işçilerin kendilerini işten atılmasına ortaklık eden Selüloz-İş yönetimi ve işyeri temsilcileri hakkında işlem başlatılması ve istifa etmeleri yönündeki taleplerini ise, hukuken sendikaların içişlerine karışma olanaklarının olmadığını ancak ilgili yöneticilerle görüşeceklerini ve sendikanın işçilere sahip çıkması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Bakındı temsilcilerin seçim yoluyla belirlenmesi yönündeki talep konusunda da, bu talebin ancak işçilerin işe geri dönüşlerinin ardından anlamlı olacağını, bu konuda da zaten kendilerinin fiilen yapacakları bir şeyin olmadığını iddia etti.

Bakındı’nın konuşması sırasında hem kürsüden direnişçi işçiler, hem de salonda bulanan destekçi güçler müdahalelerde bulunarak, hem Bakındı’nın çarpıtmalarına yanıtlar verdiler, hem de taleplerin kabulü için uyarılarda bulundular.

Servi: İşçilerin haklı ve onurlu mücadelesini destekliyoruz!

Bakındı’nın ardından konuşan Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi ise işçilerin ancak mücadeleyle kazanabildiğini, bunun somut kanıtının da 1 Mayıs olduğunu vurguladı. Konuşmasında ayrıca, işçilerin haklı ve onurlu bir mücadele verdiğini, kendilerinin bu mücadeleyi takip ettiklerini, sorunu çözmeye çalıştıklarını, bu amaçla da Selüloz-İş yönetimi nezdinde de girişimlerde bulunduklarını, ancak başarıya ulaşamadıklarını, bugünden sonra Türk-İş’in de verdiği sözlerin arkasında durarak direnişlere daha aktif destek vermesi gerektiğini belirtti. İşçilerin taleplerinin yerinde olduğunun altını çizen Servi, işyeri temsilciliğinin seçim yoluyla belirlenmesinin hukuken olmasa da fiilen uygulandığını ancak bu talebin hemen kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Servi ayrıca diğer sendikaların Ontex konusundaki suskunluğunun biraz da diğer sendikanın içişlerine karışmama anlayışının sonucu olduğunu belitti.

Ardından konuşan Faruk Büyükkucak ise, direnişçi işçilerin kendilerine kısa zaman önce ulaştığını, kendilerinin de ellerinden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalıştığını ancak sonuç alamadıklarını söyledi. Büyükkucak’ın bu sözlerine işçiler tepki gösterirken ayları bulan bir direnişten haberlerinin olmadığını söylemenin dahi onlar adına sergilenen pratik bakımdan yeterince açıklayıcı olduğu vurgulandı.

Türk-İş’ten destek ve dayanışma sözü!

Ardından direnişçi işçiler ile salonda bulunan destekçiler yeniden söz alarak talepleri bir kez daha yinelerken, somut sözler duymak istediklerini vurguladılar. Bu arada 1 Mayıs alanında ortak metinlerde direnişlerden ve özellikle de Ontex boykotundan bahsedilmesi talebi de ortaya kondu.

Yapılan konuşmaların ardından sözü alan Cemail Bakındı işçilerin taleplerine karşılık neler yapacaklarını tek tek sıralayarak ortaya koydu. Buna göre Türk-İş bünyesinde bir dayanışma fonu oluşturulacak, en kısa sürede direnişlere destek ziyaretinde bulunulacak, uluslararı dayanışma için girişimlere başlanacak, Selüloz-İş yönetimiyle toplanılarak direnişi sahiplenmeleri sağlanacak, Selüloz-İş’in direnişi sahiplenmemesi halinde konfederasyon olarak işçilerin arkasında olunacak, işçilerin işe geri dönmesi için mücadeleye destek verilecek, 1 Mayıs kürsüsünden direnişler sahiplenilecek ve direnişçilerin yükselttiği boykot kampanyasına destek çağrısı yapılacak.

Bu açıklamanın ardından direnişçi işçiler Türk-İş’in verdiği bu sözleri anlamlı bulduklarını, ancak önemli olanın pratik olduğunu bu nedenle bu sözlerin takipçisi olacaklarını ifade ettiler.

Vaatler tutulmazsa yine geliriz!”

Toplantının bitmesinin ardından durumu kendi aralarında değerlendiren direnişçi işçiler, Türk-İş’in verdiği taahhütleri yerine getirmesini takip etmek üzere eyleme şimdilik son verme kararına vardılar.

Direnişçi işçiler kararlarını binanın önünde yaptıkları bir açıklamayla duyurdular. Direnişçi Ontex/Canbebe işçisi Mustafa Bozkurt tarafından yapılan açıklamada, seslerini duyurmak ve Türk-İş’in mücadelelerine destek vermesini talep etmek için Türk-İş’i “ziyaret” ettiklerini, Türk-İş’ten de mücadelelerine maddi ve manevi her türlü desteği vermek konusunda bir dizi taahhüt aldıklarını, bu nedenle de eylemlerini şimdilik kaydıyla bitirdiklerini söyledi. Türk-İş yönetiminin verdiği sözleri tutmaması halinde bir kez daha “ziyaret”te bulunacaklarının bilinmesini isteyen Bozkurt, “yaşasın işçilerin birliği” sloganıyla konuşmasına son verdi.

Ardından konuşan Büyükkucak ise, direnişçi işçilerin büyük bir sorumlulukla Türk-İş’e geldiklerini, kendilerinin de bazı yanlış anlamalar ve küçük hatalarla birlikte direnişçilere sahip çıktıklarını, polisi de içeri sokmadıklarını söyledi. Sınıfın birliği ve dayanışmasına da vurgu yapan Büyükkucak işçilerin iki gün içerisinde yaptıklarıyla mücadelelerinde büyük bir hamle yaptığını ifade ederek, bundan sonra direnişe her türlü maddi ve manevi desteği vereceklerini sözünü burada da bir kez daha tekrarladı.

Eylem sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

 

Sendikalar sokağa, işçilerin yanına!”

Konak Belediyesi taşeron işçileri direnişlerini sahiplenmeyen sendika yöneticilerini protesto etmek için 2 Mayıs günü Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Şubesi’nde eylem gerçekleştirdiler.

Şube binasının pencerelerine, üstünde Güldal Mumcu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan ile eski sendikacı CHP İzmir Milletvekili adayı Musa Çam’ın çarpı işaretli fotoğraflarının olduğu “67 kişiye sahip çıkamayan, 70 milyon kişiye nasıl sahip çıkacak” pankartını astılar. Bir saat süren eylemin ardından işçiler alkışlar eşliğinde binadan çıktılar. İşçilere bina önünde bekleyen arkadaşları da destek verdi ve bir açıklama yapıldı.

Açıklamada şunlar söylendi: “Sendikaları Seçim malzemesi yapan, aidatlarını seçim politikasında harcayan sendikacıların yakalarına yapışacağız. Biz 67 gündür burada oturuyoruz, onlar Aziz Kocaoğlu’na, Hakan Tartan’a desteğe gidiyorlar. İşçilerin yanında olması gereken sendikaları, sokağa yanımıza bekliyoruz. Yanımıza gelmezlerse onları o koltuklarında rahatsız edeceğiz, oturtmayacağız. Bundan sonra Belediye İş Sendikası’nda olanları, il binasında olanları seyredin”

Kızıl Bayrak / İzmir


Taşeron işçilerden zincirli eylem

Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nde sendikalı oldukları için işten atılan taşeron sağlık işçileri 26 Nisan günü gerçekleştirdikleri zincirli eylemle işe geri dönme taleplerini yinelediler.

26 Ocak tarihinden bu yana hastane bahçesinde direnişlerini sürdüren Dev Sağlık-İş üyesi iki işçi ve dört sendika üyesi işçi, kendilerini İl Sağlık Müdürlüğü’ne zincirlediler.

İşçiler eylemde 91 gündür direnişte olduklarını hatırlatarak işten atılan işçilerin geri alınmasını istediler. Çevreden eylemi izleyenler de alkışlara işçilere destek verdi. Taşeron çalıştırmayı protesto eden işçilere polisin müdahalesi ise sert oldu. İşçiler “Atılan işçiler geri alınsın!” ve “Sağlıkta taşeron ölüm demektir!” sloganlarıyla polise uzun süre direnirken, polis işçileri darp ederek gözaltına aldı. Karakola götürülen işçiler ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.